Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 13 Kasım’da Ankara Büyükşehir Belediyesine usulsüz harcama soruşturma başlatmasından saatler sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da İstanbul Büyükşehir Belediyesi aleyhine aynı gerekçeyle soruşturma başlattı. Bunun öncesinde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan SGK borcunu ödemeyen belediyelere haciz getireceklerini açıklamıştı, Ankara’yı özellikle öne çıkarmıştı. Yavaş “Toplu bir hücum başlatıldı” diyor. Haksız sayılmaz. Aynı
MHP lideri Devlet Bahçeli 5 Kasım günü TBMM Grup konuşmasında baklayı ağzından çıkardı. Her şey yeni bir Anayasa yapmak için, yeni Anayasa da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup Cumhurbaşkanı seçilebilmesi içindi. Bahçeli “Erdoğan tek seçenek” derken aslında kendi siyasi konumu ve MHP açısından doğru söylüyordu. Doğru, Bahçeli ve MHP olmasa Erdoğan ne bütün yürütme
İçişleri Bakanlığı 4 Kasım sabahı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, Batman Belediye başkanı Gülistan Sönük’ü ve Şanlıurfa, Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan’ı görevden alarak yerlerine kayyum atadı. Gerekçe, silahlı terör örgütü üyeliği ve propagandası. Tam da sekiz yıl önce Selahattin Demirtaş’ın tutuklandığı 4 Kasım günü. “Devlet aklı” böyle ince hesaplar yaparak Kürt seçmenin pes
Kayyum virüsü İstanbul’a da sıçradı. AK Partili ya da MHP’li olmayan bütün belediyeleri tehdit altına alan “Sandıkta kaybettiysen yargı kararıyla gasp et” zorbalığının son örneğini İstanbul’da gördük. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer 30 Ekim sabahı 06.00 sularında evi basılarak gözaltına alınmasından 20 saat sonra, 31 Ekim saat 04.00 gibi, terör örgütü üyeliği gibi ağır bir
Ekrem İmamoğlu dün, 21 Ekim’de Ankara’daki ilk medya çıkarmasını yaptı; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı şapkasıyla konuştu. Başlıktaki cümleyi değişik ifadelerle üç kere kullandı; hatta birinde “özeleştiri” diyerek, birinde “istersek kaybederiz” vurgusuyla. Bu vurgunun bir anlamı vardı. İmamoğlu’nun açıkça söylemeden CHP’nin “bugünkü görünümüyle bir sonraki seçimi de kaybeder” demek istiyordu. Son
İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatına hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada verilen “zorla getirilme” kararını geri çekti. CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul 48. Asliye Ceza Mahkemesi Kılıçdaroğlu ile ilgili aldığı “zorla getirilme” kararını kaldırdığını duyurdu.
Avrupa Parlamentosunun 9 Ekim oturumunda söz alan liberal Slovak Milletvekili Lucia Yar sözlerini Türkçe bitirdi. Daha önce Türkiye’de bulunduğu için telaffuzu da gayet anlaşılırdı: “Haksız yere mahkûm edilen gazeteciler; sizleri unutmadık ve yanınızdayız.” AP’nin Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor dahil sekiz parlamenterin söz aldığı oturumun konusu gazeteci Bülent Mumay’a bir ihale usulsüzlüğü iddiası haberinin devamında,
CHP 31 Mart 2024 seçimlerindeki kazanımlarını büyük bir müsriflikle harcayarak yeniden ikinci parti konumuna düşmek üzere. AK Partiyle aralarındaki farkın kapandığını gösteren anketler var. Üstelik ekonomik krizin getirdiği geçim sıkıntısı bütün anketlerde hala açık arayla birinci sorun göründüğü halde. Bunun başlıca nedeni CHP’nin hem yönetim kademesi hem de bitmek bilmeyen parti içi mücadelelerle önündeki en
Yeni yasama yılı başlıyor. İlk aşamada gündemde yeni vergi düzenlemeleri ve yargı paketi gibi hepimizi doğrudan ilgilendiren konular var. Türkiye’nin etrafı barut fıçısı gibi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Nev York’ta yatırımcı toplantılarından da aldığı nabızla, Türkiye’ye döner dönmez “Erken seçim yok” demesi 1 Ekim öncesi bir tutum beyanıydı. CHP lideri Özgür Özel ise bir yandan iç
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, son günlerde gündemde üst sıralara yerleşen “CHP içinde cumhurbaşkanlığı rekabeti” tartışmalarına tepki göstererek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile karşılaştırılmasından “çok rahatsız” olduğunu söyledi. Sözcü yazarı Aytunç Erkin’e konuşan Yavaş, “televizyonda konuşulacak konu halkın yaşadığı mağduriyetler. Bunların önüne geçmeye bizim hakkımız yok,” dedi. Cumhurbaşkanlığı