Gazeteci-Yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın AK Parti İl Başkanlarına hitabında muhalefete yüklenip “iki yıl sonraki” seçimlere start verirken “bu memleketi teslim edemeyiz” demesi hem siyaset hem ekonomi dünyasında çok tartışılacağa benziyor. Sadece bu sözler dahi Erdoğan’ın 2023 seçimini kaybetme endişesine düştüğünü gösteriyor. Öte yandan seçimi kaybederse bir şekilde iktidarı muhalefete “teslim etmemeye” çalışacağı kuşkusunu da akıllara düşürüyor.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) bir haftadır 100. Yıl kutlamaları yapıyor. 1921 de kurulan ÇKP “Uzun Yürüyüş” adı verilen çetin bir mücadele ardından 1949 yılında Mao Zedong önderliğinde iktidarı ele geçirdi. İktidara geliş şekli de Rusya’daki 1917 Sovyet Devriminden farklı olan Çinli komünistlerin iktidardaki çizgisi de farklı oldu. Sovyetler Birliği 1992’de dağıldı, ama Çin komünistleri hala
Bu da oldu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’den karayoluyla ayrılanların “depoyu fulleyip gitmelerini” övünülecek bir şeymiş gibi anlattı. Artık Erdoğan’a hangi danışmanı söyleyip konuşma metnine eklemişse bunun Türkiye’deki akaryakıt vergilerinin düşük olmasından kaynaklandığını söylemiş; oysa Türk lirasının giderek azalan değerinden. Türk halkına çok pahalı gelen her şeyi Avrupa’da yaşayan Türkler dahil Avro hesabıyla üç kuruşa getiriyor
“Sonbahar’da Bir Sultan” ABD’de yeni çıkan bir kitabın adı. İngilizcesi “A Sultan in Autumn”. Alt başlığı “Erdogan Faces Turkey’s Uncontainable Forces”; “Erdoğan Türkiye’nin Dizginlenemez Güçleriyle Yüzleşiyor” şeklinde de tercüme edilebilir. Yazarı Soner Çağaptay, tarihçi, araştırmacı, yıllardır ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından The Washington Institute, Türkiye programını yönetiyor. Kitap henüz Türkçeye çevrilmedi. Çağaptay, kitabında Erdoğan’ın her
Önce şunu söylemek lazım. Adaletsizlik sadece yargıda yok. Adaletsizlik yaz ortasında gelen yüzde 15 elektrik zammında da var. Kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasında da var adaletsizlik. Kurtuluş Savaşını verip Cumhuriyeti kuran TBMM’nin oy makinasına çevrilmesinde de var. Ama adalet arayışı en çok yargıda var. İktidarın gayrı resmi ama sözü daha çok geçen ortağı MHP’nin
Bu yıl 21’incisi yapılan NATO’nun Deniz Meltemi tatbikatı, Karadeniz’de devam ediyor. Şimdiye dek yapılanların en kapsamlısı, 28 Haziran’da başladı, 23 Temmuz’da bitecek. Türkiye dahil 30 NATO ülkesinin yanı sıra Ukrayna katılıyor ama NATO üyesi olmayan Ukrayna, bu yıl ABD ile birlikte Deniz Melteminin ev sahibi görünüyor. Bu da Ukrayna’nın Kırım bölgesini 2014’te işgal edip topraklarına
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Danıştay’ın kadına şiddete karşı İstanbul Sözleşmesinden çekilmesine onay vermesiyle önemli bir fırsatı daha kaçırdı. Yargı reddetmiş olsaydı, hâlâ bir çıkış şansı olabilirdi. Erdoğan şimdi 1 Temmuz “Eylem Planı” ile İstanbul Sözleşmesinin iptaliyle küsen kadınların kalbini kazanmaya çalışıyor. Hem de adeta nasıra basmak istercesine, İstanbul Sözleşmesinin yürürlüğünü bitirdiği 1 Temmuz tarihinde.Diyeceksiniz ki, Erdoğan
Yukarıdaki fotoğraf 27 Haziran 2021’de İstanbul’da çekildi. Ayaklar altında görülen, polis dizini boğazına biraz daha bastırsa ABD’de George Floyd gibi öldürülecek kişi Bülent Kılıç, Fransız AFP haber ajansının dünyaca tanınan foto muhabiri.Kılıç, Time Dergisi, Guardian gazetesi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından yılın foto muhabiri ödülü almış, dünyanın en önemli gazetecilik ödülü Pulitzer’e aday gösterilmiş. Neden
Bir ülkeyi yöneten kişi, kendi iktidarını sürekli kılma umuduyla kendi halkının yabancı bankalara daha fazla borçlandırmakla, muhalefeti ise başa geçerse bu borcun altından kalkamamakla tehdit eder mi? Etmez, değil mi? Bir ülkeyi, hem de bütün yürütme gücüyle elinde tutan ve “yerli ve milli” olma iddiasındaki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmakla övünmesi lazım. Oysa