Seçimlerin ardından muhalefet cephesindeki tartışmalar sürerken İYİ Parti 24-25 Haziran’da 3. Olağan Kurultayını gerçekleştirecek. 28 Mayıs’tan bu yana geri planda duran ve parti içi toplantılar gerçekleştiren parti lideri Meral Akşener’in seçim yenilgisinin ardından ilk değerlendirmesini ve gelecek planını da kurultayda yapacağı konuşmada paylaşması bekleniyor. Kurultay’da genel başkan seçiminin yanı sıra 50 üyeli Genel İdare Kurulu
Emin olun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ola ki 28 Mayıs seçimlerini yitirseydi, bugün onu neredeyse Mehdi mertebesine çıkaran siyasetçilerin, yorumcuların bir kısmı “Biz demiştik” diye ona hücuma başlayacaklardı. Ve yine emin olun ki öyle bir durumda, bugün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Düşene bir tekme de benden” hıncıyla vuranların bir kısmı onu “İkinci Kemal” manşetleriyle bir laik
14 Mayıs seçimleriyle kurulan yeni parlamento, 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi ardından 2 Haziran’da açılıyor. 28’inci dönem TBMM, ilk kez o açıklıkla Turgut Özal tarafından dile getirilmiş olan “Türk-İslam sentezi” çizgisinde oluştu. Bununla birlikte AK Parti’yle CHP’ye iktidar ve muhalefet saflarında düşen başat rol değişmedi. Bu durum iyi değerlendirilirse Türkiye’nin önünü açıcı bir
AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan üçüncü defa cumhurbaşkanı seçildi. 28 Mayıs’ta seçimin ilk defa yapılan ikinci turunda Erdoğan oyların yüzde 52,14’ünü alırken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 47,84’te kaldı. Küsurat sonuçlar kesinleştikçe değişecektir ama Erdoğan kazandı. Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmaması gerekiyordu; oldu. Devlet imkânlarını AK Parti seçim kampanyasında kullanmaması gerekiyordu; sonuna dek kullandı.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin son haftasında giriyoruz. Bundan iki hafta önce dikkatleri Muharrem İnce’de olan, seçimin kaderini İnce’nin kararının belirleyeceğini söyleyen yorumcuların şimdiki gözde konusu Sinan Oğan. Oğan’ın seçimden önceki son pazartesi, 22 Mayıs’ta desteğini Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan mı yoksa CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na mı vermesinin seçim sonucunu etkileyeceği yorumları hem siyasi partilerin yönetim kademeleri hem de
İYİ Parti lideri Meral Akşener 28 Şubat’taki ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na açık desteğini tazeledi ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “istibdat” rejimine son vermek için “kazanmaktan başka seçeneğimiz yok” dedi. Ankara’da bir basın toplantısı düzenleyen Akşener, 14 Mayıs’ta TBMM’nin Cumhur İttifakı çoğunluğunda kaldığına dikkat çekerek “Kılıçdaroğlu’nun kazanması lazım ki bu ucube sistemin
“Herkes sandığı bekliyor, sürprizler olabilir”. Bu sözlerin benzerini ilk defa 2022 Mart ayında DEVA Partisi lideri Ali Babacan’dan duymuştu Ankaralı gazeteciler. “Korku eşiği hızla düşüyor” demişti Babacan, “İnsanlar sabır gösteriyorsa, seçim sandığı önlerine konacak diye sabrediyor”. Dün Yeşil Sol Parti’nin Ankara 1’inci bölge adayı Emirali Türkmen de basın toplantısında Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum’da taşlanması ve muhalefete
14 Mayıs’a günler kala seçime şiddet karıştırılmasının örneği 7 Mayıs’ta Erzurum’da görüldü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını dinlemeye gelen kitleye taşlar ve su şişeleriyle saldırıldı. 17 kişinin yaralandığı saldırıya polis müdahale etmedi, gözaltına alınan olmadı. Erzurum’daki olayların gece de devam ettiği ve MHP bayrağı taşıyan bazı grupların sokaklarda yürüyüş yaparak İYİ Parti
Seçime on gün kala siyasetin rengi hızla değişiyor. Daha doğrusu siyasetin muhalefet kanadında hızla değişiyor, iktidar kanadında adeta betonarme. Örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hâlâ bir saatten az sürmeyen konuşmalarla ne kadar yol, havalimanı yaptığını anlatırken, rakibi CHP lideri Kılıçdaroğlu kendisini de aşarak dün tek cümlelik, 4 saniyelik bir video mesajı yayınladı: “Bugün dünden fakirsen, tek
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bilge Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesi halinde mevcut bürokraside yer alıp yeni hükümette de çalışmak isteyecekleri isimleri belirlediklerini söyledi. Yılmaz, buna karşın özellikle Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunda çalışan bazı bürokratların yargılanma korkusuyla “yurt dışına kaçacağını düşünüyorum” dedi. 25 Nisan’da Ankara’da bir grup gazeteciyle sohbetinde