Son günlerde muhafazakâr ve İslamcı isimlerden görmezden gelmenin imkânsız olduğu tuhaf uyarılar geliyor; tam da 15 Temmuz’un altıncı yılına yaklaşırken. Bu çıkışların ortak noktasında camilerde içten içe bir şeylerin çevrildiği, hatta Diyanet İşlerinin de buna adeta göz yumduğu iddiası saklı. Örnek olarak Cemil Çiçek’in sözlerine bakalım. AK Parti döneminde TBMM Başkanlığı, Adalet Bakanlığı, Hükümet Sözcülüğü
Türkiye’den başka parlamentosunu bağımsızlık savaşını kazandıktan sonra değil, bağımsızlığı için savaşmak için kurmuş kaç ülke sayabilirsiniz? Bugün Türkiye’nin işgalci güçlere ve onların iktidar koltuğunda oturan işbirlikçilere karşı verdiği Kurtuluş Savaşını kazanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan 1920’de kuruluşunun 102. Yıldönümü; kutlu olsun. 102 yıl önce Mustafa Kemal (Atatürk) önderliğinde TBMM’yi oluşturanlar en kötü koşullarda
Böyle olacağını kimse tahmin etmezdi. Türkiye, Cumhuriyetin kuruluşunun 100’üncü yılına doğru kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü yeniden keşfediyor. Atatürk’ün değerini yeniden anlıyor. Üstelik bu yeniden doğuş, iktidarda onu mümkün olduğunca unutturmaya çalışan bir cumhuriyet hükümeti olduğu halde yaşanıyor.Sadece Atatürk’ün değil cumhuriyetin kurucu değerlerinin mevcut koşullara tepki niteliğinde yeniden doğuşuna tanık oluyoruz.Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması
Ne Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923’te ilanıyla başlamıştır Cumhuriyet, adalet ve artık demokrasi için verilen mücadele ne de iki yıl sonra, Cumhuriyetin 100’üncü yıldönümünde bitecektir. Şekli değişen ama bitmeyen bu mücadele aslında insanın özgürleşmesi için verilen mücadele sayılmalı.Kökü derindedir.Falih Rıfkı Atay, “Çankaya” kitabında aktarıyor. 9 Eylül 1922, İzmir kurtarılmıştır. O zamanki Akşam gazetesinin yöneticileri
Mareşal Fevzi Çakmak Türkiye’nin kurtuluş ve kuruluş yıllarının asli karakterlerinden. Hem Millî Mücadele döneminde hem de Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümüne kadar yanında yer almış, çok partili hayata geçiş yıllarında da rol oynamış.Çakmak Osmanlı Devleti’nde Erkan-ı Harp Reisliği, yani Genelkurmay Başkanlığı, ardından Harbiye Nazırlığı, yani Savunma Bakanlığı yaparken Anadolu’ya geçmiş. Zaferden ve Cumhuriyet’ten sonra siyaseti değil
Yıllar önce şair Nazım Hikmet, ressam Abidin Dino’ya sormuştu: “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye. Yıllar sonra mutluluğun resmini olmasa da fotoğrafını gördük. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AK Partisinin Cumhur İttifakındaki ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’yi 26 Ağustos’ta Malazgirt’te gösteren karelerden birisi yukarıdaki. Birbirlerinin ellerini tutup zafer kaldırırken fotoğrafları da var. Hem birbirlerinden hem
Her destan bir hikaye, her hikaye bir dönüşüm serüvenini anlatır. Bir kahramanın hikayesini, daha doğrusu “henüz kahraman olmayanın” adım adım “kahraman”a dönüşme hikayesini… Çünkü, kahraman olarak doğulmaz, kahraman olunur, destanların, efsanelerin özü budur. Hikaye boyunca yaşananlar, aşılan engeller, bertaraf edilen düşmanlar, birer birer kahramanı kahraman yapan yolun taşlarını döşerler. Epik destanlar ise tarihsel olayları konu
Gazeteci Ali Duran Topuz, Gazete Duvar’daki köşe yazısında Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararının Danıştay tarafından alınmasını ve kararın hukukiliğini ve tarihsel gelişimini tartıştı. “Peki kilise iken cami yapılan, sonra cami iken müze yapılan Ayasofya yeniden cami olabilir mi? Elbette. Bal gibi. Fakat bunu yapmak için yürünecek yol hukukun yolu değil, siyasetin yoludur. Hukuki yol tamamen kapalıyken