Eylülün ilk haftası veri akışı bakımından yoğun bir hafta oldu. 31 Ağustos’ta gelen büyüme rakamı ikinci çeyrekte bir önceki çeyreğe göre yüzde 11’lik bir daralmaya işaret etti. Bu rakam OECD ortalamalarına oldukça yakın. Diğer ülkelerle karşılaştırmayı kolaylaştırmak için senelik olarak ifade edersek yüzde 37 gibi bir senelik rakama ulaşıyoruz ki bu sayı ikinci çeyrekte senelik
Yapay zeka üzerine yazılan birçok yazının üzerine benim de katkım olmasını istedim. Konuyu özellikle dar bir alana, doğal dil işlemeye (natural language processing) ayırmak istedim. Kısa bir bilgi vereyim, normalde bilgisayarlar bizim dilimizi anlayamazlar. Onların dili 1’ler ve 0’lardan oluşur. Ancak üniversitelerde başlayan ve özel sektörde devam eden çalışmalarla, bilgisayarların, bizim dilimizi matematiksel ve istatistiksel
KONDA bulguları: göze çarpan bilgi eksikliği KONDA araştırma şirketi, kadına yönelik şiddeti önlemek için İstanbul Sözleşmesi’ne dair toplumdaki bilgi ve görüşleri ortaya koyduğu bir çalışma yayımladı. Ağustos 2020 Barometresi’nin bulgularına göre, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çıkmasını isteyenlerin oranı sadece yüzde 7. Buna karşı sözleşmede kalınmasını isteyenler de yüzde 36, yüzde 58 ise konuyla ilgili fikri olmadığını
Kaynak Laneti Karadeniz’de bulunan 320 milyar m3 doğalgazın çıkarma maliyeti ve yıllık potansiyel üretim miktarı henüz netleşmedi. Fakat bu keşfin Türkiye ekonomisine küçümsenmeyecek bir kaynak yaratacağı anlaşılıyor. Doğalgazın bulunması ile birlikte olası ekonomik etkileri üzerine çeşitli çalışmalar ve yorumlar yayımlandı. Bu çalışmalar arasında kanımca en önemlilerinden biri King’s College London öğretim üyesi Gülçin Özkan’ın T24’de
Gerici sözünü çoktandır duymadınız değil mi? Belki ilericileri bastırmaya çalışırken kendi bahçelerinde İslâmcı bir gizli örgütün 2016 darbe girişimine doğru büyümesine izin veren askerlerin bunun yerine “irtica” diye Arapça bir sözcüğü kullanarak içini boşaltmaları yüzündendir. Siyasi İslâmcı hareket dememek için uydurdukları “Sen anladın onu” muğlaklığı ve sıradanlığında bir klişeydi. Bir zamanlar adeta putlaştırarak milleti neredeyse
Yeni adli yıl 1 Eylül’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki törenle başlayacak. Yürütmenin ayağına kadar giden yargı, yürütmenin bir uzantısı haline gelmiş; yürütmeden görünüş olarak bile bağımsız olmadığını, davranışlarıyla da ikrar edecek. Kerli ferli yargı temsilcileri; günlerden beri hazırladıkları konuşmaları yapacaklar. Konuşacaklar konuşmasına fakat söylenmesi gereken gerçekleri söyleyecekler mi?En başta dört beş ayda bitmesi gereken davaların dört beş
Covid’le savaş da iyi gitmiyor, ki birazdan ayrıntısıyla geleceğiz, ekonomiyle savaş da iyi gitmiyor. TUİK ikinci çeyrekte yüzde 9,9 küçüldüğümüzü açıkladı. Rakamın iki haneli çıkmaması için özel çaba sarf edildiği anlaşılıyor, örneğin elektrik tüketim rakamlarına, istihdam kayıplarına bakıldığında, uzmanları yazınca anlarız.Yunanistan’la savaş ihtimaline gelince… Yunanistan’ın tam da 30 Ağustos’ta Meis adasına turist gemileriyle asker göndermesi
Zaferden ne anlıyoruz? Zaferden Türkiye’deki herkes aynı şeyi anlıyor mu? 30 Ağustos, kimilerimize göre işgal ordularının çökertildiği, bağımsızlık ve cumhuriyete giden kapıların açıldığı tarihtir. Kimilerimize göreyse 30 Ağustos’un felaketlerine açılan kapı olarak görüldüğü anlaşılıyor; çünkü onların “keşke Yunan kazansaydı da halifelik kalsaydı” saflarında olduğu giderek ortaya çıkıyor. Zaferden ne yazık ki aynı şeyi anlamıyoruz. Zaferden
Halk TV’nin 28 Ağustos yayınında Şirin Payzın güzel sordu, İyi Parti lideri Meral Akşener de iyi yanıt verdi.Soru şuydu: “Esnaf gezmeniz Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir nabız yoklama mı?”Soru yerindeydi. Çünkü son zamanlarda Akşener ve Anadolu’da çarşı-pazar vatandaşla konuşması sayesinde vatandaşın sesi ekranlarda duyulur oldu. Halkın arasında -şatafatlı törenlerde değil, yüzünde Covid maskesiyle örnek olarak- onlarla