Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Şubat’ta açıkladığı 35 bin 418 vefat 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin Cumhuriyet Türkiye’sinin en ölümcül depremi olduğunu gösterdi. Daha önce 1939 Erzincan depreminde 32 bin 968 can kaybı kaydedilmişti. Dünyada son 50 yılın en ölümcül 8’inci depremi; ümit edelim sıralamada daha da yükselmesin. Felaket, başa çıkmak için dünyada her hükümetin zorlanacağı boyutlarda.
Oy verme saiklerini tartışırken ideoloji gibi uzun dönemde şekillenen etmenler dışında kısa dönemli performans değerlendirmelerini anlamak için önce ülke gündemimizi güncellemeliyiz. Yeni gündemimizin başında elbette deprem bölgesi vatandaşlarının ihtiyaçlarının nasıl ve ne derece karşılanabildiği olacaktır. Deprem bölgesinin hassas etnik ve sekter yapısının son yıllarda önemli sayıda Suriyeli sığınmacının katılımıyla daha da hassas hale geldiğini de
6 Şubat Depremi ile birlikte yaşanan bu büyük felaketin etkilediği güzel ülkemizde insanlarımızın yaralarının bir an önce sarılması için herkes elinden geleni hatta fazlasını yapmak zorundadır. Ancak 11 Şubat günü Cumhurbaşkanı tarafından duyurulan “üniversitelerin yaza kadar kapatılması ve eğitime uzaktan devam edilmesi” kararı bir bilimsel gerekçeye dayanmamaktadır. Bu karar için gerekçe gösterilen “KYK yurtlarının depremden
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin yarattığı yıkım büyürken fay hatları üzerinde olan Türkiye’nin depreme ne kadar hazırlıklı olduğu tartışılıyor. T24’ten Cansu Çamlıbel ile detaylı bir söyleşi yapan Jeolog Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Türkiye’de deprem yönetmeliğinin hazırlandığı fay haritasının yanlış olduğunu, bu harita üzerinden yapılan risk değerlendirmelerinin de hatalı olduğunu belirtti. Kahramanmaraş depremiyle birlikte daha önce kabul
Bugün depremin üzerinden tam dokuz gün geçti. Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı. Her günü tek tek yazıyorum. Medya asrın felaketi diye yazıyor. O dokuz gün hayatın olağan akışında çok kısa bir zaman aralığı aslında. Hayat olağan akmadı ama bu son dokuz günde. Her gün bir diğerinden uzundu. Her geçen gün bir
11 Şubat günü, Cumhurbaşkanlığı, üniversitelerin kapatılacağı, yurtlara depremzedelerin yerleştirileceğine dair bir açıklama yaptı. Ardından, üniversitelerin çevrimiçi, uzaktan eğitim vereceği açıklandı. Öğrenciler kampüse gelmeyecek, evlerinden, uzaktan ders izleyecek. Bu aceleyle alınmış kararın her tarafı yanlış. Niye yanlış olduğunu anlatmaya çalışacağım. 16. asırda tüm dünyada sayılı birkaç rasathane arasında olan o dönemin çok iyi bir bilim adamı
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depreminin olduğu bölgede ülke nüfusunun yüzde 13,5 kısmı yaşıyor. Devasa yıkımda, ilk 6 günün sonundaki resmî rakamlara göre ölü sayısı 30 bine yaklaştı, 90 binden fazla yaralı var. Bölgedeki bina stoğunun çoğu kullanılamaz hale gelerek on binlerce kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Halk bölge dışına göç etmeye, başka yerlerdeki akraba ve
6 Şubat 2023’te 04:17 ve 13:24 saatlerinde meydana gelen iki deprem sonrası 10 ilimizde büyük bir afetle karşı karşıyayız. Kayıplarımız ve yaralılarımız her an artıyor. Binlerce binanın beton yığını altında hala canlarımız var. Acımız çok büyük. Ve bu büyük acıyla kıvranırken, inşaat sektörünün içinden seslenmek istiyorum: BU DÜZEN DEĞİŞMEK ZORUNDA. Sağlıklı bir binanın en önemli
Türkiye’de 1900 yılından bu yana meydana gelen deprem sayısı yüzün üzerinde. Bu depremler, Türkiye’de ve etkisini gördüğü yakın çevrelerde şu ana kadar yaşanmış en şiddetli depremleri barındırmakta. Yani, deprem bizim coğrafyamız için şüphesiz bir gerçek ve her defasında ülkemizin yaşadığı bilanço ağır maliyetler içermiş. Peki, Dünya’da durum nasıl? Depremin gerçek olduğu coğrafyalar da bu bilançolar