Türk-Amerikan ilişkilerinde ABD Başkanı Joe Biden ile alttan alma dönemi kapanıyor gibi. Öyle de olmalı. 7,000 km öteden gelip yanı başımızda Suriye ve Irak’ta üsler kur, NATO tarihinde ilk defa bir NATO müttefikinin askeri uçağının vurulması emrini ver. Ve bilerek vurduğunu ilan et. O müttefikinin toprak bütünlüğüne ve güvenliğine saldıran teröristleri silahlandır, IŞİD ile mücadele
14 Ekim Cumartesi günü dünyanın çoğu şehrinde olduğu gibi İstanbul’da (ve Türkiye’nin pek çok şehrinde) İsrail’i kınayan yürüyüşler yapıldı. Hamas’ın 7 Ekim saldırısıyla başlayan kanlı çatışmaların 7’inci günüydü. On binleri bulan kalabalıklar, ellerinde Filistin ve Türk bayraklarıyla Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi girişinden 3,5 kilometre ötedeki Ayasofya Camii’ne yürüyüş yaptılar. Kabul etmek lazım ki Türkiye çok daha
Hamas’ın İsrail’e saldırmasıyla Orta Doğu’da alevlenen kriz bir haftasını doldurdu. Öldürülenlerin sayısı 1300 İsrailli 1900 Filistinliyi aştı; öldürülenlerin çoğu sivil halk. İsrail Gazze de yaşayan 1 milyon kişiye hızla güneye, Mısır sınırına gitmemeleri halinde Hamas yanlısı sayılarak öldürülecekleri uyarısında bulundu. İsrail ordusu Başbakan Binyamin Netanyahu’nun deyişiyle “eşi görülmemiş” şiddetle kara karekatına başladı. Bu kan banyosunun
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gerçek yüzünü 2006’da yüz yüze gördüğüm tarih 12 Temmuz’du. O gün İsrail orduları Lübnan’a girmişti; Hizbullah’ın sınır bölgesinde 8 İsrail askerini öldürmesi, ikisini de rehin alması üzerine başlamıştı operasyon. Ben 10 Avrupa ülkesinden 10 gazeteciyi kapsayan bir basın turu için İsrail’deydim. O gün Likud lideri Netanyahu ile toplu söyleşimiz vardı. Likud
Hamas’ın 7 Ekim sabahı İsrail’e saldırısında öldürülenlerin sayısı 8 Ekim sabah saatlerinde 300 “kadar” İsrailli ve 300 “kadar” Filistinliye ulaşmıştı. İsrail’in bazı kasabalarında Gazze şeridinden sızan Hamas militanlarıyla İsrail asker ve polisi arasında çatışmalar devam ediyordu. ABD desteğiyle dünyanın en gelişmiş savaş teknolojisine ve Mossad ve Şin Bet gibi istihbarat ağlarının desteğindeki İsrail ordusu gafil
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin Suriye’de bir Kürt “devletimsi” yapı oluşturduğunu söyledi. 26 Eylül’de Moskova’da Tunus Dışişleri Bakanı Nebil Ammar ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, ABD’nin Fırat’ın doğusunda oluşturduğu bu yarı-devlet (İngilizcesiyle “quasi-state”) yoluyla Suriye “petrol ve tahılını kaçırdığını” da sözlerine ekledi. Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye konusunda yürüttüğü Astana süreci üzerine
Nikol Paşinyan’ın siyasi acemiliği ve fırsatçılığı Ermenistan’a pahalıya mal olmaya, İlham Aliyev’in dinamik ittifaklar politikası ve deneyimiyse Azerbaycan’a kazandırmaya devam ediyor. Tabii Ermenistan yönetiminin başta ABD ve Fransa gibi destekçileri konum kaybederken İran kaybetmese de durduğu yerde patinaj yapıyor. Azerbaycan’la beraber Rusya, Türkiye ve İsrail de konum güçlendiriyor bu arada. Bu Aliyev-Paşinyan, ya da Bakü-Erivan
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu kavga görüntüleriyle gündeme gelen il kongrelerinin ardından İstanbul’da 39 ilçe başkanı ile görüştü. Gazete Pencere’den Candan Yıldız’ın haberine göre Kılıçdaroğlu, kavga görüntüleri ile ilgili net tavır alarak “izin vermeyeceğim” dedi. CHP lideri, bu görüntülerin oluşmasında payı olanlar için parti içi disiplin süreci başlatılmasını istedi. CHP liderinin toplantıda ayrıca İstanbul İl Başkanlığı
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 31 Ağustos 1 Eylül temaslarında sadece Rus karşıtı Sergey Lavrov değil Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile de görüşmüş olması önemliydi. Birazdan ayrıntısına gireceğim ama Rusya’nın Ukrayna tahıl anlaşmasına dönüşü için henüz somut sonuç alınmadı; nitekim Şoygu anca talepleri karşılanırsa anlaşmaya devam edeceklerini söyledi. Ancak Fidan’ın Moskova temaslarında 4 Eylül’de Soçi’de
Sabah bilgisayarın başına geçtiğimde niyetim Rus Paralı asker ordusu Wagner’in başındaki Yevgeni Prigojin’i taşıdığı bildirilen uçağın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e karşı ayaklanıp geri çekilmesinden tam iki ay sonra, 23 Ağustos akşamı Moskova-Sen Petersburg yolunda düşmesi, ya da düşürülmesini yazmaktı. Ancak Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 23 Ağustos’ta yaptığı konuşmanın “Osman Kavala ve Ahmet Altan’dan bahsetti” diye