Paris Anlaşması, 2016 yılından beri yürürlükte. Tarihin en büyük katılımıyla imzalanan Paris İklim Anlaşması, küresel sıcaklık artışını 2100 yılının sonuna kadar sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üstü ile sınırlamayı hedefliyor. Türkiye, Paris Anlaşması’na taraf olmamakla birlikte, niyet edilen ulusal katkı beyanını 30 Eylül 2015 tarihinde sözleşme sekretaryasına sunmuştu. Türkiye’nin ulusal katkı beyanına göre, Türkiye’de
Bugün dünyadaki tüm ülkeler Kovid-19 salgını nedeniyle akciğer enfeksiyonu ve buna bağlı ölümlerle mücadele ediyor. Dünyanın birçok ülkesi salgın nedeniyle yangın yerine dönmüş durumda. Vaka sayıları neredeyse 40 milyonu aştı. Salgın nedeniyle ölenlerin sayısı ise 1 milyonun üzerine çıktı. Kuzey ve Güney Amerika’daki ülkeler de salgın nedeniyle gündemden düşmüyor. Brezilya’da ölenlerin sayısı oldukça yüksek, ülke
Sıkça duyuyoruz; ‘yerli ve milli’. İlkokuldayken hatırlıyorum, yerli malları haftası olurdu. Hatta tekerlemesi de vardı: “yerli malı kullanmalı, odur yurdumun malı.” Günümüzde de hem ‘yerli malı haftası’ hem de sorunları yerelde çözme refleksi devam ediyor.Türkiye, özellikle 1980’lerden bu yana, giderek uluslararası piyasaların parçası oldu. Hatta yerli ve milliyi savunanlar dahi, bazı ‘marka ürünleri’ yaşamlarının demirbaşı
Küresel ısınma ve buna bağlı iklim değişimi hayatın birçok alanında farklı etkilere neden oluyor. Örneğin, iklim değişimi insan sağlığını tehdit eden mikropların neden olduğu salgınların ortaya çıkmasını sağladığı gibi, biyolojik çeşitliliğin bileşenleri olan türlerin hayatta kalma becerilerini etkileyen diğer olumsuz süreçlerin gözlenmesine de sebep oluyor. Bu gözlemlerin de çok uzun yıllara yayılmasına gerek yok artık.
Evet, 22 Nisan Dünya Günü. Hem de bu yıl ellincisi. Peki, bu önemli günü kutlayabilecek miyiz sizce? Görünen o ki, COVID-19 hastalığının neden olduğu salgının gölgesinde, çoğumuz sessiz sedasız bir şekilde evlerimizdeyiz. Hep birlikte doğaya bile çıkamıyoruz şu günlerde. Bu durumu fazlasıyla hak ettik esasında, çünkü doğayı koruma ve verdiğimiz hasardan kurtarma görevinde başarısız olduk.
Bu yılın başında Çin’de yeni korona virüs, COVID-19’un neden olduğu bir salgın başladı. Bugüne kadar da dünya çapında 130.000’den fazla vaka teşhis edildi. Toplam 123 ülke enfeksiyonu resmi olarak rapor etti. Öncelikle epidemi olarak başlayan salgın, 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemiye dönüştürüldü. Epidemi ne demek, pandemi ne demek? Hassas dönemden geçtiğimiz
Ateşiniz, yani vücut sıcaklığınız 3 derece artsa ne olur? Soluğu hastanenin acil servisinde alırsınız, değil mi? Peki, ya dünyamızın ateşi 3 derece yükselse ne olur? Söyleyelim. Karalar ısındıkça okyanuslar ısınır. Bir yandan kutuplardaki buzulların erimesi hızlanır. Antarktika’da, yüzölçümü Büyük Britanya kadar olan “Thwaites” buzulunda hızlanan erimenin dahi, dünya çapında deniz suyu seviyesinin yükselmesine, New York’tan
Utku Perktaş Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) bundan bir süre önce bir “Disease-X / X-Hastalığı” uyarısında bulundu. Bilim-kurgu filmlerindeki korku senaryolarına andıran ismiyle “X-Hastalığı” Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı, Ebola, MERS ve SARS gibi solunum yolu hastalıkları sınıfına dahil; DSÖ bunu gelecekte büyük bir salgına neden olacak, ama henüz bilinmeyen bir hastalık olarak isimlendiriyordu. Yani bilim
- 1
- 2