CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın açıkladığı son enflasyon raporuyla TCMB’nin “uzun zaman sonra nihayet asli görevini hatırlamış göründüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, Erkan’ın açıkladığı yüzde 58’lik yıl sonu enflasyon beklentisini ise yüzde 70 öngören analizlerin altında olmasına rağmen daha gerçekçi bulduğunu buna karşı özellikle “kademelendirme” ve Kur korumalı Mevduat (KKM) gibi
Merkez Bankası (TCMB) 27 Temmuz’da yılın üçüncü enflasyon raporunu yayınladı. ‘Raporun tanıtıma ilişkin bilgilendirme toplantısında’ TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın yapacağı konuşma büyük bir merakla bekleniyordu. Acaba TCMB enflasyon tahminlerini gerçekçi bir düzeye yükseltecek miydi? Konuşmadan sonra sorulacak sorulara nasıl yanıtlar verecekti? Hem enflasyon raporuna hem de soru-cevap kısmına ilişkin izlenimlerimi aşağıda belirteceğim. Ama öncelik
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) 22 Haziran’da politika faizini yüzde 8,5’tan yüzde 15’e çıkardı. Bu kararın gerekçelerinin yazıldığı rapor özeti 3 Temmuz’da basına yansıdı. Raporda çarpıcı saptamalar vardı. Örneğin yeni Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan başkanlığında toplanan PPK’nın raporundaki şu cümle: • “Kurul, mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü
Meraklı bekleyiş sona erdi, Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu 22 Haziran toplantısında politika faizini yüzde 15 olarak ilan etti; 27 aydan sonra ilk faiz artışıydı. “Nas” dönemi sona mı ermişti, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dediği gibi “rasyonel zemine” dönmüş müydük? Bakalım… Son yazımın (8 Haziran) başlığı “Döviz kuru neden aldı başını gidiyor?”
“Türkiye ekonomisinde her şey yolundaydıysa, neden Bakan ve Merkez Bankası başkanı değişikliği yaptık? Yok, işler yolunda değilse neden dünkü bozgunun sorumlularını hala taltif etmeye devam ediyoruz?” Bu sözler TEPAV Başkanı Güven Sak’ın ekonominin hal ve gidişi üzerine ekonomim.com sitesindeki yazısından. “Neyin olacağı hala belli olmadı” başlıklı yazısında şunları söylüyor: • “Seçim biteli iki hafta oldu.
Merkez Bankası’nın (TCMB) yeni başkanı Hafize Gaye Erkan, parlak eğitimi, birikimi ve genç dinamizmi ile ekonomi yönetiminde kritik bir görevi üstlendiği için tabii ki hem dışarıda hem de ülke içinde heyecan yarattı. Hem de ekonominin böylesine kırılgan olduğu, rezervlerinin eksi 60 milyar doları geçtiği, yıl sonuna dek dış borç geri ödemeleri ve cari açık finansmanı
9 Haziran’da Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığı görevine ABD’de finans alanında yöneticilik yapan Hafize Gaye Erkan getirildi. Erkan, TCMB’nin başkanlık koltuğuna getirilen ilk kadın oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayınlanan kararname ile Erkan’ın selefi Şahap Kavcıoğlu da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) başına getirildi. Bu atama
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 Haziran’da önce TBMM’de yemin ederek üçüncü cumhurbaşkanlığı dönemine başladı. Sonra yağmur altında Anıtkabir’de Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çiçek koydu, sonra da Beştepe’de gösterişli bir törenin ardından, ilerleyen saatlerde yeni kabine üyelerini. Cumhurbaşkanlığı tören kapısının “Destur” nidası ve Mehter Marşıyla açılan kapısından Emine Erdoğan’la çıkıp dünyanın dört bir yanından gelen konuklara
Uzun bir süredir uygulanmakta olan ekonomik programın sürdürülebilir olmadığı ortada. Bu savın bariz kanıtlarından biri, seçim öncesinde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB’nin) döviz rezervlerinin erimesi pahasına tam saha baskıyla kontrol edilmeye çalışılan döviz kurunun, seçimden sonra naçar dik bir yokuşu çıkmaya başlaması. Olanaklar izin verdiğince bu yokuş yukarıya tırmanışın kontrollü olmasına çalışılıyor; ancak olanaklar da
Yaklaşık dört aydır döviz kuru oldukça sakin hareket ediyor. (Grafik 1) Sakinliğin nedenleri ve nereye kadar süreceğini sorgulamak akla geliyor. Sakinlik elbette göreli bir kavram. Ağustos başından bu yana yarısı dolar yarısı avrodan oluşan döviz sepeti lira karşısında (sepet kur) yüzde 4,6 yükseldi. Az değil ‘normal’ bir ülke için. Dolayısıyla, Türkiye koşulları için kullanıyorum sakinliği.