Yaklaşık dört aydır döviz kuru oldukça sakin hareket ediyor. (Grafik 1) Sakinliğin nedenleri ve nereye kadar süreceğini sorgulamak akla geliyor. Sakinlik elbette göreli bir kavram. Ağustos başından bu yana yarısı dolar yarısı avrodan oluşan döviz sepeti lira karşısında (sepet kur) yüzde 4,6 yükseldi. Az değil ‘normal’ bir ülke için. Dolayısıyla, Türkiye koşulları için kullanıyorum sakinliği.
Hem Avrupa hem de ABD ekonomilerinin yakın gelecekte daralmaları ihtimalinin yüksek olduğu giderek daha sık dile getiriliyor. Bir yandan Rusya-Ukrayna savaşının yarattığı arz kısıtları bir yandan artan enflasyonu makul düzeye indirmek için merkez bankalarının politika faizlerini artırma sürecine girmiş olmaları bu ihtimali güçlendiren temel unsurlar. Oysa Türkiye ekonomisi için aynı ihtimal pek dile getirilmiyor. Büyümenin
Cari işlemler hesabında kötüleşme devam ediyor. Yılın ilk çeyreğinde 18,1 milyar dolar cari açık verdik. Son dört çeyreğin toplam GSYH’sine oran olarak yüzde 2,2’lik bir cari açıkla karşı karşıyayız. 2012’den bu yana görülmemiş yükseklikte. 2000’den bu yana bakarsanız da sadece 2011’in ilk iki çeyreğinde bundan daha yüksek cari açık-GSYH oranı (sırasıyla yüzde 2,6 ve 2,7)
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 14 Nisan günü toplandı ve politika faizini değiştirmeyerek yüzde 14 düzeyinde tuttu. Politika faizi, Naci Ağbal döneminde, 18 Mart 2021 tarihli toplantıda iki puan artırılarak yüzde 19’a yükseltilmişti. İki gün sonra, 20 Mart 2021’de yeni bir Merkez Bankası Başkanı, Şahap Kavcıoğlu atandı. Politika faizi 23 Eylül 2021’deki toplantıya
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aslında siyaseten de ekonomik olarak da ne yapması gerektiğinin gayet iyi farkında.Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ardından Türkiye’nin diplomasi sahnesinde öne çıkışını ekonomik olarak lehine çevirmesi, hatta bunu önümüzdeki seçimlerde oya tahvil etmesi umuduyla ilk aşamada atması gereken iki basit adım var.Öncelikle Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 17 Mart toplantısında faiz artırımına gitmesine izin
Ekim ayında yüzde 19.9 düzeyinde olan enflasyon Ocak ayında yüzde 48.7’ye sıçradı. Farklı bir ifadeyle, enflasyonda artış, üç ay önceki düzeyinden daha fazla oldu: Dile kolay, üç ayda yirmi dokuz puanlık bir artış söz konusu. Beklenmedik bir gelişme değildi; merak edilen sadece, nereye kadar yükseleceğiydi. Nereye yükseleceğini kestirmek zor, aşağıda ele alacağım ama şurası kesin:
Sadece elektriğe zam yaparken az tüketim hesabını elektrik şirketlerinin arzusu üzerine güya yanlış yapıp, tepkiler üzerine 150 kilovatsaat sınırını 210 kilovatsaate çıkarma dönüşünden söz etmiyorum. Erdoğan’dan İtiraflar derken daha sistemik yanlışlardan da söz edeceğim. Dökülüyor tel tel dökülmekte olan saptamasındaki iddianın hakkını vermek gerekiyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 31 Ocak kabine toplantısı ardından itiraflar dizisi olarak da
Her hafta değil her gün ekonomide yeni bir gündem maddemiz oluyor. En son gündemimiz ise politika faizini devreden çıkarma yaklaşımı. Doğrusu, bu dünyanın hiçbir ekonomisinde tercih edilmeyecek bir yaklaşım. Çünkü bu cümlenin ima ettiği içerik ilk işittiğimizde anladığımızın çok ötesinde. Ekonomilerde para politikasını merkez bankası yapar, politika faizi merkez bankalarınca belirlenir.Peki, merkez bankaları bu faizi
YetkinReport okurları hatırlayacaktır. 7 Kasım 2020’de ekonomi-politik çağrışımları olan “Ara sıra kuzuyu değiştirtiyoruz” fıkrasını anlatmıştım; hatırlamak isteyenler bu bağlantıya tıklayabilir. Bu defa “Bu pisliği niye yedik” fıkrası geliyor; tabii fıkra bu, kimse üstüne alınmak zorunda değil.Ama önce kuzu fıkrasını neden altattığımı hatırlatayım. O fıkradan bir gün önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan daha 16 ay önce atadığı
Geçen haftanın en ilginç –aslında garip demek daha doğru- gelişmelerinden biri Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun bundan böyle gıda fiyatlarını dışlayan bir enflasyon göstergesine (temel ya da çekirdek enflasyona) odaklanacaklarını ima eden konuşmasıydı.Para politikası çekirdek enflasyona odaklanabilir. Gariplik burada değil. Gariplik başka ve önemli bir yerde; ona geleceğim. Ama önce çekirdek enflasyon kavramını kısaca