1965 yılında hemen yerel seçimler öncesinde Betsy Kasırgası ABD’nin Florida eyaletini vurur. Kasırga milyonlarca dolarlık hasar yaratır ve şehrin kasırga hazırlığının yeterliliği konusunda muhalefetin ciddi itirazlarına neden olur. Ancak kasırga halk arasında büyük bir öfkeye yol açsa da oy verme davranışlarında ciddi bir etkiye yol açmaz ve mevcut belediye başkanı seçimleri yeniden kazanır. Yöneticiler nasıl
Dün artan can kayıplarının arasında kalan bir haber, deprem felaketinin siyasetin fay hatlarında nasıl değişikliklere yol açtığına bir örnek oluşturdu. Bu örnek, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’a gönderdiği taziye mesajıydı. Türkiye’de can kayıplarının 43 bin 500’ü geçtiğinin açıklandığı 22 Şubat günü, Suriye’de deprem nedeniyle can kayıplarının da 6 bin 600’ü geçtiği duyurulmuştu.
Depremlerin yarattığı olağanüstü şartlar altında da olsa, sağlıklı bir demokrasi için gelecek seçimlerin yapılabilmesi son derece önemlidir. Bu seçimlere Cumhuriyet tarihinin en derin ve uzun dönemli ekonomik krizinin içinde yaklaşırken bir de deprem kaosuyla karşı karşıya kaldık. Bu zor günlerden geçerken seçim konuşmak istemesek de bu günlerin de geçeceğine dair inancımızı koruyarak, ülkenin yeni gündeminde
Seçim tarihi “takriben” 14 Mayıs olarak açıklandı. Buna göre, seçimlere dört aydan az bir zaman kaldı. Bu son dönemeçte Millet İttifakı kampanyasının momentum kazanması ve iktidarla arayı açması muhalif seçmeni rahatlatacak önemli bir işaret olurdu. Çünkü, biliyoruz ki seçim sathı mailine otokratik bir iktidarla başabaş girmek, sandıktan büyük olasılıkla mağlup çıkmak demektir. Oysa bugünkü tablo
MHP lideri Devlet Bahçeli Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeni yılını kutlamak için 99 beyaz gül yaptırmış Beştepe’ye gitmiş. Beyaz gül masum sevginin işareti kabul ediliyor. Erdoğan da altında kalır mı? O da Bahçeli’nin 1 Ocak’ta 75 yaşına basacak olması vesilesiyle üzerinde altın renkli üç hilal bulunan bembeyaz bir MHP pastası yaptırmış. İlk bıçağı Bahçeli atmış pastaya.
Altılı Masanın özellikle de CHP’nin içine yürüdüğü tuzak Cumhur İttifakının özellikle de AK Parti’nin sonuç alan kışkırtma taktiklerinden kaynaklanmıyor sadece. Aynı zamanda sağlıklı alternatif siyaset ve söylem üretememekten de kaynaklanıyor. Bu tuzak halkın gündemden koparak kimlik politikalarına yönelme ve tercih politikaları üretememe ataleti olarak özetlenebilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsü Yasası” çıkışının AK Parti lideri
Yöneylem araştırma şirketinin yayınladığı son anket sonuçları da MetroPoll araştırma şirketinin geçenlerde yayınladığı sonuçlarla uyum içinde. Sizi rakamlara boğmayacağım. Ama manzara az çok ortaya çıkıyor. HDP’nin kendi adayını çıkarması, ya da iki ittifaktan birine destek vermemesi durumunda ne Cumhur İttifakının ne de Millet İttifakının Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda alması mümkün görünüyor. Her iki ittifakın da
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 6 Temmuz’da AK Parti Genel Başkanı şapkasıyla Ankara Ticaret Odası konferans salonunda yaptığı toplantı ve orada söyledikleri en büyük endişesini açığa vurdu. Erdoğan’ın yüreğine seçimi kaybedebileceği korkusu düşmüş ve bu korkunun nedenini gayet doğru olarak saptamış. Erdoğan’ın yüreğine düşen korku 2023 seçiminin kızgınlık ve kırgınlık seçimi olması. O yüzden diyor “Bu seçim
Seçim kanununda değişiklik öngören 15 maddelik kanun tasarısı geçtiğimiz hafta TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Komisyon çalışmalarının ardından Meclis Genel Kurulu’nda tartışılmaya açılacak tasarının yasalaşması halinde özellikle 2018 seçiminde kurulan ittifakların seçim stratejilerinde değişikliğe gitmeleri gerekecek. Bu konuda en çok merak edilen nokta, 28 Şubat’ta “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mütabakat Metnine” imza atan 6 muhalefet partisinin yeni düzenlemeye