Karl Marx’ın meşhur sözüdür: tarihte olaylar ilkinde trajedi, ikincisinde komedi olarak tekrarlanır. CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Maratonunu vatandaşlarla koşarken “Başta hak, hukuk, adalet” dilemesi önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2017’deki Ankara-İstanbul “Adalet Yürüyüşünün” simgesi olan sloganı hatırlattı. Bu slogan 31 Ekim’de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanıp yerine kayyum atanmasını protesto
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç 30 Temmuz 2024 tarihinde TRTHaber’e verdiği röportajda, Yargı Reformu Strateji Belgesi için vatandaşların görüş ve önerilerinin alınmaya başlandığını, bunun için yargireformu.adalet.gov.tr internet sitesinin erişime açıldığını ve web sitesinin UYAP sistemine entegre edildiğini duyurmuş. Ne ülke gündeminde yargı reformu var, ne siyasi irade yargıyı reform etme niyetinde, ne de olmayan bir reform
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki bakanlar ile Merkez Bankası yönetiminin neden olduğu ekonomik krizi düzeltmek, hortlattıkları yüksek enflasyonu indirmek için zamana yayılan bir politika izliyor. Güven tesis etmek için yabancı finansörler, yatırımcılar, yerli iş insanları ve iş dünyası sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yapıyor. Başarı da sağlıyor. Bunlar iyi, hoş, güzel. Fakat Sayın Şimşek
Sabah erkenden oyumu, oyumuzu kullanmak için sandık başındaydık. Daha saat 08.00 olmadan 2377 sayılı sandığın önünde 10-15 kişilik kuyruk birikmişti. Diğer sandıklarda da öyle; bizim mahalle sandığa hücumdaydı. Oy verme başladı; bizim ailede önce kadınlar, sandıkta ilk oy veren eşim oldu, ikinci bendeniz. “Evet” mührünü iki pusulaya da basarken bu oyu ne için kullandığımı hızla
Seçimlere birkaç gün kaldı. 14 Mayıs 2023 Pazar günü sandığa giderek devleti tek başına yönetecek yeni cumhurbaşkanını ve milletvekillerini seçeceğiz. Sonraki 5 yıl boyunca, devlet yönetimi hakkında sadece şikâyet edebileceğiz; hatalarını düzeltmek, eksiklerini gidermek ve doğru karar almalarını sağlamak için tek bir aksiyon bile alamayacağız. Yeni cumhurbaşkanı kimseye hesap vermeden, kimseyle istişare etmek zorunda olmadan
İktidar yanlısı gazete, tv ve internet sitelerinin bugünlerde en sevdiği haberler arasında Avrupa’da halkın gaz, elektrik ve gıda fiyatlarını protesto için sokağa döküldüğü, hükümetleri istifaya çağırdığı haberleri bulunuyor. Psikolojik savaş taktikleriyle, Türkiye’de halkın sokağa dökülmediği, demek ki durumdan memnun olduğu mesajını vermek istiyorlar. İtalya’da, Fransa’da, Almanya’da, Yunanistan’da halk hukuk devletinin barışçıl protesto hakkını koruyacağına güvenerek
Türkiye usulü başkanlık sistemi en azından Cumhur ile Millet ittifaklarını oluşturmakta ve muhalefetteki 6 Partiyi bir masa etrafında buluşturmakta başarılı oldu. Ancak ülkenin temel sorunlarına sürdürülebilir çözüm getiremedi, hatta yeni ve derin sorunlar da ortaya çıkardı. Çözüm STK’ların gönüllü çalışarak geliştireceği önerilerin hataya geçmesi için siyasetçiler üzerinde baskı kurmasına bağlı. Fakat oldukça cesur ve kararlı
Elmalı’daki çocuk istismarı, Danıştay’daki İstanbul Sözleşmesi davası; yargı üzerindeki siyasi mücadelenin kamuoyunun hukuka güvenini kaybettirip yerle bir ettiğinin en yakın iki örneği. Kamuoyunun hassas olduğu davalarda konuetiketi (hashtag) açılarak kurulan sosyal medya mahkemelerinde yargı kararlarının doğruluğundan daha çok kararı veren hakimlerin liyakatli olup olmadığı, kararlarında hangi gizli elin veya odağın etkisi olduğu tartışılmakta; yargı camiası
Sedat Peker’in görevdeki ve eski içişleri bakanları, bir kısım milletvekilleri, bakan danışmanları, yakınları, alenen ve gayrı aleni olarak görev verilen kimselerin giriştiğini iddia ettiği, bir kısmını bildiği, bir kısmına kendisinin de dahil olduğuna dair iddialarını ve yankılarını ibretle izliyoruz. İddialar, yaşı 40’ın üzerinde olanların hatıralarında hala canlı olarak duran, Uğur Mumcu suikastı, faili meçhul cinayetler
Sadece savcılar değil, belki müfettişler için de söylemeliyiz: Türkiye’de adalet peşinde savcılar, adalet peşinde hakimler yanı sıra, idarenin düzgün işleyişini halk adına denetleyecek müfettişler kaldı mı?Hayır, sadece Sedat Peker vidolarındaki önemli iddialar için sormuyorum.O ayrı bir utanç kaynağına dönüştü. Uçan kuşun kanadından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret gerekçesiyle muhalif siyasilere gazetecilere, sivil toplumculara dava açıp göze
- 1
- 2