Eylül-Aralık 2021 döneminde Merkez Bankası’nın (TCMB) yaptığı politika faizi indirimleri döviz kurunu sıçrattı. Ürkütücü boyutlara gelen kur artışını dizginlemek için kur korumalı mevduat sistemi (KKM) uygulamaya sokuldu. Bir yandan bütçeye önemli yük getirebilecek (ilk verilere göre getirdi de) bir sistem oluşturuldu diğer yandan da toplam mevduatın daha yüksek bir oranının yabancı para cinsinden ya da
Yıl başında elektrik ücretlerine gelen zamları protesto etmek için artık faturalarını ödemeyeceğini açıklayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ev elektriğinin kesildiğini duyurdu. Twitter hesabından video paylaşan Kılıçdaroğlu “Eşimden az önce haber geldi, bugün elektriğimizi kesmişler. Hepiniz malumu milletimiz çok zor günlerden geçiyor. Hanelerin belini büktüler enerjiye yaptıkları zamlar 3 yılda yüzde 400’ü aştı. ‘Geri çekin zamları’
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) 14 Nisan günü toplandı ve politika faizini değiştirmeyerek yüzde 14 düzeyinde tuttu. Politika faizi, Naci Ağbal döneminde, 18 Mart 2021 tarihli toplantıda iki puan artırılarak yüzde 19’a yükseltilmişti. İki gün sonra, 20 Mart 2021’de yeni bir Merkez Bankası Başkanı, Şahap Kavcıoğlu atandı. Politika faizi 23 Eylül 2021’deki toplantıya
Hükümet yanlısı medya 12 Nisan kabine toplantısından ekonomik krize dair müjdeler bekliyordu. En çok emekli maaş ve bayram ikramiyelerinin artışı beklentisi yükseltiliyordu. Ayrıca temel ihtiyaç maddesi fiyatlarındaki artış durdurularak dar gelirli vatandaş hayat pahalılığı ve fırsatçılara ezdirilmeyecek, kamuya iş yapan müteahhitler enflasyon zararları desteklenerek projelerin devamı sağlanacak gibi müjdeler de bekleniyordu.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısı
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için bir araya gelen 6 muhalefet partisi seçim çalışmalarını hızlandırıyor. Muhalefet kurucusu CHP yoksulluk ve zorlaşan yaşam şartlarına dikkat çekerken, ittifakın bir sonraki toplantısında cumhurbaşkanı adayını gündeme alabileceği konuşuluyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 8 Nisan’da yoksulluk gündemi ile Et ve Süt Kurumu’na ziyaret düzenledi. Kuruma alınmayan Kılıçdaroğlu bina önünde yaptığı açıklamada artan
AK Parti hükümetinin Türkiye’nin ekonomik kriz ve halkın da geçim sıkıntısı içinde olduğunu kabullenmesi zaman aldı. Önce epey dış güçlerle, vurguncu bakkallarla filan oyalandıktan sonra krizin varlığına boyun eğilmesi için resmi enflasyon oranının Ocak’ta yüzde 50, Şubat’ta 54, Mart’ta 61’e yükselmesini beklemek gerekti. Seçim kaygısı içindeki AK Parti yönetimin artık kimlere nasıl destek verileceğini, önceliği
Mart ayı tüketici enflasyonu yüzde 61,1 olarak açıklandı. Böylelikle yirmi yıl geriye gitmiş olduk. En son Mart 2002’de enflasyon bu düzeyin üzerindeydi: Yüzde 65,1. Ama arada önemli bir fark vardı. O sırada Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı uygulanıyordu ve yılbaşında yüzde 73,2 zirvesine ulaşan enflasyon Mart ayında baş aşağı iniş sürecine çoktan girmişti bile. Nitekim, 2002
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Mart ayı enflasyon oranlarını açıkladı. Buna göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 61,14, aylık ise yüzde 5,46 artış gösterdi. Bağımsız Akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise yıllık TÜFE yüzde 142,63, aylık ise yüzde 11,93 arttı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Bursa’da yaptığı konuşmada yüzde 61 enflasyonun
Hafta başında bazı temel mallardan alınan KDV oranının yüzde 18’den yüzde 8’e indirileceği açıklandı. Şubat ortasında da başka mal ve hizmetler için benzer bir uygulamaya gidilmişti. Hayat pahalılığı giderek artınca bu tip önlemler peşi sıra geliyor. Peki, enflasyonu vergi indirerek düşürmek mümkün mü? Daha doğru soru şu olacak: Enflasyonu yükselten nedenler ortadan kaldırılmadıkça KDV indirimleri









