Londra’da öğrenciydim. Diplomasiye ilk adımımı atmış, Dışişleri Bakanlığı’nın zorlu sınavlarını geçip, London School of Economics’de yüksek lisansa başlamıştım. Gündüzleri akademide, aralarda çalışarak geçim sağlıyor; akşamları ise şehrin karmaşık siyasi atmosferinde kaybolan genç bir zihin olarak hayatın birçok yüzünü bir arada yaşıyordum. Bir gün, Leicester Square yakınlarında küçük bir kitapçıda gözüme ilişen bir ilan zihnime kazındı:
Rusya-Ukrayna görüşmeleri Türkiye’nin ev sahipliğinde, ABD’nin de katkısıyla İstanbul’da yapılıyor. Böylece 2022’de savaşın başlaması ardından iki ülke arasında yapılan iki görüşme ardından üçüncüsüne de Türkiye’nin arabuluculuğu ile gerçekleşiyor. Bir başka açıdan baktığımızda modern tarihte eşine az rastlanır bir görünümle karşı karşıyayız. Gelişmeler Rusya-Ukrayna, Suriye ve Kürt sorunu konularında eş zamanlı diplomatik çözüm gayreti olarak yorumlanabilir.
Terörsüz Türkiye projesinde bir sonraki kritik aşama olan silah bırakma işleminin ne zaman, nerede, nasıl başlayacağına dair resmi bir açıklama henüz yapılmadı. PKK’nın “örgütü feshediyoruz, silahlı mücadeleye son veriyoruz” açıklaması önemli bir aşamaydı ama barışa gidecek bir yol varsa, silahların teslimi onun ilk adımı olmak zorunda. İşte bu ortamda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Terörsüz Türkiye” hedefine
Suriye’ye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması için Suriye, Türkiye, ABD ve Suudi Arabistan’ın katılımıyla dörtlü bir toplantı yapıldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın 13-14 Mayıs Suudi Arabistan ziyareti sırasında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ev sahipliğinde yapılan toplantıya Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara bizzat, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise Ankara’dan çevrimiçi katıldı. İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya
PKK’nın 12 Mayıs’ta silahlı mücadeleyi bırakma ve kendisini fesih kararı Türkiye’de yaygın siyasi şiddet döneminin bitme ihtimali bakımından önemli bir eşiğin daha aşılması anlamına geliyor. Bundan sonra süreç baltalansa, sonuç vermese silahlı mücadele yolunun sonuna geldiğini kabul etmiş bulunuyor PKK. Dünyada yarım asra yakın, 47 yıl devam etmiş başka bir gayri nizami savaş, başka deyişle
PKK’nın, MHP lideri Bahçeli’nin önerisi ve kurucusu Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine topladığı silah bırakma ve fesih kongresinin sonuçlarını her aç açıklaması bekleniyor. Bu süreçte silahların teslimi ve PKK’lıların statüsü gibi kritik başlıklar öne çıkıyor. Zorluklar ve soru işaretleri ortada. Bir sorun da toplumun büyük ölçüde habersiz oluşu. Ayrıntılarına şimdi gireceğimiz yeni bir araştırmaya göre, toplumun
Yasadışı PKK 12 Mayıs’ta 5-7 Mayıs Kongresinde “Örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması” kararlarıyla birlikte “PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırma” kararı aldığını açıkladı. PKK yönetimi ANF Haber Ajansınca yayınlanan “Olağanüstü 12. Kongresi” sonuç bildirisinde gelinen aşama “PKK mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçalamasına” bağlanarak, PKK’nın “Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme
CHP lideri Özgür Özel’in Van’da “Terörün durmasına, Terörsüz Türkiye’ye ‘evet’ diyoruz” demesinden ve “terör örgütünün” silah bırakma haberinin “bir an önce” gelmesini beklediğini söyledikten kısa süre sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da kısa ama iddialı bir cümle kurdu: “Her an müjdeleri alabilirsiniz, alacaksınız”. Bir gün önce, 9 Mayıs’ta, PKK’nın silah bırakma ve fesih kongresini topladığını açıklayıp
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan PKK’nın silah bırakma ve kendisini fesih Kongresini toplanmasının an meselesi olduğunu açıkladı. Bu açıklamadan yarım saat sonra PKK’dan Kongreyi 5-7 Mayıs tarihlerinde topladıkları açıklaması geldi. (*) MHP lideri Devlet Bahçeli’nin talebiyle PKK Kurucu lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine toplanan Kongrenin kararı daha sonra açıklanacaktı. Ankara’da konuşulanlara göre, karar metni zaten