Gazeteci-Yazar
28 Şubat 2022: bugün Türkiye hem iç hem dış politikada ciddi bir dönüm noktasında.Dış politikada hükümetin Rusya’nın Ukrayna istilası karşısında 1936 Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesini uygulamaya karar vermesi kuşkusuz en önemli gelişme. Sözleşmenin 19’uncu maddesine göre Rus gemilerinin Karadeniz’e geçişine kısıtlama getirecek bu karar uluslararası dengeler üzerinde ve bugün Rusya-Belarus sınırında başlayacak ateşkes görüşmesi üzerinde
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelensky 26 Şubat öğleden sonra bir Twitter mesajı yayınladı. Mesaj şöyleydi: “Türkiye Cumhurbaşkanı dostum Erdoğan ve Türk halkına güçlü destekleri nedeniyle teşekkür ederim. Rus savaş gemilerinin Karadeniz’e geçişinin yasaklanması ve Ukrayna’ya önemli askeri ve insani yardım bugün had safhada önem taşımaktadır. Ukrayna halkı bunu hiç unutmayacak!” Son derece ustaca yazılmış mesaj adeta
Rus askerleri hızla Kiev’e giredursun, ABD Başkanı Joe Biden dün Ukrayna’yı işgale devam eden Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ödünü kopartacak bir hamle yaptı. Dört Rus bankasına daha yaptırım ilan etti. Böyle bir tepkinin bu kadar kapsamlı bir siyasi-askeri harekata girişen Kremlin’in hiç aklına gelmemiş olması mümkün mü? Zaten yanıt 22 Şubat’ta Putin ile Moskova’da
Rusya, Ukrayna’ya resmen girdi. Çatışmalar başladı. Ukrayna Başkenti Kiev ve önemli şehri Harkiv’in havaalanları fiilen işlemez hale getirildi. Rus Spetsnaz birliklerinin paraşütle Harkiv’e indirilmesinden, Rus tanklarının Karadeniz’deki Odessa limanına çıkartma yapmasına, Ukrayna’nın Luhansk bölgesinde 5 Rus savaş uçağı ve bir helikopteri düşürmasine dek bir kısmı yalanlanan haberler ortalığı sardı. Ardından Ukrayna hava kuvvetlerinin tamamen etkisiz
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 21 Şubat geç saatlerde Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk kukla hükümetlerini tanımasından kısa süre sonra Dışişleri Bakanlığı bu kararı tanımayacağını duyurdu. Açıklamada Rusya’nın bu kararının Ukrayna’nın egemenlik ve toprak bütünlüğünün ihlali olduğu vurgulandı. Türkiye Rusya-Ukrayna geriliminin artması üzerine askeri tebdirleri artırdı. Resmi kaynaklar, bunun bir “milli teyakkuz durumu olmadığını”, önelmlerin
Siyaset dünyasının Davos’u sayılan Münih Güvenlik Konferansı bu yıl Türkiye’nin haber gündemine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bir panelde konuşmacı olması nedeniyle girdi. Gerçi Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da oradaydı, önemli temaslarda bulundu; birazdan geleceğiz. Keza Konferans’ın “Öğrenilmiş Çaresizliği Aşmak” başlığının ne anlama geldiğine de birazdan değineceğiz. Ancak kamuoyunun ilgisini çeken konu, önümüzdeki
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca önümüzdeki hafta maske zorunluluğunun ne zaman kaldırılacağı dahil önemli açıklamalar yapacağını söyledi. Çünkü geçen hafta zirveye ulaşan Covid-19 salgının 2-3 haftaya dek azalacağını tahmin ediyordu. Bakan Covid salgının seyrinde olumlu gelişmeler olduğunu söylediği 17 Şubat günü 258 kişinin öldüğünü de açıkladı. Salgının başından bu yana resmî kayıtlara göre Covid kaynaklı ölümler
Yaldızlar başlayınca her taraftan dökülüyor. AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım 16 Şubat akşamı CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın programında konuşuyor. Haliyle elektrik zammı da gündemde. Siyasetteki yüksek gerilim elektrik zammına odaklanmış durumda. Yıldırım, elektrik zammını “kuralık ve doğal gaz fiyatlarının” artışına bağlıyor. Cevap yeterli bulunup cevabı zaten belli “Erken seçim var mı?” sorusuna geçilmişken
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed ile barışma ziyareti 14 Şubat Sevgililer Gününe denk geldi. Erdoğan BAE’de iken iki ülke arasında 13 işbirliği anlaşması imzalandı. Erdoğan ve Zayed kavga ve suçlamalarla geçen 9 yılın açısını çıkarıyor gibiydi.Anlaşmalar arasında BAE’ye Türk malı İHA ve SİHA satışı da vardı. Gelen bilgilere