Şimdi başlığı gören kimileri, Mansur Yavaş eleştiriliyor diye sevinecek; kimisi de bana kızacak. Ama amacım kimi doğrular hakkında konuşma ve eylem başlatabilmek. 31 Mart seçimlerinin üzerinden hayli zaman geçti. Seçim ortamının gerilimleri hem görevde olan hem yeni adayların programları, iddialı niyet ve açılım ifadeleri geride kaldı. 31 Mart 2019’da yüzde 51’e yakın bir oyla başkan
İstanbul, Adalar’daki ulaşım krizi devam ediyor. Protestolara katılanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tek yanlı bir kararla, Adalar’ın yapısına uygun olmayan boyutta elektrikli minibüsler kullanılarak çözülmek istemesine karşı çıkıyor. Bu kriz 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde CHP’li Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat’a yüzde 55 oy veren CHP seçmeniyle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu karşı karşıya getirdi. Son olarak
İstanbul 11. İdare Mahkemesi, Büyükşehir Belediyesi’nin Kanal İstanbul Projesi’nin imar planına ilişkin açtığı dava karara bağladı. Mahkeme, Kanal İstanbul Projesi olarak da bilinen Yenişehir Rezerv Yapı Alanı 1. Etabı için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan imar plan değişikliğini iptal etti. Mahkeme ayrıca İBB’nin imar planına itirazını reddeden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Başak Demirtaş, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile görüştüklerini, ortak alınan karar ile 31 Mart seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday olmayacağını açıkladı. Yazılı bir açıklama yayınlayan Demirtaş, “Gelinen aşamada benim İstanbul Büyükşehir Belediyesi adaylık beyanımın bir başvuruya dönüşmemesi konusunda da Partimizle ortak görüş birliğine varmış bulunmaktayız,” dedi. Tutuklu siyasetçi ve HDP’nin
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, Deprem Seferberlik Planı, uzmanlarının anlatımıyla, “gerçek beka sorunu depremdir” yaklaşımıyla 1 Mart’ta düzenlenen etkinlikle açıklandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, sözü uzmanlarına bırakmadan önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imar-rant-siyaset düzeninin bütünüyle dışında olduğunu, bu sebeple deprem konusunda en ileri, en cesur adımları atabilecek konumda olduklarını ve deprem dirençli İstanbul için seferberlik başlattıklarını, söyledi. Bence
1999 Gölcük depreminde aile üyelerimizin bir kısmını Yalova’da tatil yaptıkları sitede kaybettik. Oturdukları yapı zikzaklar yapan ve sekizgen biçiminde sonlanan bir bloktu. Sekizgenin olduğu kısım ayakta kalmış, geri kalanında katlar birbiri üstüne yığılmıştı. Sonradan enkaz ve çevresinin fotoğraflarını, binanın projesini gören mühendis arkadaşlar yerleşim yoğunluğunun zemin karakterine uygun olmadığı ve yapının taşıyıcı sistem tasarımı açısından
Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ın 9 Ocak’ta yeni Fırtına obüslerinin teslim töreninde yaptığı konuşmanın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef aldığı bölümünde generaller tarafından alkışlanmasına yeni bir tartışma başlattı. Erdoğan BMC ve Katar hisseleriyle gündeme gelen tank-palet fabrikasında Kılıçdaroğlu’nu “Sıradan işletme devir işlemini çarpıtarak sermaye düşmanlığı” yaparken “Amerika’dan İngiltere’ye, oradan Almanya’ya kapı kapı” dolaşıp
“Dezenformasyon” seçim olan her ülkenin gündeminde son 6 yıldır çok büyük yer tutuyor. Çünkü, ABD eski başkanı Donald Trump’ın seçilmesinde dezenformasyon içeren sahte haberlerin büyük bir iş gördüğü anlaşıldı. Yüz kere konuşuldu ama önemi açısından yeniden anlatalım; Cambridge Analytica isimli şirket seçimin kafa-kafaya olduğu 17 ABD eyaletinde, Facebook üzerinden seçilmiş hedef kişilere (sayısı 87 milyon
Şöyle başlayalım mı? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun her adımı üzerine neredeyse her gün konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, siyaseti sallayan Sinan Ateş Cinayeti üzerine beş gün sonra konuştu. Aslında bugün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 3 Ocak’ta memur ve emeklilere “müjdelediği” yüzde 25 maaş zammını, 4 Ocak’ta sanki gönlünden kopmuş gibi yüzde 30’a çıkarması, altı
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun merkezinde olduğu İçişleri Bakanlığı incelemesi ile ilgili sert konuştu. İncelemeyi “komplo” olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, kayyum atanması halinde durumu “terörizm” kabul edeceklerini söyledi. 3 Ocak’ta partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri, “Ekrem başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse allah korusun kayyum atama aptallığına girişirlerse, bunu bir diktatörün