Azerbaycan-Ermenistan çatışması, tüm bölge ülkelerini endişelendirirken sorunun müzakereyle çözülmesi çağrıları sahadan gelen haberlerin gölgesinde kalıyor.Azerbaycan Savunma Bakanlığı, “27-30 Eylül tarihlerinde 2 bin 300 Ermenistan askerinin öldüğü ve yaralandığı, yaklaşık 130 tank ve zırhlı aracın, 200’den fazla top ve füze sisteminin, yaklaşık 25 hava savunma sisteminin, 6 komuta yönetim ve komuta gözlem mıntıkasının, 5 mühimmat deposunun,
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, doların ve avronun lira karşısında yeni rekorlar kırdığı bir günde ülkenin yeni ekonomi planını açıkladı.Merkez Bankası’nın dövizdeki yükselişi yumuşatmak amacıyla yaptığı fakat pek çok ekonomist göre etkisi sınırlı kalan faiz artışının ardından gelen program, güncel ekonomi performansı aşan ve 2020 yıl sonu beklentilerinin ötesinde büyüme, işsizlik ve enflasyon hedefleri
Ermenistan’ın 27 Eylül’de işgal altında tuttuğu Dağlık Karabağ bölgesine yakın bir Azerbaycan köyüne topçu ateşiyle başlayan son çatışmalar Azerbaycan için yıllardır beklediği bir fırsata dönüşebilir. Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, yanlış zamanlamayla yanlış bir hamle yapmış gibi görünüyor. Ermenistan’ın koruyucusu konumundaki Rusya’nın durdurmaması halinde Azerbaycan, Karabağ’ı olmasa dahi işgal altındaki topraklarının bir kısmını Ermenistan’dan askerî yoldan
Her sabah uykudan uyanıklığa geçtiğim bulanık anlarda, bugün ne kötü haber alacağım endişesini yaşıyorum. Sonra, gün içinde mesajlar -bazen çok uzun zamandır iletişimim olmamış bir tanıdıktan- telefonlar gelmeye başlıyor. Doktor gruplarında kimi benden genç, kimi benden yaşlı kaybettiğimiz hekimlerin hikayeleri paylaşılıyor. Birçok bebeğin sağlıkla dünyaya gelmesine yardım etmiş benden çok genç bir kadın doğum hekimi,
Yaklaşık iki aydır devam eden fiili Azerbaycan-Ermenistan ateşkesi sınırdan gelen çatışma haberleriyle bir kez daha bozulurken, taraflar birbirlerini sivilleri vurmakla suçluyor.Bu sabaha karşı taraflar karşılıklı olarak birbirlerini Dağlık Karabağ’daki köyleri vurmakla itham etti. Azerbaycan: Askeri araçları imha ettik Gazete Duvar’ın haberine göre Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev çatışmalarda ölenler olduğunu açıklayarak “Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak” derken,
Ekonomist Uğur Gürses, Ekonomi Alla Turca adlı kişisel blogunda, Türkiye ekonomisinin güncel durumunu yazdı. Gürses yazısında, dolar kuru rekor seviyelere ulaşırken Merkez Bankası’nın faiz politikalarına odaklanmanın doğru olmayacağını ifade etti. Moody’s tarafından Haziran 2014’te kredi görünümümüzün negatife çekildiğini hatırlattı: işaretler verilmişti. Ekonomi sorunları, “algı operasyonu” Not indirimi geldiğinde, Ankara’da iktidarı ekonomi bakanlarından daha fazla temsil
Hukukla açıklayamıyorum. O yüzden son HDP gözaltılarına siyasi dengeler ve anlamı açısından bakmaya çalışacağım. Neden şimdi ve Allah aşkına, yine neler oluyor?Kararın hangi siyasi atmosferde alınmış olduğu önemli. Son zamanlarda AK Parti-MHP blokunun milliyetçi-muhafazakâr tabanın heyecanını ayakta tutmasını sağlayan Yunanistan/Doğu Akdeniz ihtilafı artık masada sayılır. Libya ihtilafı da öyle. Açık konuşalım, Suriye de öyle. Ben
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 2014 yılındaki “Kobani olayları” soruşturması kapsamında çoğu HDP’li 82 kişi hakkında gözaltı kararı vermesine Avrupalı parlamenterler tepki gösterdi.Deutsche Welle’nin derlediği habere göre, Sosyalistler ve Demokratlar Grubu üyesi ve Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor “2014 yılında yaşanan olaylara karıştıkları iddiasıyla HDP üyelerine karşı yürütülen yeni gözaltı operasyonundan derin endişe duyduğunu” söyledi.Sosyalistler
Hemen tekrarlayalım: Yunanistan ve Avrupa Birliği (AB) ile diplomatik uzlaşma yoluyla yumuşama ekonomiyi düzeltmez, orada başka ağır sorunlar mevcut, ama eğer düzeltici adımlara niyet varsa nefes aldırır. Neticede dolar 7,7 avro 9 lira sınırına dayanmış durumda. ABD Büyükelçisi David Satterfield’ın Covid ortamında “Borçlarınızı ödemezseniz şirketler ilaç göndermeyi kesebilir” uyarısında bulunduğu bir durumdayız. Bu ortamda Türkiye’nin
Siyasal sosyalleşmeye bireylerin uzun zaman içinde oluşturdukları dünya görüşü ya da ideolojileri olarak bakabiliriz. Bunu karikatürize edersek, solcular Nazım ile, sağcılar da Necip Fazıl ile büyürler diyebiliriz. Bizim sol ile sağın Batı demokrasilerinde karşımıza çıkan farklı sürümleriyle karşılaştırılamayacak özellikleri olduğunu da yadsımamak gerek. Türkiye’de sol ve sağ ekonomik mücadele içerisinde emekçilerle sermayedarlar arasında bir ayrışmanın