“İktidar istemediğinde, Anayasa ve hukuk rafa mı kalkıyor?” bu soruyu, yasama, yürütme ve yargı kurumlarının başında bulunanların cevaplamalarını isterim: Başta en hassas konularda Meclis’e gerçek manada başkanlık yapmayan Numan Kurtulmuş, onun başkanlık yapmadığı Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi ile ilgili oturumlara başkanlık yapan, Anayasa Mahkemesi’nin hükümsüz dediği, sözde kesin Yargıtay kararını okuyan eski adalet bakanı Bekir
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), TİP Hatay Milletvekili seçilen ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın durumunu görüşmek üzere olağanüstü toplandı. Ancak oturum, sert tartışmalar, kavga ve fiziksel şiddetle altı kez bölündü, saldırıya uğrayan DEM Parti Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in kaşı açıldı. 6 kez ara verilen Meclis Genel Kurulu’nda Atalay için verilen genel görüşme talebi reddedildi. TBMM
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulumuş, muhalefet partilerinin Can Atalay’ın milletvekilliğinin görüşülmesi için mecliste olağanüstü toplantı başvurusu yapması üzerine TBMM Genel Kurulu’nu 16 Ağustos’ta toplantıya çağırdı. Sözcü gazetesinin haberine göre Genel Kurul toplantısına AK Parti de katılacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 16 Ağustos saat 14:00’te Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi gündemi ile olağanüstü
Özellikle sokak köpekleri ile ilgili Hayvan Koruma Kanunu’nda yapılacak yasal düzenleme tasarısı TBMM’ye getirildi. Tartışma yaratan tasarı ile ilgili ilk defa açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplumda sokak hayvanları ile ilgili sorunun çözümü için bir beklenti olduğunu belirterek yapılacak düzenlemenin ayrıntılarını paylaştı. 29 Mayıs’ta AK Parti TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Toplumun büyük bir
‘Ne biçim bir soru bu?”, diyebilirsiniz haklı olarak. Yanıtı normal koşullarda son derece basit: “Halihazırdaki anayasal sisteme göre, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 50’nin üzerinde kim oy alıyorsa ülkeyi de o yönetiyor”. Dışarıdan bakınca da öyle. Yasama, yürütme ve yargıyı adeta tek elden yöneten bir cumhurbaşkanı var. Bir de O’nun, sözlerine “sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve talimatları çerçevesinde…”
Türkiye’nin dört bir yanından, gece yarısı otobüslere binerek, 81 ilden, büyük bir coşkuyla yollara düşen EŞİK Platformu gönüllüsü kadınların istikameti Ankara idi. Ankara’da onları bekleyen kızkardeşleriyle ve kadın vekillerle 3 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde buluşup, bir kez daha eşitlik ve özgürlükten vazgeçmeyeceklerini seslendirdiler. EŞİK temsilcisi Hülya Gülbahar’ın sözleriyle, aslında yeni bir şey de yapılmıyordu.
AK Parti İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş 7 Haziran’da yapılan oylamayla TBMM Başkanı seçildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan son beş yıldır Başkanvekili sıfatıyla AK Parti’yi emanet ettiği Kurtulmuş’a Meclis Başkanlığını da emanet etmiş oldu. Kurtulmuş’un üçüncü turda AK Parti ve MHP oylarıyla Meclis Başkanı seçilmesi, yeni dönemde tanık olabileceğimiz yeni ittifak, işbirliği, hatta transfer senaryoları ve aynı
14 Mayıs milletvekili seçimleri ve 28 Mayıs ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Cumhur ittifakı lehine sonuçlanmasının ardından muhalefet cephesinde iç hesaplaşma başladı. Partiler kurultay süreçlerine girerken meclis grupları bu hafta itibariyle oluşacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilmesi ve Cumhur İttifakı’nın meclis çoğunluğunu elde etmesinin ardından muhalefetin nasıl hareket edeceği, yönetim değişikliği olup olmayacağı,
Parlamento seçimini geride bıraktık. Her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de itirazlar oldu, süresi içinde yapılan itirazlar sonuçlandırıldı. Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı ama yeni parlamento dağılımı belli oldu. Hangi partinin ne kadar milletvekili çıkardığını biliyoruz. Şimdi seçim sistemini serinkanlı şekilde değerlendirmenin zamanı olabilir; özellikle de temsilde adil olup olmadığı bakımından. Seçim sisteminde geçen yıl