Değişim vaadini iktidar da muhalefet de dilinden düşürmüyor bu aralar.İktidardaki AK Parti ve destekçisi MHP için değişim, iktidarı korumak için seçim yasasında, Anayasa’da değişiklikler yapmak anlamına geliyor.Muhalefet için değişim sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk seçimlerde iktidardan uzaklaştırılması değil, Türkiye’yi giderek tek-adam rejimine götüren, demokrasinin kalitesini daha da düşüren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de değişmesi demek.İktidarın güç kaybetmesindeki
TBMM yeni yasama dönemine başlarken siyasi görünümü iki adım geriye çekilip şöyle özetlemek mümkün: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Meral Akşener son birkaç haftadır yaptıkları çıkışlarla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oyun planını sarsıyor. Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin özellikle Kürt meselesindeki katı tutumu Erdoğan’ın işini hiç de kolaylaştırmazken, HDP’nin “tutum belgesiyle”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu konusunda sergilediği yeni tutum siyasette yeni ve hararetli bir tartışma başlattı. CHP’nin bu HDP’yi Kürt sorunun çözümünde meşru muhatap, çözüm zeminini de TBMM olarak net biçimde ifade eden bu tutumu 2023 Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine gidişte siyasetin tonunu belirlemeye, sonucu etkilemeye aday. Öyle ki, tartışmanın ilk adımı neredeyse Cumhurbaşkanı
Yıllar önce şair Nazım Hikmet, ressam Abidin Dino’ya sormuştu: “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” diye. Yıllar sonra mutluluğun resmini olmasa da fotoğrafını gördük. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AK Partisinin Cumhur İttifakındaki ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’yi 26 Ağustos’ta Malazgirt’te gösteren karelerden birisi yukarıdaki. Birbirlerinin ellerini tutup zafer kaldırırken fotoğrafları da var. Hem birbirlerinden hem
Öncelikle söyleyelim ki eğer çeyrek asırdan fazladır Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı biraz tanımışsak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dünkü “uyku ve öfke nöbetleri” arasında gibi ağır sözlerinin altında kalmaz. Keza, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun “Dava, damadı bakan yapıp zengin etmek, memleketi üç-beş müteahhide peşkeş çekmekse, ben o davayı sattım sözleri altında da. Ama gelişmeler Erdoğan’ın üst
Bir orman yangınları ülkesi olan Türkiye’nin elinde yangın söndürme uçakları bulunmayışının sonuçlarını acı şekilde yaşıyoruz. Peki yakın geçmişte Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), uluslararası bilinen adıyla TAI mühendislerinin geliştirdiği yangın söndürme, itfaiye uçağı projesinin hükümetlerin ilgi gösterip harekete geçmemesi üzerine yapılamadığını biliyor musunuz? Buna, günlük siyasetten bağımsız bir “akıl tutulması” hikayesi de denebilir.Biraz geriye
Diyarbakır’da AK Partililerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı “Bıji Serok Erdoğan” sloganıyla karşılaması, belli ki müttefiki MHP lideri Devlet Bahçeli’yi çok rahatsız etmiş. “Serok Ahmet” diyerek yasadışı PKK ile yakınlığını ima ettiği Gelecek Partisi lideri Ahmet davutoğlu’nun “Şimdi, ne diyeceksin?” diye sorması belli ki daha da rahatsız etmiş. TBMM grup toplantısında “Onun serokluğu” diyor Davutoğlu’na hitaben, “bölücülüğün
AK Partililer Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 9 Temmuz’da Diyarbakır’da “Bıji Serok Erdoğan” diye karşılamışlar. Kürtçe “Yaşasın Başkan Erdoğan” demek. Sloganın aslı, yasadışı PKK taraftarlarının, İmralı cezaevindeki liderleri Abdullah Öcalan için kullandığı “Bıji Serok Öcalan” şeklinde AK Partililer demek ki Kürt oylarına o kadar muhtaç hale gelmiş durumdalar ki “Bıji Serok Erdoğan” sloganından medet umuyorlar, seçmen çekeceklerini,