Yüzünü yıllardır Batıya dönmüş olan Türkler neredeyse elli yıldır vize engeliyle karşı karşıya kalıyor. Herkesin genelde olumlu- olumsuz bir vize hikayesi vardır. Sıkıntılar artık had safhaya gelince Avrupa Birliği bir adım attı. AB’nin vatandaşlarımıza yönelik geçtiğimiz hafta aldığı kısa süreli (Schengen) vize başvurularında daha olumlu bir yaklaşımda bulunma kararı (1) birçok kesim tarafından memnuniyetle karşılanırken
Avrupa Birliği’nin (AB) Ankara Temsilcisi Thomas Ossowski 18 Temmuz’da düzenlediği basın toplantısında AB Komisyonunun 15 Temmuz’da aldığı karar uyarınca Türk vatandaşlarına belli vize kolaylıkları getirildiğini ilan etti. Ossowski bunu “iyi niyetli başvuru sahipleri için daha elverişli vize kuralları” uygulanarak “kademeli sistem” yoluyla “çoklu giriş hakkı” tanınması olarak tarif etti. Buna göre vize süreleri, başvuru sahibinin
Türk iş dünyası, Avrupa Birliği ülkelerindeki ortaklarına seslenerek Türk vatandaşlarına uygulanan Schengen vize sorunlarının giderilmesi için destek olmaya çağırdı. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Avrupa İş Konseyleri Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Vize meselesi artık konuşmaktan sıkıldığımız bir başlık haline geldi. Türkiye’de bulunan AB üyesi ülkelerin diplomatik misyonlarını ve özellikle iş dünyası temsilcileri olmak üzere Avrupalı
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, 24 Ocak’ta Ankara’ya gelerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşecek. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan bilgilendirmeye göre Fidan ve Kallas’ın yapacağı görüşmelerde Türkiye’nin AB üyelik sürecinin yeniden canlandırılması, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinin başlatılması ve vize serbestisi sürecinin hızlandırılması konularının ele alınması, ayrıca “göç
Angela Merkel, Almanya başbakanlık görevini 2021’de bıraktıktan üç yıl sonra “Der Spiegel” dergisine çarpıcı bir demeç verdi. Spiegel dergisinin Olaf Scholz başkanlığındaki koalisyonun bozulması konusunda ne düşündüğünü sorması üzerine, “Doğaçlama düşüncem: işte erkekler oldu” diye bir karşılık verdi. Merkel’e göre, erkekler işleri kişiselleştiriyordu ve politikada engel olunması gereken bir şeydi. Görünürde Angela Merkel’in “Spiegel” dergisiyle
Neresinden bakarsanız bakın, Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumu, moral bozucu bir tablo sunuyor. Bırakın AB müktesebatının gereği olan tam üyelik müzakerelerini (ki bu konuda yaprak kımıldamıyor) Brüksel ile tüm ilişkiler adeta durma noktasına gelmiş durumda. Beş yıl önceki statükoya dönmek bile başarı sayılacak neredeyse. Gümrük Birliği modernizasyonu, serbest vize rejimi, finans kanallarının açılması, dış politika ve
Avrupa Birliği, bilindiği gibi, önce Ortak Pazar adıyla altı devletle kurulduğu 1957’den bu yana, halihazırdaki birçok sorununa rağmen son 70 yılda büyük bir ilerleme gösterdi. Hem derinleşme, hem de genişleme şeklinde gerçekleşen bu ilerleme, bir aşamanın diğerini hazırlamasını öngören ve adım adım ilerleyen “incrimental” bir yöntemle gerçekleşti. Bugün Avrupa kıtasının büyük bölümünü kapsayan demokrasi, özgürlük,
Avrupa Parlamentosu (AP) koltukları için 6-9 Haziran’da yapılan seçimlerde “aşırı sağ” diye yanlış tanımlanan Avrupa ulusalcı sağının güç kazanacağı tahmin ediliyordu ama bu kadarı değil. Seçim sonuçlarının sarsıcı etkisi 9 Haziran gecesi ilk sonuçların alınmasıyla kendini gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Parlamentoyu feshederek ülkeyi acilen (30 Haziran’da) seçime götürme kararı aldı. Avrupa Birliğinin (AB)
Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Franck- Walter Steinmeier’in üç günlük Türkiye ziyareti zamanlı ve yararlı oldu. Türkiye ile Almanya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının yüzüncü yılı vesilesiyle gerçekleşen bu ziyaretin sembolik boyutu doğal olarak öne çıktı. 31 Mart yerel seçim sonuçlarının beraberinde getirdiği ülkemizdeki siyasi dönüşüm ortamının ve doğurduğu “daha iyi bir gelecek, daha iyi bir yönetim”
Almanya Cumhurbaşkanı Franz-Walter Steinmeier 22-24 Nisan tarihleri arasında Türkiye’ye gelmesi gerek resmî gezi programının niteliği gerekse gezinin denk düştüğü konjonktür bakımından özel bir önem taşıyor. Yirmili yaşlarından beri beyaz saçlı koyu bir FC Schalke 04 taraftarı ve bir Rolling Stones hayranı olmasıyla ünlü bir isim Steinmeier. Politik yaşamına Alman sosyal demokrat partisi SPD’de başlamıştı. Eski