AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Güney Kore’den satın alınan dördüncü petrol ve gaz arama gemisine “Abdülhamid Han” adını verdiğini açıkladığı an içimden “Değişir o isimler” demek geçti. Beşincisi olursa ona da Sultan Vahdettin ismini koyarsa Osmanlı Hanedanı özlemine noktayı koymuş olur. İstanbul’da yabancı konukları ağırladığı muhteşem manzaralı tesisin adını da Vahdettin koymuştu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2022 yılı Yatırım ve Hizmet Programı’nda bazı yatırımlar ilk kez “KB” kodu ile belirtildi. Bunlar, 2021 yılında Bütçe Senin adıyla uygulamaya konan katılımcı bütçe aracı ile yatırıma dahil edilen 27 proje. Aralarında yetersiz bakiye uyarısından sonra geri ödemeli geçiş hakkı, mahallelerde uygulanacak afet risk yönetimi eğitim-hazırlık programı, deniz trafiğinde alternatif oluşturan uygulamalar,
Şubat ayından bu yana dört kez bir araya gelmesine rağmen henüz bir program çıkarmadığı için eleştirilen 6’lı muhalefet ittifakı, “Kurumsal Reformlar Komisyonu Raporu” ile iktidara gelmesi halinde uygulamayı vaad ettiği ilk programını duyurdu. 6 muhalefet partisinin kurduğu ittifak çerçevesinde, CHP’den Faik Öztrak, DEVA Partisi’nden İbrahim Çanakçı, Demokrat Parti’den Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi’nden Feridun Bilgin, İYİ
Kadın hareketi içerisindeki sivil toplum örgütleri öylesine dinamik ki zaman zaman yaşananları paylaşmakta gecikebiliyoruz. Geçtiğimiz haftalarda kadınlar bir yandan İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformuna açılan kapatma davasını izlemek için adliye salonlarındaydı, bir yandan da Ankara’da 25.si düzenlenen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali ile kendine ifade alanları açıyordu. Kadın hareketinde olan
Rusya, Türkiye-Yunanistan arasındaki söz düellosunu açıkça “kayıkçı kavgası” olarak görüyor. Suriye’de hesaplar karıştı. NATO’da PKK tablosu bize söylendiğinden faklı. Hepsine geleceğiz. Ama madem “yanılsama ve gerçeklik” diye daha çok felsefe ve estetiği ilgilendiren bir başlık attık, hakkını vermek için önce iç politikaya dokunmamız gerekiyor. AK Parti’nin Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in sözleri mükemmel bir yanılsama örneği.
Türkiye usulü başkanlık sistemi en azından Cumhur ile Millet ittifaklarını oluşturmakta ve muhalefetteki 6 Partiyi bir masa etrafında buluşturmakta başarılı oldu. Ancak ülkenin temel sorunlarına sürdürülebilir çözüm getiremedi, hatta yeni ve derin sorunlar da ortaya çıkardı. Çözüm STK’ların gönüllü çalışarak geliştireceği önerilerin hataya geçmesi için siyasetçiler üzerinde baskı kurmasına bağlı. Fakat oldukça cesur ve kararlı
Geçtiğimiz hafta Türkiye gündeminin bir köşesinde ülkemizde yaşayan iki papağan türü, özellikle yeşil papağanlar vardı, sayıları çok artan Yeşil Papağanın popülasyon büyüklüğünün, yani nüfuslarının azaltılması için önlemler alınacakmış, çünkü istilacı türmüş. Tarım ve Orman Bakanlığı, bu kuşların yumurtalarına müdahale yoluyla nüfusunun azaltılması planını, toplumdan gelen tepkiler üzerine de askıya aldı. Yeşil papağanlar ülkemiz için gerçekten
Edward Snowden 2013 yılında “Amerikan hükümeti, tüm büyük internet servis sağlayıcı firmalarının sunucularından (bilgisayarlarına) istediği bilgileri alıyor” şeklindeki skandalı duyurduğunda, dünyada çok önemli bir şeyler değişti. Örneğin Avrupa Birliği, ABD’yi o zamana kadar Avrupalı vatandaşların verileri için “güvenli liman” diye tanımlardı ama olaydan sonra bu tanım kaldırıldı. “Güvenli liman”ın yeniden tesis edilmesi için 9 yıl
Baklayı ağzından çıkaran ne bir AK Partili oldu ne de MHP’li. CHP’nin Millet İttifakı ortağı İYİ Parti’nin Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olma ihtimalinin Sünni Müslümanlarda Alevi “endişesi” yarattığını söyledi. Hatta tam olarak, “Sünni diyebileceğimiz daha Müslüman bir kesimde” Alevi endişesi yarattığını söyledi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in
Seçimler, ülkelerin kaderini değiştirir. Seçimler, gelecek nesillerin dünyaya açılan kapısını etkiler. O nedenle siyasilerin en büyük yükümlülüğü, gençlere sunacakları vaatlerde gizlidir. Yıllardır bu üç cümleyi arka arkaya sıralayıp tek bir soru soruyorum “Siyasetin derdi seçim kurtarmak mı? Nesil kurtarmak mı?” Eğitim vaatleri önümüzdeki seçim sonuçlarında etkili olacak mı? Türkiye, hızla yeni seçim sürecine yaklaşırken, meydanlardaki,