Osman Kavala’ya hükümeti değiştirmeye teşebbüs etmek gibi uydurma bir suçlamayla ömür hapis cezası verildi. (*)Ne ömür boyu hapis cezasının ne bütün yargılama sürecinin hukukla bir ilgisi vardır. Yargının siyasete alet edilmesinin vücut bulmuş örneğidir. Tarihe geçecek kadar ağır bir adaletsizlik örneğidir.Bu adaletsizliğin, adı Adalet ve Kalkınma olan bir partinin iktidarı altında işlenmesi yaraya tuz basmaktadır.Dahası,
Yaldızlar başlayınca her taraftan dökülüyor. AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım 16 Şubat akşamı CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın programında konuşuyor. Haliyle elektrik zammı da gündemde. Siyasetteki yüksek gerilim elektrik zammına odaklanmış durumda. Yıldırım, elektrik zammını “kuralık ve doğal gaz fiyatlarının” artışına bağlıyor. Cevap yeterli bulunup cevabı zaten belli “Erken seçim var mı?” sorusuna geçilmişken
İktidar derken sadece 2002’den bu yana tek başına hükümet kuran AK Parti’yi kast etmiyorum elbette. Anayasa değişikliği için 2017 halkoylamasından itibaren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın iktidarını fiilen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye borçlu olduğu gibi bir gerçek var. Anayasa Mahkemesinden çıkması gün meselesi olan HDP’nin kapatılması davası da MHP’nin zorlamasıyla gündemde.Bunu söylerken AK Parti yönetimi ve Erdoğan’ın
Güvenilir kaynaklara göre, AK Parti ve MHP’nin Cumhur İttifakının cumhurbaşkanlığı seçiminden önce Anayasa değişikliğine gitme planları fiilen rafa kaldırılıyor. Gerek Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gerekse MHP lideri Devlet Bahçeli’nin gündeminde olan seçim yasası değişikliği ise TBMM’ye getirilmesi geciktikçe sallantıya giriyor.Bunun nedeni, seçim yasası değişikliğinin, eğer bir sonraki seçimde uygulanması isteniyorsa en geç 17 Haziran 2022’ye dek
Merkez Bankası (TCMB) yöneticilerinden şikayetçiyim. Çünkü, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve Para Piyasası Kurulu üyeleri; 1211 sayılı Kanunun 4. maddesindeki “Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamak” görevini açıkça ihlal etmişlerdir.Hükümetin büyüme politikalarını ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dinî bir temele dayandırdığı faiz söylemini desteklemek için bu ihlali gerçekleştirmişlerdir.Türk Milleti adına bu kanunu çıkaran TBMM’nin en
Son seçim anketleri AK Parti ve MHP’de erimenin devam ettiğini gösterirken sadece ekonomide değil yargıda da alam zilleri birbiri ardına çalmaya başladı.Ekonomiden önce yargıda çalan son alam zilinden söz edeceğim. Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan 10 Ocak’ta yaptığı bir konuşmada şunları söyledi:• “Mahkememize 2021’de 66 bin 121 başvuru yapıldı. Ve bu başvuruların yüzde 73’ünden
Anayasamız “üniversiteler bilimsel özerkliğe sahip kurumlardır” diyor. Bilim, sanat ve fikirlerin özgür olabilmesi için üniversite özerk olmalı. Ancak anayasamız, sadece bilimsel özerkliğe atıf yapıyor. İdari ve mali özerklik olmadan bilimsel özerklik olabilir mi?Eskişehir Osmangazi Üniversitesi açılışında konuşan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan şöyle özetliyor:• “Mahkemeye göre bu üç kavram yani idari, mali ve bilimsel özerklik
Türkiye, 1970 ve 1990’ların kırılgan koalisyon hükümetlerinden şikayetle geldiği idari rejimde tek parti iktidarı adı altında koalisyon hükümetinin katmerlisini yaşıyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en önemli kuruluş gerekçesini koalisyonlar dönemini geride bırakmak olarak açıklamıştı ama ilk sonucu fiili koalisyon dönemini başlatmak oldu.MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “partili cumhurbaşkanı olmaz” ısrarından vazgeçme şartı olan, ilk turda