AK Parti, Akit yazarı Abdurrahman Dilipak’a dava açmaya “hazırlanıyormuş”. O da demiş ki “helal olsun, biyografime yazacak bir hatıra daha”. AK Parti ne zamandan beri bu kadar titizleniyor kadın üyelerine alenen “fahişe” diyenlere dava açmakta? Dava açacaklarından da, günümüz ortamında herhangi bir savcı ya da hâkimin bu ahlâksız saldırganlara ceza vereceğinden de emin değilim, çünkü
Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılması değil, onu siyasi-askeri bir bayrak gibi elde kılıç açmaktır Cumhuriyet değerlerine saldırı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın bir tek ismini vermeden Atatürk’e lanet okuyup, sonra açıkça “Atatürk’ü kast etmedim” dahi demeden laf cambazlıklarıyla “Nereden çıkarıyorsunuz yahu?” zeytinyağlığıdır. “Cinayetleri durdurun” diyen kadınlara girişen polisin, “Şeriat isteriz” yürüyüşü yapanları durdurmamasıdır. Cumhurbaşkanı
Kafayı cinsiyete takmışlar. Toplam on üç sayfa olan ama kapak, imzalar ve kendilerini tanıtım sayfalarını çıkarınca seyrek yazılmış on sayfadan oluşan raporu okuduğumda zihnimde beliren cümle bu oldu: kafayı cinsiyete takmışlar. Bu kısa raporda toplam 38 kere “cinsiyet” kelimesi geçiyor, en çok kullanılan kelime. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan talep
21 Temmuz. Kadınlar sokakta üniversiteli Pınar Gültekin’in öldürülmesini protesto ederken polis tarafından hırpalanıyordu. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesine attığı imzayı nasıl geri alacağını düşünen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Beştepe’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin iki yıllık değerlendirme toplantısında konuşuyordu. Şimdiye kadar kendisinin de ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin de yere göğe sığdıramadığı Sistem hakkında manevra işareti veriyordu:
Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin iptali konusu yakıcı olarak gündemdeyken gelen iki haberle daha sarsıldık. Biri Muğla’dandı. Üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cansız bedeni Ula ilçesinde ormanlık arazide bulundu. Güvenlik kameralarından Pınar’ı öldürenin, yeniden beraber olma teklifini reddettiği Cemal Metin Avcı olduğunu belirlemiş polis. Diğer haber Muş’tandı. Malazgirt ilçesinde Fatma Altınmakas, evli olduğu (artık bu türlere
Önce biraz içeriden bilgi vereyim. KADEM, kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılabileceği yolundaki o açıklamayı yapınca AK Parti bünyesinde sular durulmuş değil. Tam tersine, AK Parti bünyesindeki kadınlar arasında görüş ayrılıkları artmış durumda. KADEM yönetimine, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a, kızı (ve KADEM yöneticisi) Sümeyye Erdoğan Bayraktar’a mektuplar gönderiliyor, görüşmek için randevular talep ediliyor,
İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011’de Türkiye tarafından imzaya açıldı. Ardından, 8 Mart 2012’de “Ailenin Korunması ve Kadınlara Yönelik Şiddetin Önlenmesi” için 6284 sayılı yasa çıktı. Nihayet İstanbul Sözleşmesi 1 Ağustos 2014’te TBMM tarafından oylanarak kabul edildi. Avrupa İnsan
İsmailağa Cemaati baktı ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “halkımız isterse” çıkarız demesine halkımızdan, birkaç fanatik dışında ses çıkmıyor, devreye girip resmen istedi “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi” için İstanbul sözleşmesinden çıkılmasını resmen talep etti hükümetten. Cemaatin resmîn internet sitesinde 6 Temmuz günü yayınlanan bildiride, 2011’de -o zaman başbakan- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ilk imzayı
Atatürk’ün “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır” sözünün tersini yaşıyoruz adeta: hak ve özgürlükler alanındaki kazanımlar birer birer “taarruz” altında. Kıdem tazminatından avukatlık yasasına, medya kısıtlamalarından toplanma ve gösteri hakkına kadar. Erken zafer havasına girerek bütün Türkiye’nin korona ile kucaklaşmasına ve hastalığın yeniden yükselmesine zemin veren hükümet, iş avukatların yürüyüşe gelince birden hastalığın artmaya başladığını
9 Mayıs Avrupa Günü. Avrupa Birliği (AB) kuruluşundan bu yana belki de en dağınık, sarsılmış koşullarda “kutluyor” bu günü. İngiltere’nin ayrılması, yani Brexit’in resmileşmesi ile 2020’ye hem siyasi hem ekonomik boyutları olan ağır bir darbeyle başlamıştı AB. Suriye’deki askerî harekât nedeniyle üye adayı Türkiye ile siyasi diyalogu adeta donduran AB, Suriyeli mültecileri almamak için Türkiye’nin