Altı muhalefet partisinin oluşturduğu Millet İttifakı, seçimi kazanmaları halinde hükümet programı yerine de geçecek olan “Ortak Politikalar Mutabakat Metnini” 30 Ocak’ta Ankara’da düzenlenen etkinlik ile paylaştı. 2300’den fazla hedef, politika ve proje içeren Ortak Politikalar Mütabakat Metni, masanın belirleyeceği ortak cumhurbaşkanı adayının seçim beyannamesinin ve seçimlerden sonra uygulanacak hükümet programının da omurgasını oluşturacak. Ortak Politikalar Mutabakat
CHP, DEVA, DP, Gelecek Partisi, İyi Parti ve Saadet Partisi imzalı “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” yoğun katılımlı bir toplantı ile kamuoyuna açıklandı. Temel hedef: Türkiye’yi herkesin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdüğü ve sosyal refah standartlarına ulaştığı, kadınların, çocukların, gençlerin ve tüm vatandaşların geleceğe umutla baktığı, toplumsal barış ve huzurun tesis edildiği mutlu bir ülke
Altı siyasi parti uzmanlarının neredeyse bir yıldır üzerinde çalışmakta olduğu, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”(OPMM) 30 Ocak’ta Ankara Ticaret Odası’nın Congresium salonunda gösterişli bir törenle açıklandı. Önümüzdeki günlerde gündemi meşgul edeceğinden kuşkum yok. Gerçekten de OPMM en az erken emeklilik kadar tartışılmayı hak ediyor. Bu yazıda metnin sadece dış politika bölümüne ilişkin ilk bakışta göze çarpan birkaç
Millet İttifakı (Altılı Masa), 30 Ocak Pazartesi günü “Ortak Politikalar Mutabakat Metnini” açıkladı. Bu yazıda bu metnin ‘Ekonomi, Finans ve İstihdam’ bölümünü değerlendirmek istiyorum. Ancak önce şunu belirtmem gerekiyor. Cumhur İttifakının –bildiğim kadarıyla- bu netlikte ve kapsamda kamuoyuna duyurduğu bir politika metni yok. Bunun yerine bugüne kadar uyguladığı ekonomi politikası var. Bu politikada kapsamlı bir
Dönüştüğü şekliyle Millet İttifakı’nın seçimi kazanırsa uygulayacağı hükümet programı yerine geçecek Ortak İlkeler Metni önceden ilan edildiği üzere 30 Ocak’ta kamuoyuna duyuruldu. Muhalefet cephesinde üzerinde bir yıla yakındır çalışılan 200 sayfalık 9 başlıkta 75 maddeden oluşan kapsamlı bir metin. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan muhtemelen muhalefet vaatlerinin TV canlı yayınlarında duyurulmasını engellemek amacıyla haftalardır geciktirilen Emeklilikte Yaşa
Evet, isimleri artık Altılı Masa değil, Millet İttifakı. Dün, 26 Ocak’ta yaptıkları 9 saate yakın süren toplantı sonrası yayınladıkları iki sayfalık ortak açıklamada altı lider kendilerinden ilk kez Millet İttifakı olarak söz etti. Demek oluyor ki Deva, Gelecek ve Saadet partileri de CHP, İYİ ve Demokrat partiden oluşan millet ittifakına katılmaya karar verdi. Bunu bildiride
Seçim tarihi “takriben” 14 Mayıs olarak açıklandı. Buna göre, seçimlere dört aydan az bir zaman kaldı. Bu son dönemeçte Millet İttifakı kampanyasının momentum kazanması ve iktidarla arayı açması muhalif seçmeni rahatlatacak önemli bir işaret olurdu. Çünkü, biliyoruz ki seçim sathı mailine otokratik bir iktidarla başabaş girmek, sandıktan büyük olasılıkla mağlup çıkmak demektir. Oysa bugünkü tablo
Altılı Masanın özellikle de CHP’nin içine yürüdüğü tuzak Cumhur İttifakının özellikle de AK Parti’nin sonuç alan kışkırtma taktiklerinden kaynaklanmıyor sadece. Aynı zamanda sağlıklı alternatif siyaset ve söylem üretememekten de kaynaklanıyor. Bu tuzak halkın gündemden koparak kimlik politikalarına yönelme ve tercih politikaları üretememe ataleti olarak özetlenebilir. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsü Yasası” çıkışının AK Parti lideri
Yöneylem araştırma şirketinin yayınladığı son anket sonuçları da MetroPoll araştırma şirketinin geçenlerde yayınladığı sonuçlarla uyum içinde. Sizi rakamlara boğmayacağım. Ama manzara az çok ortaya çıkıyor. HDP’nin kendi adayını çıkarması, ya da iki ittifaktan birine destek vermemesi durumunda ne Cumhur İttifakının ne de Millet İttifakının Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda alması mümkün görünüyor. Her iki ittifakın da