Bazen bir fotoğraf bin kelimeden çok şey anlatır. Bunu bir süre önce denemiştik. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçimi öncesinde, 27 Nisan’da Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde çekilip basına verilen bir fotoğraftan, Erdoğan’ın seçilmesi halinde kabinesinde kimlere yer verip vermeyeceğine dair işaretler bulunduğunu yazmıştım. Bu görüşme, Putin’in 29 Temmuz’da Erdoğan’la yüz yüze
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 24 Temmuz’daki kabine toplantısı ardından yaptığı konuşmanın hemen başında, konuya verdiği önemin işareti olarak ufuktaki yerel seçimlere değindi. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde elde ettiğimiz başarıyı 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimleriyle tahkim etmek istiyoruz” dedi; “İnşallah bu tarihî fırsatın heba olmasına izin vermeyeceğiz.” Erdoğan fırsat sözünü çok sık kullanmaz. Bu
Bu sene bahar geç başladı yaz hiç gelmeyecek diye endişelenirken havalar öyle bir ısındı ki son bir haftadır yanıp kavruluyoruz. Sadece bizler değil, Türkiye’de ve Yunanistan’da ormanlar yanıyor. Türkiye 6 Şubat’ta tarihinin en büyük deprem felaketini yaşamıştı. Şimdi de Yunanistan tarihinin en büyük orman yangınları ile boğuşuyor. Rodos’taki yangınlar bir haftadır kontrol altına alınamadı.140 bin
Bağımsızlık savaşını kazanmış Türkiye’nin Osmanlı İmparatorluğunun devamı olarak tanınmasını sağlayan Lozan Antlaşması 24 Temmuz 2023’te 100 yaşına bastı. Üç ay sonra, 29 Ekim’de yönetim şekli Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet olarak ilan edilecekti; Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını üç ay sonra kutlayacağız. Lozan Antlaşması, uluslararası planda Türkiye Cumhuriyeti’nin “tapu senedi” olarak kabul edilir ama daha imzalandığı günden
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP grubuna hitap ederken “25 milyona ulaşan bu değişim yeterli değilse, başarısızlık benimdir” dediğinde aklıma ilk gelen Muharrem İnce ile daha CHP’den ayrılmadan yaptığımız bir sohbeti hatırladım. İnce, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yüzde 52,59’la kazandığı seçimde yüzde 30,64 oy almıştı. Bunu CHP’nin 1970’lerde Bülent Ecevit’ten sonra ilk kez yüzde 30’u kendisiyle aşabilmesiyle açıklıyordu. Eğer
TBMM Genel Kurulu 15 Ekim’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talep ettiği 1 trilyon 119 milyar 514 milyon 513 bin liralık ek bütçeyi AK Parti ve MHP oylarıyla kabul ettikten sonra 1 Ekim’e dek tatile girdi. Ek Bütçe ve Torba Yasanın yürürlüğe girmesi ardından 15 Temmuz tarihli Resmî Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle benzin, mazot ve otogaza rekor
AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, 30 Haziran günü bir video yayınladı. Videoda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bazı bakan, danışman ve AK Parti milletvekilleriyle basketbol oynarken görüntülenmişti. Bu yayın son zamanlarda Erdoğan’ın sağlığı üzerine ortaya atılan iddialara yanıt verme amacını taşıyordu: işte, Cumhurbaşkanının sağlığı yerindeydi, basketbol dahi oynuyordu. Videonun sahte olduğu yolunda sosyal medyadaki iddialara daha
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2002’den bu yana süren iktidarının belki de en dezavantajlı döneminde yeniden seçilmesi Türk siyasetinde artık kurucusu olduğu AK Partiden de bağımsız bir “Erdoğancılık” olgusunun adını koymamız gereğini ortaya koyuyor. Tıpkı kurucusu olduğu Anavatan Partisinden bağımsız bir Özalcılık tanımı, Önce CHP sonra kurucusu olduğu DSP’den bağımsız bir Ecevitçilik olgusu gibi AK Partiden bağımsız
Yeni Meclis’te 14 Haziran itibaren Erdoğan kabinesine paralel bir ikinci kabinenin, gölge kabinenin kuruluşuna tanık olduk. Ama bu gölge kabineyi kuran 28 Mayıs seçim yenilgisinin sarsıntısını aşmakla meşgul ana muhalefet CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu değil, o da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan oldu. Dünyada iktidar tarafından kurulan ilk gölge kabine. Gölge kabine Batı demokrasilerinde yazılı olmayan uygulamalardan
14 Mayıs seçimleriyle kurulan yeni parlamento, 28 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi ardından 2 Haziran’da açılıyor. 28’inci dönem TBMM, ilk kez o açıklıkla Turgut Özal tarafından dile getirilmiş olan “Türk-İslam sentezi” çizgisinde oluştu. Bununla birlikte AK Parti’yle CHP’ye iktidar ve muhalefet saflarında düşen başat rol değişmedi. Bu durum iyi değerlendirilirse Türkiye’nin önünü açıcı bir