6 Şubat’ta yaşadığımız deprem felaketinin üzerinden bir ay geçmeden Yunanistan’da tarihinin en büyük tren faciası meydana geldi. Türkiye’deki depremlerde can kaybı 50 bini geçerken Yunanistan’daki tren kazasında 57 kişi hayatını kaybetti. Tabiatıyla, bir felaketin büyüklüğünü can kaybı sayısıyla ölçmek doğru değildir. Tek bir insanın hayatı önemlidir. Devletlerin temel görevi de vatandaşlarının canlarını korumaktır. Öte yandan
Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) 6 Şubat’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma sebep olan büyük depremlerden iki hafta sonra başlattığı ve tümünü pazarlık usulüyle yaptığı konut ihalelerinin toplam büyüklüğü, 75 milyar TL’yi geçti. Çiğdem Toker’in T24’te yayınlanan haberine göre son yapılan ihalelerle birlikte toplam teklif büyüklüğü ile konut sayısı üzerinden yapılan hesaplamaya göre, konut başına
Hatırlarsınız eminim: 9 Eylül 2009 günü, 8 kadın işçi, evleri ile vedalaşarak yola çıktılar. Özlem, Naciye, Bircan, Nebahat, Altun, Nuriye, Güldane ve Fikriye… Yük taşımak için üretilen ancak personel servisine dönüştürülen minibüste cam yoktu. Tehlikeyi farkedemediler bile. İstanbul’u aniden etkisi altına alan yağmur ve ardından oluşan sel felaketi bu kadınların da canavarı oldu. Diğer 30’u
6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından yıkıma uğrayan Adıyaman, Şanlıurfa ve Malatya’da yoğun yağışların yol açtığı sel felaketi can kaybına sebep olurken, depremzedelerin çadırlarını su bastı. Bölgede arama kurtarma çalışmaları sürdürülüyor. 14 Mart’ta başlayan yoğun yağış, depremden etkilenen Adıyaman, Şanlıurfa ve Malatya’da can kaybına sebep oldu. Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ve Hazine ve
Dün akşam ulaşan bazı bilgiler CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokrasi günlerine dair önemli bir tanıklık veriyordu. Birazdan aktaracağım ama önce taze bir kulis bilgisi. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile birebir konuşma fırsatı bulunanlar kendisini “şaşırtıcı bir rahatlık” içinde gördüklerini aktarıyorlar. Kapalı görüşmelerinde gözlenen bu rahatlık, deprem bölgesi ziyaretlerinde çehresine yansıyan üzüntü ve kızgınlıkla da
İki büyük depremin ardından yaşanan nüfus hareketleriyle seçim sistemimiz yeniden gündeme geldi. Şimdi, depremzede vatandaşlarımızın oylarını kullanırken sorun yaşayıp yaşamayacağı kaygısı da başladı. Hukuki metinlerimiz böylesi büyüklükte nüfus hareketlerini öngörmediği için seçimlere yaklaştığımız bu günlerde konunun siyasal hayata etkisi giderek önem kazanıyor. Akla ilk gelen, depremzedelerin anayasal haklarını kullanmalarının sağlanmasıydı. YSK’nın çalışmasıyla, çadır ve konteynerde
Brüksel, 9 Mart 2023. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Dış ve Güvenlik Politikaları Başdanışmanı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, solunda Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar olduğu halde basın toplantısı düzenliyor. Konu, Türkiye’nin Rusya korkusuyla NATO’ya üye olmak isteyen İsveç ve Finlandiya’ya onay verip vermemesi; stratejik bir konu. Ama birileri masada biriken çay ve su bardaklarının hükümetimizin dış itibarı
Geçtiğimiz 8 Mart’tan bu 8 Mart’a tüm dünyada kadınların saçları daha kısa. İran’da geçtiğimiz yıl başlayan eylemlerde, baskıcı molla rejimine ayaklandığı için saçlarını kesti İran kadınları, Türkiye’de ise kadınlar 6 Şubat’ta meydana gelen depremin ardından hala ulaşmayan yardımlar oluşturulamayan güvenli ve hijyenik ortam yüzünden saçlarını kesiyor. Bu 8 Mart’ta, hep birlikte, cinsiyet eşitliğinin sağlanmış olduğu
Siyasette yaşanan deprem, fiziki depremin yarattığı derin acıların üzerini dahi örtüyor son birkaç gündür… Seçime az zaman kalmışken yapılan sert hamleler, bozulan oyunlar gündemi belirliyor. Sebebi gayet basit; bu defaki seçim, ‘Türk tipi başkanlık” olarak pazarlanan, denetimsiz bir rejimin oylanması olacak. Eğer, onaylanırsa, Türkiye, yarı demokrasiden, tam otoriter bir rejime geçecek. Laiklik biraz daha hasar