Anayasamızda hala yazılı olan laik, demokratik, sosyal hukuk devletinde yeri olmayan helallik konusuna girmeden önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hangi hatanın eşiğinde olduğunu söyleyeyim.Cumhurbaşkanı dün, 14 Mayıs’ta, 17 Mayıs Pazartesi’den itibaren “normalleşmenin” başlayacağını söyledi. Sıradaki hata bu olacak.Buna göre 16 Mayıs’ta yani yarın hastalığın bulaşma oranının günde 5 binin altına ineceğinden emin olması lazım. Öyle ya
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AK Partililerin, iktidarının on dokuzuncu yılında hâlâ mağdur ve mazlumu oynayabiliyorsa, bunu bir ölçüde kendilerinin bir ölçüde de muhaliflerinin hesabına yazmak lazım.Hiç gülünecek bir halde değiliz ama baskı ortamlarında siyasi mizah güçlü bir ifade tarzı sunabiliyor. O yüzden iki Zaytung haberiyle yazıya girelim.Birincisi: “Sonucunu beğenmediği seçimi iptal edip tekrarlatabilen, kararını beğenmediği
Geçtiğimiz hafta 7 ve 8 Aralık günleri iki önemli toplantıda Türkiye’nin mevcut haline dair önemli saptamalar yapıldı, önemli bilgi ve görüşler paylaşıldı. Bunlardan ilki Kadir Has Üniversitesi’nin (KHAS) her yıl düzenlediği Türkiye Eğilimleri Araştırmasının 2020 sonuçlarının açıklanmasıydı. Diğeri ise Koç Üniversitesi ile TÜSİAD’ın ortaklaşa düzenlediği 2021 Yılında Türkiye Ekonomisi konulu paneldi. Biri Türkiye’nin iç ve
Amerikan seçimlerinin sonuçlarını öğrendikten sonra artık geriye bir tek önemli seçim kaldı. O da malum, bizim seçimlerdir. Bu seçimlerin vaktinde yapılma olasılığı sıfır değil elbette ama sıfıra çok yakın. O halde seçimlerin zamanlaması üzerine konuşmak durumunda kalacağız. Peki yaklaşan seçimlerin belirleyici dinamikleri neler olacak? Hangi toplumsal grupların tercihleri sonucu belirleyecek? Bu soruların cevapları bilgi temelli
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve seçim ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli erken seçim olmayacağını, seçimlerin 2023 Haziran’ında yapılacağını tekrarlıyor. DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise Erdoğan’ın erken seçime gideceği iddiasında ısrar ediyor. O kadar ki, şimdiye dek “2021 ya da 2022” olarak yaptığı tahmini “2021’in ikinci yarısı ila 2022’nin ilk yarısı” olarak daha da daralttı. Ama
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 4 Mayıs kabine toplantısından Covid-19 salgınıyla mücadeleye dair dönüm noktası sayılacak açıklamalarda bulundu. Öncelikle “Normalleşme Planının” hemen değil, Mayıs, Haziran, Temmuz aylarına yayılacağını söyledi; önlemlere uyulmazsa ya da hastalık yeniden şiddetlenirse daha sert önlemlerin geleceğini söyledi. Çünkü, önlemlerin gevşemesi demek, hastalığın bittiği, her şeyin normale dönmesi anlamına gelmeyecekti. Gerçi bunu dün trafik
Ahmet Davutoğlu liderliğindeki Gelecek Partisi (GP) kuruluş dilekçesini 12 Aralık itibarıyla İçişleri bakanlığına verdi. 13 Aralık’ta da tıpkı 2001’de AK Parti’nin yaptığı gibi, Ankara Bilkent Otel’de programını açıkladı. programda en dikkat çekici iki unsur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine “özgürlükçü bir Anayasa” yoluyla parlamenter demokrasinin güçlendirilmesi ve din işleriyle devlet işlerinin ayrılığına yapılan vurgu oldu; zor