Ahmet Davutoğlu’nun BBC Türkçe’den Ece Göksedef ve Mahmut Hamsici ile yaptığı röportajdan pek çok konuya ilişkin derin analizler çıkarılabilir. Bana göre en iddialı çıkışı, siyasetin finansmanı konusunda şeffaflık sağlayacak olan ama bir türlü meclisten çıkarılmayan yasalar üzerine ileri sürdükleri. Şöyle diyor Davutoğlu bu röportajda: “Ben bu konuda tavrımı söyledim. Daha somut adım siyasi ahlak yasasıdır,
Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle Babalar Günü buluşmasında “gençlerimizin ve kızlarımızın erken evlenmesini” ve her zaman tekrarladığı gibi “en az üç çocuk” sahibi olmalarını tavsiye etti. Cumhurbaşkanının üç, bazen beş çocuk önerisi yeni değil, daha İstanbul belediye başkanı olduğu yıllarda çok çocuklu ailelere su ücretlerinin düşürülmesinden, çeşitli zamanlarda halka üç ya da beş çocuk doğurmaları tavsiyelerine, neredeyse
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasındaki günlerdir beklenen görüşme, bugün Brüksel’de gerçekleşti. NATO zirvesinde bir araya gelen iki liderin 48 dakikalık görüşmesinin ardından heyetler arası toplantıya geçildi. Afganistan ve Kabil havalimanı Toplantı ve zirve sonrasında basın toplantısında konuşan Erdoğan, Türkiye’nin Afganistan konusunda rol oynayıp oynamayacağı konusundaki soruya şu yanıtı verdi. “Afganistan
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kendisine karşı kurulan demokratik ittifakın baskısıyla 12 yıldır aralıksız sürdürdüğü görevini 13 Haziran itibarıyla bırakmak zorunda kaldı.Sok dakika haberlerini okuyunca Netanyahu’nun ne tür bir siyasetçi olduğunu bütün çıplaklığıyla anlamamı sağlayan bir tablo gözümde yeniden canlandı.Tel Aviv, Temmuz 2006. On Avrupa ülkesinden birer gazetecinin davetli olduğu bir tur için İsrail’deydim. (O zamanlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün yapılan kabine toplantısının ardından 1 Haziran’dan itibaren başlayacak “normalleşme” süreci öncesinde esnafa verilecek destekleri açıkladı. Erdoğan, 1. grup diye tanımladığı 235 bin işletmeye bir defaya mahsus 5 bin TL destek hibesi verileceğini söyledi. Bu grupta kahve kıraathane pastane, internet kafe, çay bahçesi gibi işletmeler var. 1 milyon 150 bin işletmeyi
Pandemi döneminde sadece fiyatlar değil, umutsuzluk ve mutsuzluk da yükseldi. Türk lirasının değeriyle birlikte iktidara duyulan güven ve desteğin de düştüğü ileri sürüldü ki bunları yansıtan çeşitli çalışmalar var. Ancak Metropoll araştırma şirketinin hazırladığı ve geçen ay yayınlanan “Türkiye’nin Nabzı – Nisan 2021” raporu, bu etkilerin kökenlerine, vatandaşların ekonomik sorunları nasıl algıladığına ve buna bağlı
ABD Başkanı Joe Biden’ın daveti ile, 22-23 Nisan tarihlerinde gerçekleşen İklim Zirvesi’nde dünyanın önde gelen liderleri bir araya geldiler. ABD’nin ocak ayında yeniden katıldığı BM Paris Anlaşması kapsamında yer alan hedeflere ulaşmak için çabalarını nasıl artıracaklarını ve küresel ısınmanın mevcut yörüngesini nasıl değiştireceklerini anlattılar. Başta ABD olmak üzere birçok ülke lideri, gerçekçiliği tartışılabilecek yeni taahhütlerde bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden ülkesinin 24 Nisan’ı Ermeni soykırımı anma günü olarak tanıdığını ilan etti. Biden böylelikle 1915 Ermeni tehciri ve sonrasındaki katliamları “Ermeni soykırımı” olarak anan ikinci ABD Başkanı oldu. Daha önce 1981’de ABD Başkanı Ronald Reagan da 1915 tehcirine Ermeni soykırımı demişti. Açıklamaya ilk tepkiler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın
Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla aradığını duyurdu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da iki liderin “ikili ilişkilerin stratejik doğası ve karşılıklı çıkar ilişkileri temelinde işbirliğinin genişletilmesi amacıyla birlikte çalışmanın önemi hususlarında mutabık kaldığını” açıkladı. Açıklamada, “Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün ABD’deki varlığı ve ABD’nin Suriye’de PKK/PYD terör örgütüne verdiği destek gibi konuların
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 6 Nisan’da Ankara’da ziyaret etti. AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in mağduru olduğu protokol kazası ve sonrasındaki beyanatlar, Türkiye-AB ilişkilerine hakim olan havayı bir kere daha gözler önüne serdi. Aralarında birlik ve işbirliğinin sağlayacağı devasa