Daha önce hiç senaryo okumuş muydunuz? Bir hikayeyi sinema için uygun bir hale getirmeye senaryo deniyor. Sizlere Sedat Peker’in iddialarıyla oluşturulmuş bir kısa film senaryosu iletmek istedim. Kısa filmin adı “skandal olamayan skandal”. Aslında adını “skandalın anatomisi” “bir skandal” gibi bir şey koyacaktık ama sonra düşündük, Türkiye’de skandal kelimesinin bir karşılığı yok. O sebeple skandal
Mihail Gorbaçov’un 30 Ağustos’ta Moskova’da bir hastanede 91 yaşında öldüğü duyuruldu. Oysa Rus halkının büyük çoğunluğu için Gorbaçov manevi olarak zaten ölmüştü. ABD başta olmak üzere Batıda Gorbaçov hakkında muhtemelen Rusya ve eskiden Sovyetler Birliğini oluşturan cumhuriyetlerdekinden daha fazla taziye mesajı yayınlanacak. Bizde de şimdiden Gorbaçov güzellemeleri başladı. Kremlin’in ilk açıklaması Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in
Yarın, 1 Eylül 2022 Perşembe günü yine adli yıl başlama törenleri yapılacak, üst temyiz mahkemeleri başkanları, büyük bir ihtimalle Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı konuşmalar yapacaklar fakat Türkiye Barolar Birliği Başkanı konuşturulmayacak, yargının diğer paydaşları ve adalete susamış toplumun temsilcileri salonda bile yer almayacak, konuşulanları medyadan öğrenecekler. Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı, modern adliye sarayları yaptıklarından, çağdaşlarından
Tam da Abdülhamid Han sondaj gemisi, Akdeniz’de suları bulandırmadı yeni bir krize neden olmadı diye sevinirken, bu kere Yunanistan Türk-Yunan ilişkilerinde havayı elektriklendirdi. Yunanistan’a ait hava unsurları bir hafta içerisinde Türk F-16’larını üç kez radar kilidi atarak taciz etti. Bir uçağın radar menziline alınarak vurulması için tetik çekilmesine kadar gerekli teknik hazırlıkların tamamlanmasına kilit atmak
Bugün 100’üncü yılında Zafer neye ve kimlere karşı kazanıldığıyla da yüzleşmek zorundayız. 100’üncü yıldönümünde Zafer ve Cumhuriyete layık olma kavramıyla da yüzleşmek zorundayız. Türkiye’de kitleleri vatan kavramıyla tanıştıran Namık Kemal oldu. “Vatan Yahut Silistre” eserinin sahnelenmesi ve halktan büyük ilgi görmesi üzerine Payitaht tarafından gönderildiği sürgünlerde 47 yaşında vefat etti. O zamana dek Halife Sultana
AK Parti’de erken seçim hazırlığı mı yapılıyormuş? AK Parti kulislerinden bu haberi Hürriyet gazetesinin ağır topu Abdülkadir Selvi yazmış olmasa, yine borsada, piyasada erken seçim konuşturup indir-kaldır operasyonu yapıldığını düşünürdüm. Malum, Sedat Peker’in son iddialarından sonra Hürriyet, borsa yazarlarından Burak Taşçı’nın bütün yazılarını tek tuşta sildi. Ama Selvi yazınca siyaset operasyonu olma ihtimali üzerine başlıktaki
ABD’nin önde gelen üniversitelerinden olan Georgetown Üniversitesi Kadın, Barış ve Güvenlik Enstitüsü (Georgetown Institute for Women, Peace and Security) yakınlarda özellikle Müslüman kadınların güçlendirilmesi amacını taşıyan bir çalışmaya imza attı ve Müslüman Kadınlar için İslam ve Müzakere Eylem Rehberi isimli bir kitapçık yayımladı. Yaklaşım olarak tartışılmasının önemli olduğunu düşündüğüm kitapçığın Baş Yazarı S. Ayşe Kadayıfçı-Orellana
“Çin büyük, güçlü bir devlet” diye vurguluyor Çin’in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Çıng Veyhua (Cheng Weihua – 程卫华 ); “Bizi bile önemsemeyerek içişlerimize karışan ABD’ye bir itirazımız olmazsa, daha küçük, güçsüz ülkeler nasıl dayanabilir? Dünya orman kanununa döner.” Bu sözler son Tayvan Krizinin Pekin’i nasıl derinden etkilediğinin ve bu nedenle ABD’ye tepkisini Tayvan krizinin ötesine, küresel
Gülşen’in bir sahne programında, “İmam” lakaplı bir ekip arkadaşını kastederek, “sapık, zaten İmam Hatip mezunu. Sapıklık herhalde oradan” dediği videonun dolaşıma sokulması, sonra da mahkemenin bunu halkı kin ve düşmanlığa teşvik suçlaması içinde değerlendirerek, tutuklu yargılanmasına hükmetmesi ile ilgili söylenmeyen bir şey kaldı mı? Sanmam. O zaman ben bir çerçeve çizeyim. Gülşen olayı Türkiye ile
Faşizm sadece kahramanları öldürmeye çalışmaz, bunu yaparken yeni kahramanlar da yaratır. Şarkıcı Gülşen dün, 25 Ağustos’ta polis tarafından evinden alınarak tutuklanmasını yeni duyan bir arkadaşım “Neden tutuklamışlar, belli mi?” diye sordu. Ben de “Tutuklamazsak faşizme gittiğimiz anlaşılmaz diye düşündüler herhalde” diye cevap verdim. Önce bu zorbalık kendi başına da gelmiş olan gazeteci Barış Pehlivan uyandı