Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Batılı güçler” diyor ama aslında demek istediği ABD’dir. Batı’dan kasıt en dar anlamıyla G7’dir, yani en zengin 7 kapitalist ülke: ABD, Japonya, İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada ve İtalya. ABD yönetiminin tutumunda en küçük bir değişiklik G7’nin İsrail’deki Binyamin Netanyahu’nun saldırgan, faşizan politikasına “Batı” desteğinin sonu demek olacaktır. Erdoğan’ın 23 Mayıs’ta yaptığı konuşmada
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü bu yıl 14 Mayıs seçim kampanyasıyla iç içe geçti. Taleplerini alanlarda dile getirmek isteyen işçi örgütleri yine engellendi. Ama ağır, oturaklı sendikalarımızdan Memur-Sen örneğin genel kurulunu teşrif eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a müteşekkirdi. Erdoğan da onlara Temmuz’da asgari ücrete zam vadetti. Rakibi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise işçi şehri Zonguldak’ta
Ankara Rusya’nın Ukrayna’yı istilasında ateşkes sağlanabilmesi ve Türkiye’yi de tehdit edecek şekilde etrafa sıçramaması için devrede. Ancak ne Türkiye ne de diğer ülkelerin çabaları Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i yumuşatabiliyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 6 Mart’ta 1 saatlik telefon görüşmesinde Putin’i ateşkes ve insani koridor çabasına ikna etme gayreti de “Ukrayna Rusya’nın taleplerini kabul etmeden olmaz” duvarına
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2 Mart’ta İnsan Hakları Eylem Planı adı altında ilan edilen metin, Yargıda İdari Reform planı adı altında duyurulsa bir anlam taşıyacaktı. Zaten Adalet Bakanı Gül, planın “Benim için en önemlisi hukuk güvenliği” diyerek paketin gerçek hedefini açıkladı; hukuk güvenliğini sağlayıp sağlayamayacağı ayrı tartışma konusu. Ama Erdoğan bu düzenlemeleri “Yargıda
Türkiye’deki gayrimüslim toplum temsilcileri 9 ve 10 Mayıs tarihlerinde yayınladıkları bildirilerle muhtemel ırkçı saldırılara karşı endişe içinde olduklarını söyleyerek hükümetten gerekli önlemleri almasını istediler. Türk Yahudi Toplumu, Fener Rum Patrikhanesi ve Türkiye Ermeni Patrikhanesi tarafından yapılan açıklamaların ortak özelliği, geçtiğimiz hafta Gerçek Hayat dergisinde yapılan bir yayın.Gerçek Hayat dergisi geçen hafta “FETÖ’nün 100 Yıllık Hikayesi”
Stella Levi, Balat’tan Paris’e gelin gittiğinde henüz İkinci Dünya Savaşı patlamamıştı. Ama Nazi ordularının işgaliyle beraber Paris’te de müthiş bir Yahudi avı başladı. Stella’nın hâlâ Türk pasaportu vardı, korunma talebiyle Paris’teki Türkiye Büyükelçiliğine başvurdu. Ancak iki kızı, Irene ve Neli Türk vatandaşı değildi, Naziler tarafından alınıp toplama kamplarından birine, muhtemelen Drancy’dekine atılmaları ihtimali vardı. Yeni