İşe bir açıdan baktığınızda şu yoruma varmak mümkün: CHP ve İYİ başta olmak üzere muhalefet sıkıntı içindeki esnafa, üreticiye, işçiye, işsize hitap ettikçe Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AK Parti’nin dayandığı oy tabanının, özellikle de esnaf tabanının erimekte olduğunu gördü. Esnafın tek sorununun yetersiz pandemi destekleri, ekonomik durgunluk, alım gücünün düşmesi değil de faiz olduğunu düşündüğü için
Anayasamızda hala yazılı olan laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde yeri olmayan helallik konusuna girmeden önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hangi hatanın eşiğinde olduğunu söyleyeyim.Cumhurbaşkanı dün, 14 Mayıs’ta, 17 Mayıs Pazartesi’den itibaren “normalleşmenin” başlayacağını söyledi. Sıradaki hata bu olacak.Buna göre 16 Mayıs’ta yani yarın hastalığın bulaşma oranının günde 5 binin altına ineceğinden emin olması lazım. Öyle ya
Halk TV’nin 28 Ağustos yayınında Şirin Payzın güzel sordu, İyi Parti lideri Meral Akşener de iyi yanıt verdi.Soru şuydu: “Esnaf gezmeniz Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir nabız yoklama mı?”Soru yerindeydi. Çünkü son zamanlarda Akşener ve Anadolu’da çarşı-pazar vatandaşla konuşması sayesinde vatandaşın sesi ekranlarda duyulur oldu. Halkın arasında -şatafatlı törenlerde değil, yüzünde Covid maskesiyle örnek olarak- onlarla
12 Temmuz’da CHP’nin Doğu ve Güneydoğudaki 18 İl Başkanı ortak bir bildiri yayınladı. İl Başkanları, 25-26 Temmuz’da Ankara’da yapılacak CHP Kurultayında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na topluca destek vereceklerini ilan ediyorlardı. Delege sistemi uyarınca 18 İl Başkanının ortak desteği Kılıçdaroğlu bakımından Kurultay öncesi bir gövde gösterisi sayılabilirdi ama CHP’nin seçmen desteği olarak en güçsüz olduğu iller
İYİ Parti lideri Meral Akşener pek fazla kişinin dikkatini çekmeyen ama önemli bir iş yapıyor bu günlerde. Aslında yazının başlığı çok uzun olmasaydı, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın ne yaptığının farkında mısınız diye sormam da gerekirdi? Onlara da geleceğim, az çok biliyorsunuz ama pek bilinmeyen bazı ayrıntılar vereceğim. Ama önce
MetroPoll araştırma şirketinin Mayıs 2020 “Türkiye’nin Nabzı” araştırması, önümüzdeki süreçte Türkiye siyaset sahnesini hareketli günlerin beklediğine işaret ediyor. Şirket, her ay partilerin oy oranının yanısıra siyasilerin popülerlik (beğeni) oranını da ölçüyor. Mayıs sonu itibarıyla yapılan son ölçümlerde, koronavirüs Covid-19’un Türkiye’de görüldüğü ilk ayda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bir ayda yüzde 14 artışla, yüzde 57 popülerlik düzeyine
Aslında konuşacak çok daha önemli konularımız var. Koronavirüs salgını sonrası gerçek boyutlarını görebileceğimiz ekonomik küçülme, işsizlik, hayat pahalılığı gibi. Ama son günlerde bir Cumhur İttifakı – Millet İttifakı tartışması aldı yürüdü ki bu da siyasetin geleceği bakımından önemli. O nedenle kolaycı yaklaşımlardan uzak durup dikkatlice tahlil etmekte yarar var.Bu konudaki en son gelişme, Millet İttifakının
İYİ Parti lideri Merak Akşener, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Covid-19 salgını nedeniyle bağış kampanyası açması ve burada 550 milyon lira toplandığının açıklanmasını eleştirerek “Devletin vatandaşına harcayacağı 550 milyon lirası yok mu?” diye sordu. YetkinReport’a yaptığı açıklamalarda, Erdoğan’ın İtalya’ya, İspanya’ya yardım gönderdiğini hatırlatan Akşener, “Ama bu iki ülkenin hükümetleri kendi vatandaşına IBAN gönderip yardım toplamıyor. Yeni Cami’de
“AKP’nin ikiz doğurmasının nedeni” dedi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 3 Ocak basın toplantısında yeni partiler sorulduğunda; “Toplumdaki beklentileri karşılayamamış olması.” Kılıçdaroğlu “ikiz doğum” benzetmesini Gelecek Partisini (GP) kuran Ahmet Davutoğlu ve ayrı bir parti hazırlığındaki Ali Babacan’ın AK Parti’nin içinden çıkmış olması için kullanıyordu. Kılıçdaroğlu’na göre, toplum giderek parti ayrımı olmaksızın iki anlayış etrafında toplaşıyor:
Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi (GP) kuruluş dilekçesini 12 Aralık itibarıyla İçişleri bakanlığına verdi. 13 Aralık’ta da tıpkı 2001’de AK Parti’nin yaptığı gibi, Ankara Bilkent Otel’de programını açıkladı. programda en dikkat çekici iki unsur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine “özgürlükçü bir Anayasa” yoluyla parlamenter demokrasinin güçlendirilmesi ve din işleriyle devlet işlerinin ayrılığına yapılan vurgu oldu; zor