“Türkiye, 21. yüzyılda dış politikasına anlaşılabilirlik kazandırmak istiyorsa, dünyada Trump’tan sonra belirtileri başlayan barış, işbirliği ve dayanışma eğilimleri yönünde erişilebilir bir vizyon açıklamalı ve bu vizyon ışığında uzun vadeli stratejik hedeflerinin neler olduğunu açık seçik ilan etmelidir.“ Kopuş Son bir iki aydan beri insanlık ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın dört yıllık görev süresince kendi ülkesinde
150 yıllık tarihe sahip Hariciyemizin itibarının mum gibi erimekte olduğunu görüyor ve üzülüyorum. Türkiye’nin dış ilişkilerinin merkezindeki Bakanlık giderek profesyonellikten uzaklaşıyor. Adeta, bir siyasi partinin ideolojik komiserliğine soyunmuş gibi görünüyor. Bunun tezahürlerini Bakanlığımızın yayınladığı açıklamalardan görmek mümkün. Diplomasinin yerindelik, objektiflik, tutarlılık ve üslupta ölçülülük ilkeleri epeydir tamamen bir tarafa bırakılmış vaziyette. Üstten bakan, aşağılayan, meydan
An itibariyle Türk dış politikası oldukça üzücü bir manzara sergiliyor. Suriye, İsrail, Libya ve Mısır’da Büyükelçimiz yok. Lübnan, BAE ve Suudi Arabistan’da Büyükelçimiz var ama yok. AB ile ilişkilerimizde belirgin bir durgunluk yaşıyoruz. Yunanistan, Fransa ve Almanya ile ilişkilerimiz gergin. ABD ile ilişkilerimizde ciddi sorunlar var. Bu bir yalnızlık tablosudur.Çok değil, bundan birkaç yıl önce,