Önceki gün bir rekor kırdık. Maalesef dün bir rekor daha kırdık hem enfeksiyon sayısı hem ölüm sayısında. Korkarım yarın da rekor kıracağız. Bu gidişle daha sonraki gün de. Durum kötüleşiyor. Oysa böyle olmayabilirdi.Yeni Covid enfeksiyonları üssel bir şekilde artıyor. Bulaşma hızı, ivmelenerek yükseliyor. Ölüm sayıları da öyle. Adetya her gün bir uçak düşüyor, içindekilerin hepsi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün, 29 Mart’ta hükümetinin kovit salgınıyla mücadelede maalesef gerilemesini kabul etmek mecburiyetinde kaldı. Salgın, 29 Mart konuşmasında Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, nüfusun yüzde 80’inin yaşadığı 58 il “çok yüksek yüksek risk” düzeyine vurdu. Aylardır kendi açıkladığı önlemleri AK Parti il ve ilçe kongrelerindeki kucak kucağa görüntülerle ihlal edilmesiyle övünen Erdoğan dün canlı
Daha pandeminin başında uluslararası sağlıkla ilgilenen birçok insan gibi tanı testleri, olası tedaviler, aşı savaşları ve adaletsizliklikler yaşayacağımızı tahmin ediyordum. Bu konuda YetkinReport’ da bir kaç yazı yazdım. Ama yine de hepimizin hayatlarını ve hayatiyetini etkileyen bu alanda yaşanan kavganın boyutları, koca koca liderlerin söyledikleri, söylemeyip, kapı arkasında yaptıklarını izledikçe şaşırıyor, kızıyor ve utanıyorum.Ocak ayında
100 doktorun emek vererek katkıda bulunduğu 100 Doktor 100 Tarif kitabı okurlarıyla buluştu. Projenin yaratıcısı ve yürütücüsü Dr. Murat Çam’ın editörlüğünde hazırlanan kitap, satışa çıktığı ilk günden itibaren büyük ilgi gördü. Kitaba tarif vererek kitabın oluşmasına destek olan 100 yüce gönüllü doktor, tüm telif gelirini KAHEV’in (Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı) oluşturduğu “Emanetiniz Emanetimizdir” fonuna
Salgınla mücadele yönetimi yaz aylarını Temizlik-Maske-Mesafe, TaMaM diyerek boşa harcadı. Tamam olmadığını o zaman da çok söyleyenler oldu. Şimdi ancak bir küsuratını açıkladıklarını öğrenmiş olduğumuz vaka sayıları varken, yani bulaşmanın birçok odağı varken ve üstelik bulaşma hız kesmemişken bireysel tedbirlerle salgını kontrol edemezsiniz dedik. Söylenenlere kulak tıkadılar, uyarı yapmaya çalışanlar hain ilan edildi, bugünlere geldik.
Covid’le savaş da iyi gitmiyor, ki birazdan ayrıntısıyla geleceğiz, ekonomiyle savaş da iyi gitmiyor. TUİK ikinci çeyrekte yüzde 9,9 küçüldüğümüzü açıkladı. Rakamın iki haneli çıkmaması için özel çaba sarf edildiği anlaşılıyor, örneğin elektrik tüketim rakamlarına, istihdam kayıplarına bakıldığında, uzmanları yazınca anlarız.Yunanistan’la savaş ihtimaline gelince… Yunanistan’ın tam da 30 Ağustos’ta Meis adasına turist gemileriyle asker göndermesi
Tıpta uzmanlık derneklerinin oluşturduğu Türk Tabipleri Birliği-Uzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kurulu (TTB-UDEK) ve Uzmanlık Dernekleri, hasta sayısı ve can kaybının her geçen gün arttığı COVID-19 salgınıyla ilgili bir uyarı yayınladı. Sekiz maddelik ortak bildiride “Salgın Ağırlaşıyor, Tükeniyoruz! Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Toplumun Sağlığının Garantisidir” denildi. 28 Ağustos 2020 tarihli bildirgede, TTB ve Uzman Dernekleri, sağlık sisteminin salgın
Basınımız düğün ve Covid haberlerini seviyor. Şöyle bir tarama yaptığınızda damatla gelinin düğünde virüs kaptığı hikayesinden başlayarak ilginç bir dünyaya giriyorsunuz. Ama benim favorim Bursa’dan yerel Yeni Dönem gazetesine referansla “az okunan ama ana akım denen” gazetelere “kaynana düğüne katılanları yaktı” şeklinde düşen haber. Haberin, filyasyon ekiplerinde çalışanlara dayanarak iddia ettiğine göre PCR testi pozitif
Sizi bilmem ama ben akşamları gösterilen yeşil slaytları izlemeyi çoktan bıraktım. Bu slaytlarda gösterilen sınırlı sayıda veriden vaka sayıları diye gösterilen rakamların salgının gidişatı hakkında bir fikir vermekten uzak olduğunu geçen yazımda gerekçeleriyle anlatmıştım. Bir süre yoğun bakımlara yatış sayılarını toplayıp çıkararak salgının hızı konusunda dolaylının dolaylısı bir fikir sahibi olmaya çalıştım. Sonunda Sağlık Bakanı
Bu yılın başından itibaren yaşadığımız Kovid-19 salgını nedeniyle çevremize olan duyarlılığımız arttı. Artık doğaya farklı bir gözle bakar olduk. Çoğumuz çevremizdeki canlıları farklı bir şekilde duyar ve gözlemler olduk. Esasında her birimiz yaşadığımız gezegeni paylaştığımız diğer türlere saygılı olmamız gerektiğinin farkına vardık. Bu dönemde dünya nefes aldı, somut veriler gördük, Diğer kavramların yanında biyoçeşitlilik diye