Yetkin Report

  • English
  • Siyaset
  • Ekonomi
  • Hafıza Kartı
  • Hayat
  • Yazarlar
  • Arşiv
  • İletişim

Erdoğan 17 Mart’ta siyaseten faiz artırımına gider mi?

Yazar: Murat Yetkin / 16 Mart 2022, Çarşamba / Oda: Ekonomi
Erdoğan Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Krizinde diplomatik olarak öne çıkışını ekonomik avantaja çevirbilir ama siyaseten bunu yapabilecek mi? (Foto: Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aslında siyaseten de ekonomik olarak da ne yapması gerektiğinin gayet iyi farkında.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ardından Türkiye’nin diplomasi sahnesinde öne çıkışını ekonomik olarak lehine çevirmesi, hatta bunu önümüzdeki seçimlerde oya tahvil etmesi umuduyla ilk aşamada atması gereken iki basit adım var.
Öncelikle Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 17 Mart toplantısında faiz artırımına gitmesine izin verebilir örneğin. Bu dönüşü Rusya-Ukrayna Krizi nedeniyle yaşanan dış nedenlere bağlayarak açıklayabilir. Böylesi bir adıma iç ve dış piyasalar olumlu tepki verecek, hatta Erdoğan’ın Ortodoks, geleneksel ekonomi hattına döndüğünü zannedecek, inanmak isteyenler olacaktır.
İkincisi mahkemelerin fikir değiştirip örneğin Selahattin Demirtaş olmasa bile Osman Kavala’yı, hemen tahliye edilecek bir cezaya çarptırmasına ses çıkarmayabilir. Bunu da daha geçenlerde “Bize karışamaz” dediği AİHM kararlarına uymak zorunda olduğunu söyleyerek bile izah edebilir.

Faiz artırımına siyaseten gider mi?

Sadece bu iki adım bile Batı’da bize naif gelecek bir umuda yol açabilir. Neticede Rusya’dan çekilen paranın bölgemizde bir yerlere gitmesi lazım. Türkiye’ye gelme ihtimali böylece yükseltilebilir, değil mi? Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati boşuna mı Londra’da para arayışında?

Üstelik Erdoğan’ın çevresinde sadece ona ne yaparsa yapsın hak verenler değil -sayıları giderek azalsa da- bunları yaparsa rahatlama sağlayacağını düşünenler de var. Hatta ileri gidip ekonomide yapısal reformların gerektiğini dile getirenler de.
Erdoğan faiz artırımına onay verse dolar kuru düşebilir örneğin. Bu da Hazine’nin 24 Mart’ta ilk üç aylık süresi dolacak Kur Korumalı Mevduat hesaplarına yapılacak geri ödeme miktarını düşürebilir. Bunun enflasyon oranını düşürücü etkisi de olabilir. Yani ülke ekonomisine de geçim sıkıntısı günbegün artan halka da yarayabilir.
Ama Erdoğan faiz artırımına siyaseten onay verir mi?

Refahın tam kıyısındaymışız

Çok zor. Çünkü siyaseten faiz artırışına onay verirse 2018’den bu yana ülkeyi krize sürükleyen “faizi düşürürsem, enflasyon da hayat pahalılığı da cari açık da azalır” tezinin yanlış olduğunu kabul etmiş olur. Oysa bunun doğru olduğuna hâlâ inanıyor. Bakın dünkü kabine toplantısı ardından ne dedi Cumhurbaşkanı?
• “Kontrolü elimizde olmayan sebeplerden kaynaklanan olumsuzlukları bir kenara bırakacak olursak refah seviyesinin tam kıyısında bulunuyoruz.”
Refah seviyesinin kıyısındaymışız. Cumhurbaşkanının olumsuzluklar diye geçiştirdiği da resmî rakamla yüzde 54 enflasyon, yüzde 25’i bulan reel faiz ve yüzde 142 dış ticaret açığıdır.
Öte yandan rakipleri siyaseten “Hani Nas vardı?” diyebilirler de.

Hukuken tamam da ya siyaseten?

