TÜİK verilerine göre, tüketici enflasyonu Nisan ayında yüzde 70’e, üretici enflasyonu ise yüzde 122’ye yükseldi. Kelimenin tam anlamıyla azan bir enflasyonla karşı karşıyayız. Resmi tüketici enflasyonu bir yıl önce yüzde 16, yine resmi üretici enflasyonu ise yüzde 38 düzeyindeydi. İlkinde 54, ikincisinde ise 84 puan sıçrama var.Enflasyon sabit gelirliler açısından tam bir kâbus. Ücret ve
Eylül-Aralık 2021 döneminde Merkez Bankası’nın (TCMB) yaptığı politika faizi indirimleri döviz kurunu sıçrattı. Ürkütücü boyutlara gelen kur artışını dizginlemek için kur korumalı mevduat sistemi (KKM) uygulamaya sokuldu. Bir yandan bütçeye önemli yük getirebilecek (ilk verilere göre getirdi de) bir sistem oluşturuldu diğer yandan da toplam mevduatın daha yüksek bir oranının yabancı para cinsinden ya da
Mart ayı tüketici enflasyonu yüzde 61,1 olarak açıklandı. Böylelikle yirmi yıl geriye gitmiş olduk. En son Mart 2002’de enflasyon bu düzeyin üzerindeydi: Yüzde 65,1. Ama arada önemli bir fark vardı. O sırada Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı uygulanıyordu ve yılbaşında yüzde 73,2 zirvesine ulaşan enflasyon Mart ayında baş aşağı iniş sürecine çoktan girmişti bile. Nitekim, 2002
Hafta başında bazı temel mallardan alınan KDV oranının yüzde 18’den yüzde 8’e indirileceği açıklandı. Şubat ortasında da başka mal ve hizmetler için benzer bir uygulamaya gidilmişti. Hayat pahalılığı giderek artınca bu tip önlemler peşi sıra geliyor. Peki, enflasyonu vergi indirerek düşürmek mümkün mü? Daha doğru soru şu olacak: Enflasyonu yükselten nedenler ortadan kaldırılmadıkça KDV indirimleri
Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu 17 Mart’ta toplanıp faiz kararını açıklayacak. Muhtemelen ‘kararını’ sözcüğünü gülümseyerek okudunuz. Hoşgörünüz lütfen; eski bir Merkez Bankacı olarak başka türlü yazmaya elim gitmiyor. Aklımda bugün için yazı yazmak yoktu. Bu sabah iki nedenle klavyenin başına oturdum. Birincisi, Murat Yetkin’in “Erdoğan 17 Mart’ta siyaseten faiz artırımına gider mi?” yazısı. İkincisi,
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan aslında siyaseten de ekonomik olarak da ne yapması gerektiğinin gayet iyi farkında.Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ardından Türkiye’nin diplomasi sahnesinde öne çıkışını ekonomik olarak lehine çevirmesi, hatta bunu önümüzdeki seçimlerde oya tahvil etmesi umuduyla ilk aşamada atması gereken iki basit adım var.Öncelikle Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun 17 Mart toplantısında faiz artırımına gitmesine izin
ABD Başkanı Joe Biden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 10 Mart’ta telefonla aradı; 45 dakika görüştüler. Birkaç saat önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya’da Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Dimitro Kuleba’yı bir araya getirmişti. Biden’ın Erdoğan’ı arayacağı ise bir gün önce, 9 Mart’ta İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog Ankara’dayken duyurulmuştu. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un 14
TÜİK’e göre Ocak 2022 sonu itibarıyla tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 49’a, üretici fiyat endeksi (ÜFE) de yaklaşık yüzde 100’e dayandı. Ekonomi uzmanları, hükümetin söylemlerinin tersine enflasyonun Mayıs sonuna kadar artmaya devam edeceğini öngörüyorlar.Daha 3–4 ay önce enflasyonun yüzde 20’ler seviyesine tırmanmasını endişeyle karşılıyorduk. O tarihlerde katıldığım, iş dünyası temsilcileri ile ekonomistlerin bir araya
Sadece elektriğe zam yaparken az tüketim hesabını elektrik şirketlerinin arzusu üzerine güya yanlış yapıp, tepkiler üzerine 150 kilovatsaat sınırını 210 kilovatsaate çıkarma dönüşünden söz etmiyorum. Erdoğan’dan İtiraflar derken daha sistemik yanlışlardan da söz edeceğim. Dökülüyor tel tel dökülmekte olan saptamasındaki iddianın hakkını vermek gerekiyor.Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 31 Ocak kabine toplantısı ardından itiraflar dizisi olarak da
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç ekonomiyi toparlamak için kendi reçetesini açıkladı. “2000’li yılların ilk 10 senesinde yapıldığı gibi ciddi reformlar uygulayarak ülke riskini azaltmak.” Yani diyor ki, ekonomiyi toparlamanın yolu yapısal, köklü reformlardan geçer.Koç’un bu sözleri hükümetin doğal gaz sıkıntısı nedeniyle sanayi üretimine üç gün ara verdiği günlerde yayınlandı. Hükümet, krizi konutlara yansıtmamaya