Gazeteci-Yazar
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçenlerde Ankara’daki Avrupa Birliği (AB) Büyükelçilerine “Türkiye’nin geleceği Avrupa’da” demesi dış politikada revizyon iyimserliğine yol açtı. Daha nce, 21 Kasım’da “Türkiye’nin geleceğini Avrupa ile tasavvur ediyoruz” diye açmıştı kapıyı. Türkiye ve Yunanistan arasındaki Ege görüşmelerinden hukuk ve ekonomi reformlarına dek uzanan bir yelpazede başlayarak bir yakınlaşma süreci vaat etti.Bu vaadin Avrupa’da olumlu
Enis Berberoğlu hem teröristlik hem casuslukla suçlandı. Anayasa Mahkemesi ikinci defa milletvekilliğine geri dönmeli diyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ayak diriyor. Hem AİHM hem AYM Selahattin Demirtaş tutuksuz yargılanmalı diyor, ama iktidara göre Demirtaş terörist. Osman Kavala hem terörist hem casus hem de darbeci sayılıyor.Üniversitelerine paraşütle rektör indirilmesine karşı çıkan 51 Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi yaka paça
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “vakti geldi” dediği, ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’nin desteklediği “yeni Anayasa” girişimine dair ilk işaretler Ankara siyaset kulisine düşmeye başladı. Erdoğan yeni Anayasayı, dünyanın kovit-sonrası siyasi ve ekonomik düzeninde Türkiye’de -kendi yönetimindeki başkanlık sisteminin işleyişini daha da kolaylaştırmak amacıyla istiyor. Muhalefetin etkili oılamayacağı dikensiz gül bahçesi hedefleniyor. Zaten Bahçeli’nin destek açıklamasında başkanlık
Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne Melih Bulu’nun atanmasını sessizce protesto eden öğrencilerin üzerine polisin 1 Şubat’ta şiddetle gitmesi, akşamında yerleşkenin basılması ve aynı sırada Ankara’da yeni bir Anayasa vaadi verilmesi yaşadığımız çelişkilerin çıplak bir özeti gibi.İstanbul Valiliği açıklamasına göre polis 51’i öğrenci olmak üzere 159 protestocuyu gözaltına almıştı. Kendisini devletin gölgesi sayan Bulu üniversiteden bulduğu yeni danışmanıyla
Belki de siyasette yaklaşan bir büyük sarsıntının öncüleri olarak yanlış yorumladığımız küçük sarsıntılar artıyor son aylarda. Belki de “Hiçbir şey olmasa bile kesin bir şeyler oluyor”. Ama hem iktidardaki Cumhur İttifakında hem muhalefetteki Millet İttifakında hem de bu iki cephenin dışındaki partilerde iç hareketlilik artıyor.Bu hareketliliği tetikleyen birinci unsur, uluslararası siyasette ABD’deki yönetim değişikliğiyle beklenen
CHP’den 29 Ocak’ta istifa eden üç milletvekilinin Muharrem İnce’nin partileşme sürecinde olan Memleket Hareketine katılacağı yazılıyor. CHP’nin 2018’deki Cumhurbaşkanı adayı olan İnce, “CHP yoldan çıktı, artık Atatürkçü bir parti değil” görüşünde.Peki İnce artık Atatürkçü görmediği CHP’den istifa etti mi? Hayır, etmedi. Etkisi altındaki üç milletvekili; İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy
Ankara’nın siyaset, İstanbul’un ekonomi kulislerinde günün ortak konusu Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın 28 Ocak’taki basın toplantısıydı. Bu toplantının, sermayenin dört büyük örgütünün Ağbal’ın ilan ettiği fiyat istikrarı politikasına 26 Ocak’ta yazılı destek vermesinin tamamlayıcısı olduğu yorumları yapılıyor.Basın toplantısı ise iki bakımdan ilginç bulunuyor. Birincisi, saygın ekonomi gazetecilerine göre uzun zaman ardından ilk defa Merkez
Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından Türk Eğitim Derneği (TED) hükümete okulların hemen açılması çağrısında bulundu. TED, “Geleceğimiz tehdit altında. Okula dönmek zorundayız” başlığını taşıyan bir duyuru yayınladı. Duyuruda dünyada sokağa çıkma yasaklarının en yoğun olduğu dönemlerde dahi çoğu ülkenin eğitimde kısıtlamaya gitmediğine dikkat çeken TED, buna göre önlem alınmasını istedi. “Özellikle dezavantajlı bölgeler ve yaş
“Partisini bu duruma düşüren zat, kendisine karşı çıkan herkesi susturarak, gerekirse kapı dışarı ederek diktatörlüğün dik âlâsını sergilemektedir.”Bilin bakalım bu sözleri kim, kimi eleştirmek için sarf etti?Hayır, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Tayyip Erdoğan’ı eleştirmek için kurmadı bu cümleyi. Gerçi söylese kimse yadırgamazdı; zaten bir süredir Erdoğan’ı kendisine karşı çıkan herkesi
Türkiye ile Yunanistan arasında 61’inci tur “istikşâfi” yani çözüm “keşfetmeye yönelik” görüşmeler, 4,5 yıllık aradan sonra 25 Ocak’ta İstanbul’da yapıldı. Önceki 60 turda olduğu gibi, iki ülkenin diplomatlarının bir sonraki müzakereleri Atina’da yapmaya karar vermeleri dışında somut bir sonuç çıkmadı. Türk gazeteciler, 3 saatlik toplantı öncesinde bazı Yunan meslektaşlarını, somut sonuç çıkması için fazla iyimser