Dışişleri Bakanlığı 18 Kasım günü iki yalanlama birden yayınladı. Dışişleri Bakanlığı kaynakları önce Hamas’ın siyasi bürosunu Katar’dan Türkiye’ye taşımasına izin verildiği yolunda İsrail basınında çıkan haberleri yalanladı. Kaynaklar “Hamas Siyasi Büro üyeleri zaman zaman Türkiye’yi ziyaret etmektedirler. Hamas Siyasi Bürosunun Türkiye’ye taşındığı yönündeki iddialar ise gerçeği yansıtmamaktadır” dedi. Güvenlik kaynakları Hamas’ın da telegram hesabında “Bazı
İsrail’in önceki Dışişleri Bakanı İsrael Katz kafayı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a küfretmeye takmıştı, cevabını vermek de Dışişleri Sözcüsü Öncü Keçeli’ye düşüyordu. Binyamin Netanyahu, Gazze’yi yerle bir eden Savunma bakanı Yoav Gallant’ı artık yeterince şahin bulmayınca yerine Katz’ı getirdi. Yeni İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın ilk açıklamalarından biriyse “Siyasi bağımsızlığı olmayan büyük milletlerden biri” ve “Yahudilerin doğal
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Kasım’da yaptığı iki konuşmayla Türkiye’nin “önümüzdeki dönemde” başlatacağı önemli bir siyasi-askeri operasyonun haberini verdi. Bu konuşmalardan biri Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 86’ıncı yılı dolayısıyla yaptığı konuşmaydı. Diğeri de diğeri de kendi döneminde Beştepe’ye taşıyana dek bütün cumhurbaşkanlarının makamı olan Çankaya Köşkünde başkanlık ettiği Kabine Toplantısı ardından yaptığı konuşma.
Korkma! İstikâl Marşı bu sözcükle başlar. Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri Kurtuluş Savaşını Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkanlığı ve Başkomutanlığını yaptığı bu Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından İstiklâl Marşı olarak kabul edildi. “Korkma” Anadolu ve Trakya’nın İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan, Gürcü ve Ermeni ordularının işgaline direnen, işgali defeden halkına verilen bir güvenceydi. Bugün, 8 Ekim 2024’te Türkiye
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1 Ekim Meclis açılışında İsrail’in gözünü Anadolu’ya diktiğini söylemesinden yaklaşık bir saat sonra Amerikan haber siteleri istihbarat kaynaklarına dayanarak İran’ın “birkaç saat içinde” İsrail’e bir füze saldırısı başlatacağını bildirmeye başladı. Haberlerde İran füzelerinin tipleri, yaklaşık sayıları, İsrail’deki muhtemel hedefleri ve İsrail’in buna yanıt olarak İran’ın nükleer santralleri dahil hangi hedeflerini vuracağı ayrıntıları
Endişe edilen oldu, İsrail ordusu büütün uayrılara rağmen 1 Ekim sabahı Lübnan’a kara karekâtına başladı. İsrail bunun öncesinde 27 Eylül’de Beyrut, Dahiyye’de saptadığı stratejik hedefi, Hizbullah lideri şeyh Hasan Nasrallah’ı yeraltı sığınağında öldürdü. Saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü’nün Lübnan sorumlusu Tuğgeneral Abbas Nilfuruşan’ın da saldırıda öldürüldüğü açıklandı. Bu aynı zamanda, diğer Hizbullah,
İsrail ordusu, 28 Eylül’deki Beyrut’taki Hizbullah merkezine yönelik hava akınlarında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürdüklerini açıkladı. Hizbullah açıklamadan bir kaç saat sonra Nasrallah’ın “şehadetini” kabul etti. Son son otuz yıldır Orta Doğu coğrafyasında silahlı gücüyle en büyük devlet-dışı aktörlerden olan Şii örgütün liderinin öldürüldüğü böylece doğrulandı. Saldırı İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a son 10 gün içine vurduğu
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 24 Eylül’de BM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada “İsrail’i durdurmak için daha ne bekliyorsunuz?” çıkışından önce ulusal kanallardan NBC’de Hamas’ı terör örgütü değil, topraklarını koruyan direniş örgütü olarak gördüğünü söylemesi üzerinde durmak isterim. BM Genel Kurulu hitapları genellikle haber izleyicilerinin dahi ilgi duyduğu konuşmalar değildir; özelikle de ABD’de. NBC, CBS ile ABD’de 4,5
Son iki günde İsrail’in Lübnan’a saldırılarında öldürülenlerin sayısı 500’ü, yaralananların sayısı da 1700’ü buldu. Kesin sayı vermenin de anlamı kalmadı çünkü her saat yeni bir çatışmanın yeni ölümlerin haberi geliyor. Bu saldırılara karşı Hizbullah’ın -çoğu Demir kubbe hava savunma sistemi tarafından engellenen- roket atışlarının İsrail’in yeni saldırılarına bahane vermek dışında pek bir etkisi yok. Lübnan