Sizce ne önemli ülkenin gündeminde? Neyi konuşmalıyız? Ülke gündemi halkın gündeminden nasıl olur da farklılaşabilir? Elbette soracaksınız: Memleket için önemli olanları kimlerden dinliyoruz? Ve tabii, halkın tercihleri ve gündemi memleket için önemli mi? Halkı mı yoksa ülke gündemini şekillendirenleri mi dinlemeye değer? Ülke gündeminde ne ABD’nin yaptırımları var, ne tank-palet fabrikası. Ne Doğu Akdeniz ya
Amerikan seçimlerinin sonuçlarını öğrendikten sonra artık geriye bir tek önemli seçim kaldı. O da malum, bizim seçimlerdir. Bu seçimlerin vaktinde yapılma olasılığı sıfır değil elbette ama sıfıra çok yakın. O halde seçimlerin zamanlaması üzerine konuşmak durumunda kalacağız. Peki yaklaşan seçimlerin belirleyici dinamikleri neler olacak? Hangi toplumsal grupların tercihleri sonucu belirleyecek? Bu soruların cevapları bilgi temelli
Bu sabah ilk okuduğum haber BBC’dendi. Bir İngiliz diplomat görevli olduğu Çin’in bir şehrinde bir kadını boğulmaktan kurtarmış. Bunun üzerine şehir ahalisi, Çin’de adet olduğu üzere kendisine teşekkür etmek için törenle bir yazılı levha hediye etmiş. Boğulmaktan kurtulan kadın da evine yemeğe çağırmış. İşi ticareti düzenlemek olan diplomat, başka bir nedenle büyük bir şehrin ve
Yeni bir bölücü unsur: Pandemi Ekim ayının sonuna geldik. On ayda dünya ortadan ikiye çatladı. Bu çatlak önceden bildiğimiz çatlaklara, kutuplara falan benzemiyor. Mesela komünizm ile kapitalizm arasında değil. Yoksul ve zengin ülkeler arasında değil. Gelişmiş demokrasilerle, az gelişmişler arasında değil. Ülkeler politik liderliklerine bağlı olarak çatlağın bu tarafında ya da diğer tarafında yer alabiliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Covid’den iyi korunuyor. Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanına yakın çalışan ekibe de her gün test yapıldığını açıkladı. Cumhurbaşkanını Covid’den koruma çerçevesinde yanına yaklaşacaklara önceden test yaptırma zorunluluğu sayesinde bazı milletvekillerinin de “pozitif” olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı, ailesi, yakın ekibi Covid’den iyi korunuyor ama Türkiye’de yaşayanların geri kalanı maske kullanma tavsiyelerine emanet.Reuters haber ajansının
Covid-19 virüsünün daha fazla yayılmaması için verdiğimiz zorlu mücadelenin 6. ayındayız. Bu salgın, daha doğrusu bu salgınla mücadele kapsamında alınan kararlar sebebiyle, ekonomi başta olmak üzere pek çok sektörde kaçınılmaz olarak ödediğimiz ve ödeyeceğimiz bedelleri, geç kalmış olsak da tartışmaya başladık. Ancak neyi en az tartışıyoruz biliyor musunuz? Diğer hastalıklara ne olduğunu. Sonda söyleyeceğimi de
11 Ağustos günü dünyadaki bütün haber ajansları Putin’in bir basın toplantısını verdiler. Yok, konu Ortadoğu’daki çatışmalar, ya da dünya ticareti üzerine restleşmeler değildi. Karşımızda o alışkın olduğumuz kendine güvenen ve zengin, akıcı bir dille konuşan Putin de yoktu. Yerine oldukça gergin, kelimeleri ve alışkın olmadığı terimleri birbirine bağlamaya çalışan ve sık sık elindeki notlara bakan
Medyaya ne olacak? Gazetecilik kalacak mı? Hangi gazete ya da televizyon kimin elinde? Haberlerimizi nereden alıyoruz? Ve daha birçok soru… Hafife alınacak konu değil. Medya ve özgür basın hava, su kadar önemli; unutmuş olsak da anımsayalım, dördüncü erk.Pandeminin iyi geleceği nadir alanlardan biri ve yeniden doğma şansı kuvvetle muhtemel.İlerleyen satırları, çağdaş iletişime giriş dersi notu
Üç ay süren bombardımandan sonra taş üstünde taş kalmayan Stalingrad’dan, Nazilerin “doğu kölesi” olarak çalışma kamplarına doğru yaya yola çıkarılan, savaş içindeki Rusya’yı ve Avrupa’yı çeşitli “mucizeler” sonucu hayatta kalarak geçebilen bir annenin kızıyım. Annemin bu epik yolculuğunun çeşitli parçalarını, bazılarını defalarca, dinleyerek büyüdüm. Büyük, kaotik bir örgütlü kötülük olan savaşın insan hayatlarını parçalamasını ve