Enerji savaşı da, etnik savaş da, din/mezhep temelli savaş da, ticaret savaşı da, teknoloji savaşı da, su savaşı da, teröre karşı savaş da, bölgesel hakimiyet savaşı da yanıbaşımızda cereyan ediyor. Bunları küresel mücadele ve stratejik hamleler ışığında daha iyi okuyamaz, karşı önlemlerimizi almazsak önümüzdeki dönemde artan ölçüde ülke içine de sirayet edecek gibi görünüyor. Abhazya,
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İran Devrim Muhafızları’nın Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi başkenti Erbil’e düzenlediği saldırının ardından Orta Doğu’da yükselen tansiyonu değerlendirdi. Fidan, Ankara’nın “savaş sarmalının girdaba dönüşebileceği” endişesini dile getirdi. 16 Ocak’ta Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Grlic Radman ile ortak basın toplantısında gündemi değerlendiren Fidan, “Gazze’deki katliam devam ederken bölgesel yaygınlaşma riskini de biz çoğu
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Lübnan’da Hamas’ın ikinci adamı Salih Aruri’ye düzenlenen suikast ve İran’da Devrim Muhafızı Kasım Süleymani anmasına yapılan bombalı saldırının ardından bölgede tırmanan gerginliği değerlendirdi. Fidan, Ankara’nın Gazze’de süregiden savaşın tüm bölgeye yayılmasından endişe ettiğini belirtti. 3 Ocak’ta medya kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Fidan, Ekim ayında Hamas’ın İsrail’e
Soğuk Savaşının icrasında rol alan kişileri eleye eleye bire indirseniz karşınıza çıkacak isim Henry Kissinger olurdu. 29 Kasım’da Connecticut’taki evindeki ölümüyle İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan “yeni dünya” düzeninin sonunun da geldiğini var sayabiliriz. Covid-19, Rusya-Ukrayna ve İsrail-Hamas zincirlemesiyle çatırtıları duyuyoruz zaten. Geçen 20 Temmuz’da 100 yaşına rağmen Çin’e gitti. Hiçbir resmi sıfatı olmamasına rağmen
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TBMM’ye 2024’ün de zor geçeceğini söylemişti. Türk dış politikasındaki mevcut sorunlara İran da eklenmiş olabilir. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 11 Kasım’da Riyad’daki İslam ülkeleri ortak zirvesi dönüşünde İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin 28 Kasım’da Türkiye’ye geleceğini, Gazze Krizi üzerine birlikte nelerin yapılabileceğini konuşacaklarını söylemişti. Ancak 28 Kasım’da Reisi gelmedi. Gelmeyişi üzerine ne Tahran
İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliğinin Gazze Krizi üzerine 11 Kasım’da Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde yaptığı olağanüstü ortak toplantıdan Müslüman nüfuslu ülkelerin tek bir ağızdan İsrail’in Filistinlilere saldırısına karşı sesini yükselttiği sert bir sonuç bildirisi çıktı. Dünyadaki 2 milyardan fazla Müslümanı temsil iddiasındaki 58 ülke lideri İsrail’in Filistinlilere karşı “barbarca, vahşi ve insanlık dışı katliamlarıyla”
2005 yılından bu yana siyasi işgal altında bulunan Gazze’nin yönetimini elinde bulunduran Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e ani saldırısının ardından gelişmeler, her iki tarafta da büyük can ve mal kayıplarına yol açarak bölgesel ve küresel, siyasi ve stratejik dengeleri alt üst etmekte. Bu maddi ve manevi yıkım Gazze halkı için inanılmaz acılar ve maddi zararlar
“Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz”. Gazeteci Tolga Şardan’ın 1 Kasım’da, 31 Ekim’de T24 haber sitesinde yayınlanan haberi yüzünden tutuklanıp Ankara, Sincan cezaevine götürülürken “Tolga Abi bir şey söyleyecek misin?” diye soran genç meslektaşına yanıtı bu oldu. Savcılıkta verdiği ifade ortaya çıkınca gördük ki Tolga Şardan tutuklanma tehdidi altında verdiği ifadesinde de “ham”, yani teyit
Türk-Amerikan ilişkilerinde ABD Başkanı Joe Biden ile alttan alma dönemi kapanıyor gibi. Öyle de olmalı. 7,000 km öteden gelip yanı başımızda Suriye ve Irak’ta üsler kur, NATO tarihinde ilk defa bir NATO müttefikinin askeri uçağının vurulması emrini ver. Ve bilerek vurduğunu ilan et. O müttefikinin toprak bütünlüğüne ve güvenliğine saldıran teröristleri silahlandır, IŞİD ile mücadele
14 Ekim Cumartesi günü dünyanın çoğu şehrinde olduğu gibi İstanbul’da (ve Türkiye’nin pek çok şehrinde) İsrail’i kınayan yürüyüşler yapıldı. Hamas’ın 7 Ekim saldırısıyla başlayan kanlı çatışmaların 7’inci günüydü. On binleri bulan kalabalıklar, ellerinde Filistin ve Türk bayraklarıyla Beyazıt’taki İstanbul Üniversitesi girişinden 3,5 kilometre ötedeki Ayasofya Camii’ne yürüyüş yaptılar. Kabul etmek lazım ki Türkiye çok daha