Prof. Dr. Erol Taymaz, ODTÜ İktisat Bölümü Öğretim Üyesidir.
[email protected]
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından düzenlenen “İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi” 15 Mart günü İzmir’de başladı. Kongre 21 Mart’a kadar devam edecek. [1] “Yeniliğe Davet” başlığıyla yapılan İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin 19 Mart’taki beşinci gününde Yüksek İstişare Kurulu üçüncü ve son kez toplanarak 21 Mart’ta tüm Türkiye ve dünyaya duyurulacak sonuç bildirgesinin
Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine giderken artık hemen her hafta birkaç seçim anketi yayımlanıyor. Bu köşede daha önce milletvekili genel seçimlerine ilişkin anket sonuçlarını anket yapan firma bazında karşılaştırmıştık. Bu yazıda da cumhurbaşkanlığı seçim anketlerine bakacağız. Milletvekili seçim anketlerinde gözlenen hata kaynakları cumhurbaşkanlığı anketleri için de geçerli. Bunlara ek olarak, cumhurbaşkanlığı seçim anketlerinde hata payını
Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine yaklaşık 5 ay kaldı. Seçime giderken anketler yine gündemde. Anket sonuçları doğal olarak birbirinden çok farklı ve bu farklılıklar anketlerin “yanlı” olduğu tartışmalarına yol açıyor. Nuriye Ortaylı, YetkinReport’ta yayımlanan “Seçim anketleri gerçeği ne kadar temsil ediyor?” yazısında anketlerin hangi nedenlerle hatalı olabileceğini anlatmıştı. Özetlemek gerekirse, tüm seçmenleri temsil eden rasgele
Geçen yıl açıklanan asgari ücret büyük bir heyecan yaratmıştı. Kasım 2021’de yıllık TÜFE artış oranı sadece yüzde 21 olduğu halde asgari ücretin yüzde 44 artırılmasını muhalefet partileri de beklemiyordu. Asgari ücretteki artış geçmiş enflasyon oranının iki katıydı. Fakat Aralık ayından itibaren hızlanan enflasyon asgari ücreti kısa sürede eritince, 6 ay sonra asgari ücret tekrar artırıldı
TÜİK Kasım 2021’de yıllık enflasyon oranını yüzde 21 olarak açıkladıktan hemen sonra asgari ücret yüzde 50 artırıldığında muhalefet dahil herkes şaşırmıştı, çünkü bu artış muhalefetin önerdiğinden de fazlaydı. Sabit ücretliler enflasyona ezdirilmeyecekti. Fakat 2022 yılı asgari ücreti belli olduktan birkaç gün sonra Aralık 2021’deki aylık enflasyon oranı yüzde 13.6 olarak açıklandı. Bunu 1 Ocak’taki zamlar
Türkiye olağanüstü günlerden geçiyor. Aralık ayı başlarında döviz kuru adeta önlenemez bir şekilde artarken hükümet asgari ücrete beklenmedik bir şekilde yüzde 50 artış yaptı. Aynı günlerde Türkiye İstatistik Kurumu’na göre yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) sadece yüzde 21 artmıştı (Kasım 2020-Kasım 2021) ve muhalefet partileri bile asgari ücrette “abartılı” bir şekilde yüzde 40-45 artış öneriyordu.
Turizmi açmak için 1 Temmuz’dan itibaren Covid-19 tedbirlerinin kaldırılması ve kontrolsüz “normalleşme” ile birlikte son iki haftada vaka sayıları hızla artmaya başladı. Temmuz ayının ilk haftasında günlük vaka sayısı 5.000’in altına düşmüşken 27 Temmuz’da 20.000’e yaklaştı: resmi verilere göre vaka sayısı 4 haftada 4 kat artmış görünüyor. Vaka sayıları hala yüksek, aşılanma oranı düşük ve
2020’de Türkiye’de ne oldu? Bu soruya pek çok kişi “ne olmadı ki” diye cevap verecektir. Covid-19 salgını, milyonlarca insanın işsiz kalması, net döviz rezervinin negatife dönüşmesi, doların 5.9’dan 8.4 TL’ye çıkması, bir Merkez Bankası başkanının daha görevden alınması… Bütün bu olanlar büyük dalgalara ve hatta fırtınalara benzetilebilir. Dolar, enflasyon oranı, faiz gibi temel ekonomik değişkenlerin
Covid-19’dan en fazla etkilenenler arasında şüphesiz sağlık çalışanları geliyor. Toplumun sağlığını korumaya çalışan sağlık çalışanları uzun ve zorlu çalışma koşullarına ek olarak artan sağlık riski ile de karşı karşıya. Bu nedenle salgın başlar başlamaz Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi kuruluşlar Covid-19’un “meslek hastalığı” olarak tanınmasını istedi, pek çok ülkede Covid-19
Doların hızlı yükselişi ve düşüşü, Merkez Bankası Başkanının 16 ay içinde görevden alınması ve Berat Albayrak’ın istifası ekonomi gündemini belirlerken, TBMM’nde bir torba kanun kabul edildi. Kanun teklifinin üç maddesi esnek çalışmanın yaygınlaştırılmasına yönelikti. Fakat bu üç madde üç işçi sendikası konfederasyonunun bir araya gelerek ortak tepki göstermesi sonucu TBMM’ndeki görüşmelerde geri çekildi ve 11
- 1
- 2