Gazeteci-Yazar
Ankara’da son iki günde üst üste gelen birkaç gelişme siyasi spekülasyon ve gerilime neden oldu. 16 Nisan akşamı doruğa ulaşan spekülasyon ve iddiaların merkezinde CHP’ye kayyım atanacağı iddiası vardı. Bu iddiayla birlikte halkın ayaklanma ihtimali üzerine Ankara’da güvenlik güçlerinin teyakkuza geçirildiğini “X” hesabından öne süren Rasim Ozan Kütahyalı aleyhine “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla
MHP lideri Devlet Bahçeli 14 Nisan’da herkesi ters köşeye düşüren bir çıkış daha yaptı. Bahçeli’nin turpun büyüğünü CHP’nin “kaos peşinde” olduğu yolunda paragraflar dolusu suçlamalar arasına yerleştirdiği görülüyordu. Bahçeli’nin çıkışı CHP lideri Özgür Özel’e vururken AK Partiye, müttefiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Bir an önce bitmeli” ana fikrinde açık mektup niteliğindeydi. Bahçeli sol gösterip sağ vuruyordu.
Karl Marx ve Friedrich Engels’in Komünist Manifestosundaki “Dünyanın bütün işçileri, birleşin!” sloganını anımsatıyor. Zaten CHP lideri Özgür Özel de tam olarak öyle demiyor. Ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “asıl turplar yolda” diyedursun, 13 Nisan’da Samsun’dan başlattığı Anadolu mitinglerinin ilkinde söyledikleri o kapıya çıkıyor: Türkiye’nin bütün demokratları, birleşin! Özel bir süredir seçmenleri “Baba ocağı” dediği CHP’ye dönmeye
İsrail’in dış istihbarat örgütü Mossad’ın değişik Avrupa ülkelerinde uykuya yatırılmış 6 tetikçisi iki gün önceden uyandırılıp Tunus’a gönderilmişti. Bir gün önce İsrail donanmasına ait biri denizaltı olmak üzere iki gemi ve sivil yük gemisi olarak kamufle edikmiş bir helikopter gemisi da Tunus açıklarında konuşlanmıştı. O gece Tunus’ta ıssız bir kumsala kauçuk botlarla sızdılar. Shayatet-13 deniz
Bugün 11 Nisan Cuma. Bugün üç Türkiye’ye uyandık. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu yargılanıyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e hakaret suçlamasıyla karşısına, Ergenekon-Balyoz davalarındaki kötü şöhretiyle Silivri Cezaevi mahkemesinde çıkıyor. Çağlayan Adliyesinde yapılacak duruşmaya kitlelerin akın edeceği endişesi var belli. Duruşma 16 Haziran’a ertelendi; Erdoğan’a karşı “İstanbul’u üç kez kazandığım için tutukluyum” diyen İmamoğlu en azından iki
Doğru adını kim koyacak diye bir süredir dikkatle izliyordum. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan koydu. Bakırhan’ın 8 Nisan günü DEM Meclis Grubuna hitabındaki şu cümle, iktidara sıradan bir öneri gibi görünse de sürecin gerçek adını bütün çıplaklığıyla içinde barındırıyordu: “Silahsızlandırma süreci özel bir yasayı gerekli kılmaktadır.” Silahsızlandırma… Daha da açık söylersek PKK’yı silahsızlandırma
CHP lideri Özgür Özel üstüne gide gide Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı da iç politika polemiğine çekmeyi başardı. 6 Nisan günü Olağanüstü Kurultayda güven tazeledikten sonra yaptığı miting konuşmasında “Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması için okyanus ötesinden icazet aldılar. (…) Amerika’ya soruldu, açıklamalar var” deyince Fidan “X” hesabından “Artık haddini bil!” diye patladı. “Halkımız dışında kimseden icazet istemedik”
CHP’nin 6 Nisan Olağanüstü Kurultayında güven tazeleyen Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı erken seçime zorlama dozunu yükseltti. “İşte bu parti milletin adayını belirlemiş ve sana meydan okumaktadır” diye Silivri cezaevinde tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu işaret eden Özel şöyle devam etti: • “Eğer korkmuyorsan, yiğitsen, mertsen, cesaretin varsa çık karşımıza. Biz hırsızsak biz
Ekrem İmamoğlu, AK Parti döneminin yargı operasyonlarının simgesi haline gelen Silivri Cezaevinden “Korkma!” diye bir mesaj yayınladı; “Gaflet, dalalet içinde olanlardan korkma!” “Korkma” İstiklal Marşının ilk sözcüğü. “Gaflet ve dalalet, Mustafa kemal Atatürk’ün gençliğe hitabından alınma. Üç yüz küsur genç, çoğu üniversiteli, İmamoğlu protestolarına katıldığı için cezaevinde. Gözaltına alınmaları esnasında maruz kaldıkları işkence iddiaları soruşturulmayı









