Artık biliyorsunuz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ara sıra “X” hesabını sadece İngilizce mesaj vermekte kullanıyor. Böylelikle Şimşek’in o mesajları Türk kamuoyundan, seçmeninden çok dışarıya, dış siyaset ve ekonomi çevrelerine vermeyi amaçladığını anlıyoruz. Şimşek’in 30 Kasım akşamüzeri, TRT Canlı yayınına katılmadan hemen önce X hesabından yaptığı yayını da böyle okumak gerekiyor. Doğrusu Şimşek yabancı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bir süredir hemen her sabah saat 08:15 civarında X (eski Twitter) hesabından bir duyuru yapıyor. Bu bir suçla mücadele bülteni. Örneğin bugün, Adana’nın Yumurtalık ilçesi açıklarında Liberya bayraklı bir gemide 51 kilo 750 gram kokain yakalandığını duyurdu Bakan. Öğleden sonra ise İstanbul’da Sarallar çetesine operasyon haberi geldi ki bu Ankara’da Kaplan
“Biz gazeteciyiz, gazetecilik yapmaya devam edeceğiz”. Gazeteci Tolga Şardan’ın 1 Kasım’da, 31 Ekim’de T24 haber sitesinde yayınlanan haberi yüzünden tutuklanıp Ankara, Sincan cezaevine götürülürken “Tolga Abi bir şey söyleyecek misin?” diye soran genç meslektaşına yanıtı bu oldu. Savcılıkta verdiği ifade ortaya çıkınca gördük ki Tolga Şardan tutuklanma tehdidi altında verdiği ifadesinde de “ham”, yani teyit
Hem iç hem dış kamuoyu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan Gazze Krizin ile ilgili bir çıkış beklerken İsveç konusunda Türk kamuoyunu hayrete düşüren bir haber geldi. Cumhurbaşkanının İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü imzalayarak TBMM onayına gönderdiği 23 Ekim’de İletişim Başkanlığı tarafından duyuruldu. Bu Türk kamuoyu açısından sürpriz oldu. Çünkü Erdoğan daha yakınlarda, 21 Eylül’de Macaristan dönüşünde 1 Ekim’de
Hamas militanları 7 Ekim sabahı İsrail’e kanlı bir saldırı eylemi gerçekleştirdi. Ardından, İsrail Gazze’yi havadan vurmaya başladı. İsrail jetleri 12 Ekim günü Suriye havaalanlarını bombaladılar. Lübnan zaten olayın başlangıcından beri İsrail’in ateşi altında. Gazze’ye İsrail kara birliklerinin de girmesi bekleniyor. Her iki taraftan çok sayıda can kaybı var. Ne yazık ki kayıplar her geçen gün
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin 25 Eylül’de sosyal medya hesabında yaptığı uzunca açıklamayla önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sahip çıkması şimdilik yalnızca siyaset sahnesinde yankı buldu. Ancak buzdağının suyun üstündeki ucu niteliğindeki bu çıkışın devlet yapısı içinde, özellikle İçişleri ve Adalet kademelerinde yankılanıp yankılanması ihtimali var. Bahçeli’nin çıkışının zamanlama bakımından Ayhan Bora Kaplan soruşturması ve Sinan
Sayıştay raporları okunup medyaya yansıdıkça ortaya çıkan yolsuzluk, usulsüzlük ve kamu kaynaklarının israfı izleri akla üç ihtimal getiriyor. 1- Sayıştay yazar, TBMM ya da savcılar soruşturmaz ve bu dosyalar zamanı gelince kullanılmak üzere bir kenarda arşivlenir. 2- Sayıştay yetkileri “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla daha da kısıtlanır, toz-toprak halının altına süpürülmeye -istisnalar dışında- devam
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Gaye Erkan yönetiminde 21 Eylül’de toplanan Para Politikası Kurulu (PPK) yüzde 25 olan politika faizini yüzde 30’a çıkarma kararı aldı. Kurul, açıklamasında “dezenflasyonun kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına” karar verdiğini belirtti. Açıklamada, enflasyonun Temmuz ve Ağustos
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için Nev York’a yola çıkarken Türkiye’nin Avrupa Birliğiyle yolları ayırma ihtimalinden söz etmesine AB saflarından “Gitme kal, istediğini verelim” diyen olmadı şimdiye kadar. BM çalışmaları sırasında yapılacak ikili görüşmelerde AB liderlerinin Erdoğan’a “Türkiye’siz olmaz” mesajı vereceği beklentisi var belki de Cumhurbaşkanımız ve yakın çevresinde. Erdoğan’ın ikili görüşme programında