ABD Başkanı Joe Biden’ın daveti ile, 22-23 Nisan tarihlerinde gerçekleşen İklim Zirvesi’nde dünyanın önde gelen liderleri bir araya geldiler. ABD’nin ocak ayında yeniden katıldığı BM Paris Anlaşması kapsamında yer alan hedeflere ulaşmak için çabalarını nasıl artıracaklarını ve küresel ısınmanın mevcut yörüngesini nasıl değiştireceklerini anlattılar. Başta ABD olmak üzere birçok ülke lideri, gerçekçiliği tartışılabilecek yeni taahhütlerde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden ülkesinin 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı anma günü olarak tanıdığını ilan etti. Biden böylelikle 1915 Ermeni tehciri ve sonrasındaki katliamları “Ermeni soykırımı” olarak anan ikinci ABD Başkanı oldu. Daha önce 1981’de ABD Başkanı Ronald Reagan da 1915 tehcirine Ermeni soykırımı demişti. Açıklamaya ilk tepkiler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla aradığını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da iki liderin “ikili ilişkilerin stratejik doğası ve karşılıklı çıkar ilişkileri temelinde işbirliğinin genişletilmesi amacıyla birlikte çalışmanın önemi hususlarında mutabık kaldığını” açıkladı. Açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün ABD’deki varlığı ve ABD’nin Suriye’de PKK/PYD terör örgütüne verdiği destek gibi konuların
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 6 Nisan’da Ankara’da ziyaret etti. AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in mağduru olduğu protokol kazası ve sonrasındaki beyanatlar, Türkiye-AB ilişkilerine hakim olan havayı bir kere daha gözler önüne serdi. Aralarında birlik ve işbirliğinin sağlayacağı devasa
Avrupa Birliği Konsey Başkanı Charles Michel ile Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen 6 Nisan tarihinde ülkemizi ziyaret ettiler. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu daveti Ocak ayında yapmıştı ancak gerçekleşmesi için 25-26 Mart tarihlerinde yapılan zirvenin geçmesini beklediler. Bu ziyarette Avrupa Birliği zirvesinde ülkemizle ilgili olarak alınan kararlar görüşüldü, ancak ön plana protokol sorunu çıktı. Protokol gerçekten
İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında kullandığı “diktator” sıfatı, iki ülke arasında diplomatik gerilime yol açtı. Avrupa Komisyonu Başkanı ‘Von der Leyen’in 6 Nisan’daki Ankara’yı ziyareti sırasında önce ayakta kalması, ardından Erdoğan’ın yanıa değil Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun karşısına oturmasıyla başlyan “kanepe krizi” hakkında yorum yapan Draghi, şöyle konuştu: “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Türkiye ve Mısır arasındaki diplomatik temasların başladığını açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da yakınlaşma sürecinin “devam ettiğini” açıkladı. İstanbul’da cuma namazı çıkışında konuşan Erdoğan, “Mısırla istihbari, diplomatik ve ekonomik olarak işbirliği sürecimiz devam ediyor. Sıkıntı söz konusu değil. Bunu en üst düzeyde değil de bir tık altında devam ediyor. Gönlümüz ister ki
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı adı altında ilan edilen metin, Yargıda İdari Reform planı adı altında duyurulsa bir anlam taşıyacaktı. Zaten Adalet Bakanı Gül, planın “Benim için en önemlisi hukuk güvenliği” diyerek paketin gerçek hedefini açıkladı; hukuk güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı ayrı tartışma konusu. Ama Erdoğan bu düzenlemeleri “Yargıda
Diplomasiyi ulusal çıkarların barışçıl araçlarla gözetilmesi olarak tanımlar, uluslararası ilişkiler disiplininde klasik realizmin kurucusu, Hans J. Morgenthau. Dışişleri, dış politikanın şekillendirildiği beyin-komuta merkezi ise diplomatik temsilciler de onun gözleri, kulakları ve ağzı; hatta parmak uçlarıdır. Ülkelerini yabancı topraklarda temsil etmekle görevlendirilen diplomatlar, dış politikanın sahada icra edilmesini sağlarken devletler arası ilişkileri özenle dokur, aşınan bağları
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Bizim Yunus Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı bir konuşmanın bir bölümü, Binali Yıldırım’ın dört yıl önce yaptığı konuşmayla aynıymış. Metin yazarları Erdoğan’ı kandırmış. İddia bu. Fakat hiç olur mu öyle şey! İddiaya prim verenler için konuya dair haberi, videoyu hemen aşağıya bırakıyorum, gerçekleri öğrenmek isteyenler için işin iç yüzü linkin altında…