10 Kasım Pazartesi günü Beyaz Saray’da gerçekleşen sahne, Orta Doğu siyasetinin son on yılındaki en dikkat çekici diplomatik anlarından biriydi. ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, kameralar önünde tokalaşırken, bu görüntü yalnızca iki ülke arasındaki uzun süredir kopmuş ilişkilerin onarılmasına değil, aynı zamanda Suriye iç savaşının ardından şekillenmekte olan yeni
2024 yılının Aralık ayında Suriye’deki rejim değişikliği, dünya kamuoyunu şaşırtacak kadar hızlı, on üç yıllık kanlı iç savaşa bakıldığında nispeten kansız ve dışarıdan bakıldığında oldukça düşük profilli bir biçimde gerçekleşti. Ahmed el Şara yönetimindeki Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) güçlerinin Beşar Esad’ın 8 Aralık’ta Rusya’ya kaçarak terk ettiği Baas rejiminin yerine geçmesi yalnızca Suriye merkezli
Suriye’de 8 Aralık’ta Şam’a girerek Beşar Esad liderliğindeki Baas iktidarına son veren Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) güçlerinin lideri Ahmet el Şara, 29 Ocak’ta düzenlenen bir törenle ülkenin geçiş dönemi devlet başkanı ilan edildi. Bundan böyle uluslararası platformlarda Suriye’yi Şara temsil edecek. Katar Emiri Şeyh Temim El Thani 30 Ocak’ta yeni Suriye’yi ziyaret eden ilk
Geçen hafta sonu gazeteci Nevşin Mengü aleyhine bir mülakatı nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltına alındı, adli kontrol ve yurtdışına çıkma yasağıyla bırakıldı. Bu hafta sonu gazeteci Özlem Gürses’e canlı yayında, dil sürçmesi olduğu bir ifadesi nedeniyle soruşturma açıldı; gözaltı, kelepçe, ev hapsi, yurtdışı yasağı. Üstüne T-24’e soruşturma haberi geldi. Bu endişe verici gelişmelerin bir ortak paydasının
Suriye’de Esad rejimini deviren harekatın hazırlığının bir yıldan fazla bir süredir yapıldığı, Türkiye’nin, ABD’nin ve diğer bazı ülkelerin bu süreçte şu veya bu şekilde yer aldıkları, ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, HTŞ lideri Ahmed “Golani” el Şara ve terör örgütü YPG’nin başındaki Mazlum Abdi’nin muhtelif açıklamalarında teyit ettikleri üzere de,




