CHP’nin son iki yıldaki dördüncü kurultayı olan 28-30 Kasım, 39’uncu Kurultayının ikinci gününde Özgür Özel, delegelerden rekor sayıda, 1333 geçerli oyun tümünü alarak yeniden seçildi. Ekrem İmamoğlu iddianamesiyle yapılan yolsuzluk suçlamalarının, kapatma davası tehditlerinin de önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kurultay öncesinde yayınladığı videonun, hatta seçim günü 29 Kasım’da AK Partiye en yakın gazetelerden Sabah’ın
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, birkaç saat sonra Ankara’da görülecek davada, aylardır köpürtülen CHP Kurultayına “mutlak butlan” davasının reddedileceğini biliyor muydu? Bunu bilemeyiz elbette ama tahmin ettiklerini varsayabiliriz. Acaba Ekrem İmamoğlu’nun bir casusluk örgütünün başı olduğu suçlamasıyla, daha Temmuz ayında açtığını söylediği soruşturmayı bu tahminle gündemi kapmak için mi Ankara 42. Asliye hukuk Mahkemesinin ret kararının açıklanmasından
Ankara 42’inci Asliye Hukuk Mahkemesi 15 Eylül duruşmasında “mutlak butlan” kararı verirse, sadece CHP’nin başına seçimle gelen Özgür Özel’in yerine seçimle giden Kemal Kılıçdaroğlu’nu geri getirmeye hükmetmiş olmayacak. Aynı zamanda Türkiye’de seçimle kazanılan siyasi makamların mahkeme yoluyla kaybedilebileceğini de tescil etmiş olacak. Seçim sandığında olmuyorsa, mahkeme kararıyla döneminin bir alt başlığı daha var. O da
Dün, 11 Eylül’de DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın, CHP lideri Özgür Özel’e artık “çalışma ofisi” (*) ilan ettiği İstanbul İl Başkanlığında “dayanışma” ziyareti yaptığı sıralarda TBMM’deki “terörsüz Türkiye” Komisyonunda gerilim vardı. CHP Meclis Grubu Başkanvekili ve Komisyon temsilcisi Murat Emir “Eğer bu komisyonun ilerlemesi isteniyorsa” diyordu; “Artık bu hukuksuzluklara, bu
CHP’nin İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve yönetimin yargı kararıyla görevden uzaklaştırılıp yerine Gürsel Tekin’in kayyım atanması sadece CHP’yi değil, olduğu gibi siyaset ve siyaset-yargı ilişkilerini karıştırdı. CHP lideri Özgür Özel kararı tanımayacaklarını, Tekin’in partiden ihraç edildiğini ve “İstanbul’u bırakmayacaklarını” ilan etti; CHP direnişe geçiyordu. Buna karşı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Özel’in yargı kararını tanımama
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için yapılacak ön seçim hazırlıkları hızlanırken, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti kanadından gelen eleştirilerle siyasi atmosfer ısınıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 9 Şubat’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile
CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün 22 Kasım’da Ankara’da yargılanmaya başlaması Türkiye’de siyaset üzerindeki yargı baskısının son örneği. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un Ankara 57’inci Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmadan bir gün önce dava üzerine adeta yargı adına hükmü peşinen vermesi, görünümü daha da ağırlaştırıyor. Bakan Tunç, davanın diğer siyasetçilere de “ibret vesikası” olmasını istedi. Sanki
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) siyasette normalleşme ve parti içi husumet tartışmaları ile gözlerin çevrildiği 20. Olağanüstü Kurultayda parti tüzüğünde yapılacak kapsamlı değişiklikleri onayladı. “İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı” adıyla Ankara ATO Congresium’da düzenlenen kurultayda konuşan CHP lideri Özgür Özel, yeni tüzüğün partinin “anayasası” niteliğinde olduğunu belirtirken, “Kurultayın sonunda ortaya çıkan tabloda kazanan kaybeden yoktur, kazanan CHP’dir”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, merakla beklenen tüzük kurultayına günler kala partinin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile Ankara’da görüştü. 1 Eylül’de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Mogan Tesisi’nde yapılan toplantıya Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da katıldı. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre yemekli toplantıda “son dönemdeki cumhurbaşkanı adaylığı tartışması dahil
CHP’nin önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski AK Parti milletvekili Şevki Yılmaz’ın Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmesine karşı tepki vermeyen MHP lideri Devlet Bahçeli’ye “X” hesabı üzerinden ağır yüklendi. Kılıçdaroğlu, ismini anmadan “okul arkadaşım” diye hitap ettiği Bahçeli’ye “oysa bir zamanlar nasıl cesur konuşurdun” diyerek Erdoğan’a muhalefet ettiği günleri hatırlattı. Kılıçdaroğlu “X” hesabında şunları söyledi: “Ağzından