Aynı durum örneğin Osman Kavala ve başka siyasi tutuklular için de geçerli.
Gazeteci Sedef Kabaş’a tam içeride yattığı günü karşılayacak kadar ceza verip tahliye eden bağımsız Türk yargısı, pek ala somut hiçbir suçu görünmeyen Kavala için de aynısını yapabilir. Asıl olması gereken bu tür davaların düşürülmesi, hiç açılmamasıdır, o ayrı. Ama bu hülleye de hukuken bir mâni yok da ya siyaseten?
Erdoğan Kavala’nın da Demirtaş’ın da kendi Başkanlığına engel olma çabaları nedeniyle ibreti âlem için içeride kalmalarını istiyor. Serbest kalmaları ihtimalini siyaseten yenilgi sayıyor. Ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli de öyle.
Yoksa tam sırası.
Alternatifi, hayat pahalılığıyla mücadele ipinin ucunu bırakıp gerekirse asgari ücreti bir daha artırıp seçimi bulma, asıl kemer sıkma politikasını da seçim sonrasına bırakmaktır. Bu halkı seçimi kim kazanırsa kazansın kemer sıkma politikalarına mahkûm etmek anlamına gelir. Oraya doğru gidiyoruz maalesef.

Öte yandan Erdoğan bu tür adımları atarsa, anlayın ki durumu gerçekten, siyasi tezlerinde ısrarı bırakacak kadar sıkışık görüyor. Birkaç güne anlarız.

Yeni yazılardan haberdar olun! Lütfen aboneliğinizi güncelleyin.

İstenmeyen posta göndermiyoruz! Daha fazla bilgi için gizlilik politikamızı okuyun.

Aboneliğinizi onaylamak için gelen veya istenmeyen posta kutunuzu kontrol edin.

Etiketler: dolar, döviz kuru, enflasyon, faiz, kemer sıkma, Merkez Bankası, Murat Yetkin, osman kavala, para politikası, Rusya, Sedef Kabaş, Selahattin demirtaş, Ukrayna

OKUMAYA DEVAM EDİN

Merkez Bankasının son enflasyon tahmini ne anlatıyor?
Merkez Bankası operasyonundan, Fırat’ın Doğusuna dek: Ankara’da neler oluyor?
Covid-19 ve Ukrayna Krizi: Başka Bir Dünya Şart
  • MİT’in Afganistan’da bulduğu IŞİD’ci meğer denetimle serbest bırakılmış1 Haziran 2025
  • CHP’ye İmamoğlu ile dışarıdan, Kurultay iptali davasıyla içeriden hücum1 Haziran 2025
  • Kılıçdaroğlu: can güvenliğime yönelik tehditler alıyorum30 Mayıs 2025
  • Suriye’de 7 Milyarlık ilk büyük ihalede Türkiye ve bildik şirketler var30 Mayıs 2025
  • “Bugün CHP’yi düşman eden, yarın DEM Parti’yi düşman edebilir”30 Mayıs 2025
  • Trump “Bir günde barış” demişti ama Rusya-Ukrayna savaşı sürüyor29 Mayıs 2025
  • Zirai don: sebze-meyve azaldı, fiyatlar arttı, çiftçi zararda29 Mayıs 2025
  • Yenilikçi üniversiteler sıralamasında ODTÜ, İTÜ, Yıldız ilk üçte28 Mayıs 2025
  • Bugün darbe ürünü dedikleri Anayasa Erdoğan ve Bahçeli’nin ürünü28 Mayıs 2025
  • Bosna-Hersek yeniden ısınıyor: yeni güvenlik yapısı ihtiyacı ve Türkiye28 Mayıs 2025
Haberler arşivinde arama yapın...

Siyaset

Ekonomi

Hafıza Kartı

Hayat

Arşiv

English

Hakkımızda

Künye

Yazarlar

Yardım

Reklam & İşbirliği

Bize Ulaşın

tbtcreative.com | UFKZDN © 2024 yetkinreport.com

Kurumsal Bilgiler     ·      Yardım     ·      Kullanıcı Sözleşmesi     ·      Yasal Çekince

TOP