Muhalefetin Altılı Masa kanadı iktidara geldiklerinde Meclis’e sunacakları Anayasa taslağını 28 Kasım’da ilan ediyorlar. Altı muhalefet lideri bu yılın başlarında, 28 Şubat’ta yine Bilkent Oteli Konferans Merkezinde “güçlendirilmiş parlamenter sistem” bildirgesini açıklamışlardı. Ağır işleyen bir süreç de olsa, bir bebeğin anne karnındaki doğum süresi olan dokuz ayda çıktı Anayasa taslağı. Açık konuşalım. Bugünkü siyasi dengeler
Hayır, sadece reddedilme ihtimalinin yüksek olduğunu bile bile İYİ Parti lideri Meral Akşener’e “Masadan ayrıl” teklifini yaptığı için değil. Aynı beyan içinde “Haziran’dan sonra” Suriye’deki Esad rejimiyle temas kurabileceği sözleri nedeniyle de. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ilk kez Endonezya’daki G20 zirvesinden dönüşünde 2023 seçimini kaybedebileceği ve son aylarda patinaj görüntüsü sergileyen Altılı Masa’dan endişesini açığa vurmaya
CHP bir bakımdan Türkiye’nin en istikrarlı partisi: siyaset dönüşleri değil, siyaset yöntemi bakımından hiç şaşırtmıyor. Yine tam meyve toplayacakken bindiği dalı kesmekle meşgul. Bindiği dal 2019 belediye seçimlerindeki başarı, toplayacağı meyve, müttefikleriyle birlikte 2023 seçimleridir. 2023 seçimleri yaklaştıkça CHP içinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın aleyhine kaynatılan
Önceki gün MHP’liler AK Parti’nin HDP’ye gidip oy istemesini medyadan duyduklarını söyleyince muhalefet kulisleri şöyle bir dalgalandı. MHP lideri Bahçeli’nin 8 Kasım’da erken seçim tarihi ilan edeceğinden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a rest çekeceğine dek iddialar siyasi kulisi sardı. Oysa Erdoğan ve Bahçeli siyasi kaderlerini iktidar ortaklığında birbirine bağlamıştı. Her ne kadar Bahçeli HDP’yi terör örgütü gibi
Seçmenin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener özelinde ama genel olarak muhalefete notlarından küçük de olsa bir kesit vermeye 30 Ekim’de Ankara Kitap Fuarında karar verdim. Yeni çıkan “İyi Günler Bay Başkan – Körfez Savaşı’nda Özal-Bush Görüşmeleri” ve Elçin Poyrazlar’ın da yeni “Kayıp Yüz” polisiye romanı için birlikte okurlarla sohbet ve
Altılı Masanın özellikle de CHP’nin içine yürüdüğü tuzak Cumhur İttifakının özellikle de AK Parti’nin sonuç alan kışkırtma taktiklerinden kaynaklanmıyor sadece. Aynı zamanda sağlıklı alternatif siyaset ve söylem üretememekten de kaynaklanıyor. Bu tuzak halkın gündemden koparak kimlik politikalarına yönelme ve tercih politikaları üretememe ataleti olarak özetlenebilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsü Yasası” çıkışının AK Parti lideri
İYİ Parti lideri Meral Akşener’in “Masa noter değil. Biz de adayımızı çıkarabiliriz” sözlerinin muhatabı, kendisi onu dışında tuttuğunu söylese de doğrudan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Henüz Altılı Masa’ya getirilmeden Kılıçdaroğlu’nun kendi adaylığını ilan olarak algılanan çıkışlarından rahatsızlığını dile getiriyordu. Akşener’in “Kemal Bey adaylığını söyleyebilir, orada sorun yok. Diğer arkadaşlarımız da söyleyebilir, başka insanların da adı
Altılı Masa ortak adayının kim olacağını düşünedursun, sürükleyici gücü HDP olan Emek ve Özgürlük İttifakı 24 Eylül’de İstanbul’da ilan edildi. İttifakın kuruluşu alternatifinin olmadığını söyleyen, yeniden seçilmesini garanti gören Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan için gerçekten kötü bir haber olabilir. Neden sadece başlıktaki gibi “kötü haber” değil de “olabilir” diyorum? Çünkü Emek ve Özgürlük İttifakının (EÖİ) kuruluşu
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisine üçüncü “benimle misiniz, değil misiniz?” çıkışı diğer ikisinden daha sert oldu. Daha önce CHP’de de gideni tutmayacağım demiş, “Beşli çete” ile irtibat içinde olanları istemediğini söylemişti. Ama bu defa istemeden zarar verenlerin yanı sıra bilerek zarar verenler ve olan bitene sessiz kalanları da topa tuttu. Kılıçdaroğlu’nun bu sert çıkışı bir