Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) sürpriz bir kararla politika faizini 350 baz puan artırdı ve yüzde 46’ya yükseltti. Kurul, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 46’dan yüzde 49’a, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 41’den yüzde 44,5’e yükseltti. Merkez Bankası yazılı açıklamasında faizi (Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın karşı olduğunun bilinmesine
Trump hazretleri kuyuya taş attı yine. Bu seferki bayağı büyük. Gümrük vergisi savaşları başladı. Ortalık toz duman. ‘Yabancı savcı istiyoruz’ pankartına yol açan siyasi gelişmeler sürüyorken bir de üzerine bu geldi. Hadi biz şaşırmazsak şaşıran bir ülkenin çocuklarıyız; dünyanın en sakin ülkelerinden biri olan İsviçre’ye de bu yapılır mı? Biz burada “bugün acaba neden heyecan
Son yazımdan bu yana epey süre geçti. Şöyle bitiyordu o yazı: “Peki, 2025? Şikâyetler artıyorken siyaset daha fazla sabır gösterir mi? Yoksa Türkiye yüzde 25-30 düzeyinde bir enflasyonla ve oynak bir büyümeyle yoluna devam etmeye mi çalışır? Öyle yaparsa enflasyon o düzeyde ne kadar kalır? Bir sonraki yazıda ele alacağım.” 2025’te yol almaya başlamışken ve
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 47,5’tan yüzde 45’e indirilmesine karar verdi. 23 Ocak’ta toplanan Kurul, karar metninde, “enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Bu doğrultuda, politika faizi; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bulundurularak
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 26 Aralık’ta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, 22 ay aradan sonra ilk kez faiz indirimine giderek politika faizini yüzde 50’den yüzde 47,5’e düşürdü. TCMB Başkanı Fatih Karahan başkanlığında toplanan kurul, 250 baz puanlık indirim kararı aldı. Kurul, operasyonel çerçevede de değişikliğe gitti. Buna göre gecelik vadede borçlanma ve borç
“Enflasyonun sorun olmaktan çıkmasının biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor.” Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu cümleyi dün, 18 Eylül’de Türk Müteahhitler Birliğinin “Yurt Dışı Müteahhitlik Hizmetleri Ödül Töreni”ndeki uzunca konuşmasının bir yerinde söyleyip geçti. Daha 9 Eylül’de kabine toplantısı ardından Türkiye’nin kısa sürede enflasyonu düşüreceği ve düşürerek büyüyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanının 18 Eylül’de ki ifadesi tam olarak şöyle:
Bir gece ansızın Hazine ve Maliye Bakanı’nın ya da Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınması gibi bir durum gerçekleşmez ve mevcut ‘çok eksik’ ekonomi programı uygulanmaya devam edilirse, enflasyonun 2024 sonunda yüzde 40’a, 2025 ortalarına doğru da yüzde 30’a yaklaşması mümkün. Mümkün olan gerçekleşirse başımıza kuş konmayacak; hala dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip ülkelerden biri olmaya
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 3 Mayıs 2024’te Nisan tüketici enflasyonu değerlerini açıkladı. Aylık enflasyon Merkez Bankası’nın yıl sonu için tahmin ettiği (hedeflediği de denilebilir) yüzde 36 ile uyumlu değil: Yüzde 3,18. Mevsim hareketlerinden arındırılmış aylık enflasyon gerçekleşmesini yüzde 3,4 olarak hesaplıyorum. Yıl sonu tahmini ile uyumlu olduğu belirtilen mevsim hareketlerinden arındırılmış enflasyon oranı yılın ikinci
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 25 Nisan’taki toplantısının ardından politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi. 25 Nisan’da Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan başkanlığında toplanan PPK, politika faizini yüzde 50 düzeyinde sabit tutma kararı aldı. Kararın ardından yapılan açıklamada Kurul, Mart ayında aylık enflasyonun
TÜRK-İŞ her ay açlık ve yoksulluk sınırları açıklıyor. Dört kişilik bir aile için gerekli gıda harcamaları toplamı açlık sınırını, temel harcamalar toplamı ise yoksulluk sınırını oluşturuyor. Mart ayında açlık sınırı 16 793, yoksulluk sınırı ise 54 700 lira. Bir diğer açıklanan gösterge, bekar bir işçinin yaşama maliyeti; 21 831 lira. Asgari ücret ise 17 002