Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2002’den bu yana süren iktidarının belki de en dezavantajlı döneminde yeniden seçilmesi Türk siyasetinde artık kurucusu olduğu AK Partiden de bağımsız bir “Erdoğancılık” olgusunun adını koymamız gereğini ortaya koyuyor. Tıpkı kurucusu olduğu Anavatan Partisinden bağımsız bir Özalcılık tanımı, Önce CHP sonra kurucusu olduğu DSP’den bağımsız bir Ecevitçilik olgusu gibi AK Partiden bağımsız
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 28’inci dönemi bugün açılıyor. CHP’nin zaten hasar görmüş TBMM Grubunun başında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bulunmuyor. Keza Millet İttifakı içindeki stratejik ortağı İYİ Parti lideri Meral Akşener de grubunun başında olamayacak. İYİ Parti 2018’deki milletvekili sayısında kaldı. CHP’nin net milletvekili sayısındaysa düşüş var. Zaten Kılıçdaroğlu CHP listesinden seçime giren DEVA, Gelecek,
20 Nisan 1653 yılında İngiliz iç savaşlarının muzaffer komutanı, Cumhuriyetçi ve Kral 1. Charles’ın idamını en güçlü şekilde destekleyen siyasetçi Oliver Cromwell, seçim yapmamak için her mazereti gündeme getiren, seçim kararı alınmasına rağmen işleri yokuşa süren Parlamento’ya giderek istifa etmemekte direnen üyelere hitap etmişti. Ardından da askerleriyle milletvekillerini Meclis’ten çıkarıp seçimleri yaptırmıştı. Cromwell’in tarihe geçen
Her seçim sonrası olduğu gibi bir keşmekeş aldı yürüdü. Her kafadan bir ses çıkıyor. Bir kısmı muhalefetin yenilgisinin nedenlerini araştırıyor, sorumlular buluyor, istifalarını istiyor. Diğer mahalle ise galibiyetin nemasının nasıl paylaşılacağını tartışıyor, yeni bakanlar kurulunda kimlerin yer alacağı konusunda isimler uçuşuyor. İki adım geri çekilip daha sakin bir kafayla durum değerlendirmek istendiğinde insanın gözünün önüne
Recep Tayyip Erdoğan’ın kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçları hayırlı olsun. İkinci turda bir kazanan var ama bu her iki adayın da birinci turda kaybetmiş, seçilememiş oldukları gerçeğini değiştirmiyor. Kaybettiği halde kazanma gerçeği 85 milyonluk halkın siyasilere karşı her zaman kaybetmeye mahkûm, kendi kendini yönetme hakkının ise bir yanılgı olduğunu altını çizerek tescil ediyor. Demokrasi mi, seçim
AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan üçüncü defa cumhurbaşkanı seçildi. 28 Mayıs’ta seçimin ilk defa yapılan ikinci turunda Erdoğan oyların yüzde 52,14’ünü alırken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 47,84’te kaldı. Küsurat sonuçlar kesinleştikçe değişecektir ama Erdoğan kazandı. Erdoğan’ın üçüncü defa aday olmaması gerekiyordu; oldu. Devlet imkânlarını AK Parti seçim kampanyasında kullanmaması gerekiyordu; sonuna dek kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Mayıs’ta düzenlenen AK Parti mitinginde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası için hazırlanan reklam filmine PKK’lı Murat Karayılan’ın montajlandığı videoyu binlerce kişiye izlettirdi. Çok geçmeden Teyit ve Doğruluk Payı, reklam filmine eklenen video bölümünün Murat Karayılan’ın eski bir videosundan alınıp montajlandığı ve Kılıçdaroğlu’nun kampanya filminde böyle bir videoya yer
Hepimize, her yerden mesajlar yağıyor. Hemen hepsinde AKP iktidarının yarattığı dünyanın karanlık bir parçası anlatılıyor. Öyle çoklar ki, örneğin ekonomist Dr.Murat Kubilay ekonominin ne durumda olduğunu anlatmış (üzerine tıklayarak lütfen bu bilgi selinin tamamını okuyun): 1- Finansal bağımsızlığımızı yitirmemize neden olan AKP'nin ülkemizi düşürdüğü durum bugün tarihi bir noktaya ulaştı. Merkez Bankası net rezervleri EKSİ
28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine iki gün kala Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin erimesi sebebiyle piyasada döviz sıkıntısı yaşandığı belirtiliyor. Bazı özel bankaların dolar hesabından para çekmek isteyen vatandaşlarını sıraya aldığı, dolar tutarına göre ödeme yaptığı aktarılıyor. Gazeteci Çiğdem Toker, T24’te yayımlanan yazısında Ankara’da bir özel bankada tanık olduğu durumu anlattı. Ünlü dövüz bürolarının önünde 100 metreyi
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kaldı: 28 Mayıs 2023 günü tekrar sandıklara gidecek ve oylarımızla önümüzdeki 5 sene ülkemizin gidişini tek başına belirleyecek olan yöneticimizi seçeceğiz. Fakat sosyal medyada gördüğüm bir kısım fotoğraflar oldukça canımı sıkıyor. Yurtdışında muhtemelen Suudi Arabistan’da Türkiye’deki seçimler için kurulan sandık kuyruğunda bir Arap erkeği ile arkasında karıları denilen çarşafa bürünmüş üç