Çok tercih etmediğim bir şey ama, bu yazının merkezine insanı koyarak iklim krizinin etkilerine bakalım. Neden böyle söylüyorum? Yazılarımı okuyanlar gezegendeki biyoçeşitliliğe yönelik tehditler söz konusu olunca bizim dışımızdaki canlıların gözünden çevremize bakmayı tercih ettiğimi bilirler, çünkü bu konuda empati kurmaya ve kurdurmaya çalışıyorum. Avrupa’da sıcaklık kaynaklı ölümler, içinde olduğumuz yüzyılın sonuna kadar üç katına
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü “Bilim 2” gemisi ile 8 bilim insanının katıldığı 2024 Marmara Denizi seferlerinin ilk bölümünü geçtiğimiz günlerde tamamladı. İlk bulguları basın mensuplarıyla paylaşan Prof. Dr. Mustafa Yücel, Marmara Denizi’nin “ciddi oksijen açlığı çeken, komada bir yer,” olduğunu söyledi. Yücel, “İlk bulgularımızda özellikle oksijende durum hiç ama hiç iç
Dünya, daha önce eşi benzeri görülmemiş bir hızla ısınıyor ve bu yıl, bilim insanlarının kaydettiği tarihin en sıcak gününü yaşadık. 21 Temmuz 2024’te ortalama yüzey sıcaklığı 17.09°C ile rekor kırdı. Bu kayıt, Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından sağlanan verilere dayanıyor ve geçen yıl kırılan rekorun biraz daha üzerinde. Son bir yıldır süregelen bu endişe verici
İklim protestocuları, Dünya genelinde pek çok ülkede hükümetlerden, gezegenimizi ısıtan fosil yakıtların kullanımını aşamalı olarak durdurmasını talep etmek amacıyla, 15 Eylül’den 17 Eylül’e kadar süren protesto eylemleri düzenlediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı BM Genel Kurulu öncesi başlatılan eylemler, 20 Eylül Çarşamba günü yapılacak “iklim hırsı zirvesi” öncesi liderlere güçlü bir mesaj verme amacı da taşıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 9 Ağustos 2023’te toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) ilk defa “iklim değişikliği” bir milli güvenlik sorunu sayıldı, tartışıldı. Toplantı sonrası yayımlanan bildiride şu ifadelerle “iklim değişikliğine” yer verildi: Madde- 7. Küresel bir kriz halini almaya başlayan iklim değişikliğin, düzensiz göçlerden sosyal buhranlara, iç karışıklıklardan devletler arası çatışmalara kadar pek çok
Dünya bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Şakası kalmadı: sıklaşan sıcak hava dalgaları, artan seller ve müthiş bir boş vermişlik. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres geçenlerde “Küresel ısınma sona erdi, küresel kaynama başladı” diye ülkeleri acil önlem almaya çağırdı. Kimse üstüne alınmıyor. Elimizden geleni ardımıza koymadan ekosistem bırakmadık, gözle görmediğimiz bir omurgasız canlıdan kendi türümüze kadar
Anadolu gibi doğal zenginliğin yüksek olduğu bir yerde, kendi doğamıza o kadar yabancıyız ki, tarihte yaptığımız yanlışları tekrar edip duruyoruz. Bu durumun örnekleri basına geçmişte yansıyordu, bugün de yansımaya devam ediyor. Mesela, 2016 yılında basında “yaban hayatı için göle su taşıdılar” başlıklı bir haber çıkmıştı. “Bekilli Belediyesi, yaban hayatının korunması için önemli bir çalışmaya imza
Selin UğurtaşUtku Perktaş Durumun ne kadar kötü olduğunu defalarca kez tekrarlamanın lüzumu yok. Havanın tuhaflaştığını, buzulların hızla eridiğini, böceklerin Dünya’dan kaybolduğunu zaten biliyoruz. Çocukların, çocuklarımızın ve onların çocuklarının yükselen denizlerle, yok olan kıyı şehirlerinin hikayeleriyle, afetler ve orman yangınlarıyla mücadele edeceğini de biliyoruz. Bu yazıyı okuyan, iklim krizine, bu tür haberlere duyarlı bir birey olarak,
Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu yaklaşık 25 yıl önce, 1987 yılında hazırladığı raporla sürdürülebilirlik kavramını literatüre soktu. İnsan çağına atfedilen bu raporda hızlı sanayileşme ve nüfus artışına atıf yapılarak ekonomik gelişim ve küreselleşmenin çevre üzerine etkileri tartışılıyordu. O zamanlarda sorunlar görülmeye başlanmıştı ve uyarı niteliğinde girişimlerle geleceğe dair adımlar atılmaya çalışıyordu. 1980’lerin sonunda görülen en önemli
Oradaydım. Bir haftadır Marmaris bölgesinde tatildeydik. Marmaris’in son birkaç gündür alev alev yanmaya başlayan cennet gibi tepelerini, koyları ve kıyılarını geziyorduk. Yangının Marmaris’in birçok yerinde nasıl birbiri ardına başladığına ve nasıl yayıldığına tanık oldum. 29 Temmuz 2021 günü biz yangın haberini aldığımızda Marmaris’in güney ucunda Bozukkale bölgesindeydik. Saat 16:30 gibi kuzeydoğudan gelen kara bulutları gördük,