Son yapılan bir araştırma, kamuoyunun “Terörsüz Türkiye” sürecine yönelik bakışının hâlâ temkinli, dengeli ve çok boyutlu olduğunu gösteriyor. Research İstanbul araştırma şirketinin 28-31 Temmuz 2025 tarihleri arasında 2.000 kişiyle yaptığı ankette saptadığı bulgular, toplumsal beklentilerin ihtiyatlı bir iyimserlik ile belirgin bir kuşku arasında gidip geldiğini ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 39’u sürecin başarıyla sonuçlanacağına inanırken, yüzde
Yüksek Askeri Şura 5 Ağustos’ta PKK’nın silah bırakmasının sağlanması için önemli bir adım olan TBMM Komisyonuyla aynı gün toplanacak. Aynı gün toplanmalarından sonuç üretmenin bir anlamı olmayabilir ama hükümetin bu YAŞ toplantısı öncesinde kuvvet komutanlarının 67 olan emeklilik yaşını Cumhurbaşkanı onayıyla 72’ye uzatan kararı TBMM’den geçirmesi arasında bir bağlantı var. Dünyanın belki de en yaşlı
TBMM başkanı Numan Kurtulmuş Meclis’te kurulacak ve henüz ismi üzerinde anlaşma sağlanamasa da “Terörsüz Türkiye” Komisyonun Ağustos’un ilk haftasında toplanacağını ve kararların 5’te 3, yani nitelikli çoğunlukla anılacağını açıkladı. Kurtulmuş bu açıklamayı 30 Temmuz’da Dünya Parlamenterler Birliği toplantıları için bulunduğu İsviçre’de yaptı. Kurtulmuş’un bu açıklaması günler süren tartışmaların ardından CHP lideri Özgür Özel’in aynı gün
Anayasa, bir devletin sadece hukuki çerçevesini değil, aynı zamanda toplumsal mutabakatını, ortak gelecek vizyonunu ve siyasi meşruiyetini de belirliyor. Modern dünyada pek çok ülke, anayasalarını etnik kimlikler üzerinden değil, eşit yurttaşlık, hukukun üstünlüğü ve evrensel haklar temelinde şekillendirmeye çalıştı. Tabii ki bu her zaman mümkün olamadı: sorunlar yaşandı, yaşanıyor. Bugün hem gelişmekte olan ülkelerde hem
CHP lideri Özgür Özel, partisinin TBMM’de kurulacak “Terörsüz Türkiye” komisyonuna katılmaması, hatta Meclis’ten ve belediyelerden de çekilmesi önerilerini reddetti. “Meclis’ten çekilsek en çok Erdoğan bundan memnun olur. Çünkü hemen altmış gün sonra ara seçim olur. 400’le gelir Anayasayı istedikleri gibi değiştirirler” diyen Özel, çekilmeyip, mücadeleye devam edeceklerini söyledi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un kararların nitelikli çoğunlukla
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TBMM’de kurulacak ve daha “Terörsüz Türkiye” isminde dahi anlaşılamayan komisyonun CHP’siz bir işlevi olmayacağını kabul etmesinin daha kaç hafta alacağını tahmin etmek güç ama bir an önce etmesinde yarar var. Erdoğan 11 Temmuz’da PKK’nın simgesel silah bırakması ardından 12 Temmuz’da yaptığı konuşma iki erken hüküm içeriyordu: 1- Yeni dönem AK Parti, MHP
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın artık kimseyi inandırmayan gerekçelerle tutuklanması Adana’yı sokağa döktü. CHP lideri Özgür Özel 10 Temmuz’da Adana’da bir miting ilan etti. PKK’nın muhtemelen 11 Temmuz Cuma günü (ya da bir akşam önce, bir sabah sonra) silah bırakmaya başlaması bekleniyor. DEM Parti günlerdir AK Parti iktidarını bu dönüm noktasına gölge düşürmemesini de
PKK’nın ilk silahı bırakacağı gün ve yer konusunda çok sayıda haber çıkıyor. Kandil kaynaklı olduğu için en çok dillendirilen Irak’ın İran sınırına yakın Süleymaniye şehri yakınlarında kurulan bir teslim istasyonuna 11 Temmuz civarında 20-30 militanın simgesel silah bırakacağı. Hatta başlarında PKK merkez Komitesinden bir ismin de bulunacağı iddia ediliyor. Gerçi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminin (IKYB)
CHP lideri Özgür Özel partisinin sadece terörsüz değil, terörsüz ve demokratik bir Türkiye istediğini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının 100’üncü gününde Saraçhane’de düzenlediği protesto mitinginde konuşan Özel şunları söyledi: • “Birileri ‘Terörsüz Türkiye’ diyor. Elbette CHP’de tarihsel bir tutarlılıkla ‘Terör bitsin, barış gelsin, analar ağlamasın, bu ülkenin
Öncelikle şunu belirtmeli: ABD Başkanı Donald Trump 22 Haziran İran saldırısıyla inisiyatif almadı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun çizdiği hatta ilerleyerek, kendi üslûbunca, kişisel karakteri ve ABD’nin iç siyasetinin dengeleri doğrultusunda hareket etti. Elbette, buradan kendine bir “dünya liderliği” parsası çıkaracaktır. Ancak, gerçek “güdüldüğü” yönde giderek bu adrese çıktığıdır. İran’ın bu aşamada nükleer kaynaklarının bir kısmını,









