İş dünyası, enflasyonun altında ezilen kesimlerle birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ömürlerini ona adayacak kadar koşulsuz destekçileri bile ekonominin derin sorunlarından kurtulma umutlarını Mehmet Şimşek ile Hafize Gaye Erkan’a bağlamış durumda. Merkez Bankasının 27 ay aradan sonra faiz artırımına gitmesi ve politika faizini yüzde 8,5’tan yüzde 15’e çıkarmasının bu kesimleri ne kadar memnun ettiği hafta
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 22 Haziran’da 27 ay süren düşük faiz politikalarının ardından ilk kez politika faizinde artışa gitti. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın başkanlığındaki ilk toplantısını yapan PPK, yüzde 8,5 seviyesindeki politika faizini yüzde 15’e yükselterek parasal sıkılaşma politikasına geçti. PPK üyeleri hafta başından bu yana Ankara’da veriler
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Mehmet Şimşek’in Hazine Bakanı olmasının faiz politikalarında ciddi değişikliğe gidileceği anlamına gelmediğini söyledi. Azerbaycan’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Şimşek ile “atacağı adımları Merkez Bankası ile atmasını kabullendik” dedi. Erdoğan şunları söyledi: • “Bizim bankalar noktasında sıkıntımız yok. Bizim bankacılık sektörümüz zaten güçlüdür. Fakat bütün mesele şimdi finans yönetimini daha güçlü
“Türkiye ekonomisinde her şey yolundaydıysa, neden Bakan ve Merkez Bankası başkanı değişikliği yaptık? Yok, işler yolunda değilse neden dünkü bozgunun sorumlularını hala taltif etmeye devam ediyoruz?” Bu sözler TEPAV Başkanı Güven Sak’ın ekonominin hal ve gidişi üzerine ekonomim.com sitesindeki yazısından. “Neyin olacağı hala belli olmadı” başlıklı yazısında şunları söylüyor: • “Seçim biteli iki hafta oldu.
Döviz kuru aldı başını gidiyor. 7 Haziran akşamı bir dolar 23,22 düzeyine fırlamıştı. Seçimden önceki son işgünü 20 liranın milim altında kapatmıştı oysa: 19,97 idi bankalararası döviz piyasasında belirlenen gösterge kur. Sekiz günde yüzde 16,3 oranında değer kaybetti Türk lirası. Ne oluyor? Ne olduğuna geleceğim ama önce uzunca bir girizgâh yapmalıyım. 2 Haziran günü yayınlanan
Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerinin ardından döviz kurlarındaki artış sürüyor. 7 Haziran itibariyle Türk Lirasının dolar karşısındaki değer kaybı yüzde 7’e ulaştı. Dolar / TL kuru 23,16’yı görerek rekor kırdı. Euro / TL 24’ü aştı, Sterlin/TL ise 28’in üzerinde işlem görüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından 6 Haziran’da ilk toplantısını yapan Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde de
Bir önceki yazımın başlığı “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur: Demirel haklı çıkacak mı?” şeklindeydi. Yazıda, tencerenin bayağı boş olduğunun altını çizmiştim. Bu çerçevede, gelir dağılımında son yıllarda gerçekleşen belirgin bozulmaya ve yoksullaşmaya dair bazı göstergelere yer vermiştim. Milletvekili seçimi bitti. Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tura kaldı. Peki, Demirel haksız mı çıktı? Siyaset bilimci de değilim sosyolog
Tarihi seçime üç gün kaldı. Son zamanlarda rahmetli Süleyman Demirel’in unutulmaz sözlerinden birini giderek daha fazla duymaya başladık: “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.” Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) 6 Mayıs’ta Orta ve Üst Sosyo-ekonomik Grubun Yoksullaşması Araştırması Raporu’nu yayınladı. Türkiye genelinde 1067 kişiyle telefonla yapılan görüşmelerden elde edilen sonuçlar, tencerenin boş olduğunu çarpıcı biçimde gösteriyor. Mesela
Seçim öncesi dönemde iktidar partilerinin popülist muslukları açıp ekonomiyi “şahlandırması” adettendir. Ancak bunu yapabilmek için musluğu açtığınızda akacak kaynak gerekir. Şayet o kaynaklar kuruduysa seçimlere çok farklı bir tablo ile girmek de mümkün. Peki nedir o ekonomi tablosu? Şekilde Koç Üniversitesi’nden çalışma arkadaşlarım Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş ile yaptığımız çeyreklik büyüme tahminleri yer alıyor.
Seçim sonrasında döviz kurunun nasıl gelişebileceği giderek daha fazla tartışılıyor. Son haftalarda yabancı finans kuruluşlarının analizlerini içeren haberler basında yer aldı. 14 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı kazanırsa ne olabilir, Millet İttifakı kazanırsa ne olabilir? Gelin, bu sorunun peşine takılalım. Önce Millet İttifakı senaryosu Öncelikle ve de ağırlıklı olarak Millet İttifakının her iki seçimi de kazanacağı